Antik dönem filozoflarından 9 evlilik öğüdü: Kaynananızın dost olmadığını bilin
Dergilerden, kitaplardan ve iyi niyetli arkadaşlarla aile üyelerinden evlilik ve ilişki tavsiyeleri alabilirsiniz. Peki, antik Yunan ve Romalı filozoflar konu hakkında ne söylerdi?
Dergilerden, kitaplardan ve iyi niyetli arkadaşlarla aile üyelerinden evlilik ve ilişki tavsiyeleri alabilirsiniz. Peki, antik Yunan ve Romalı filozoflar konu hakkında ne söylerdi? M.S. birinci yüzyıl filozoflarından Plutarch ve Gaius Musonius Rufus’un evlilikte mutluluk üzerine dokuz öğüdü için okumaya devam edin. Bazıları hala yararlı olabilirken bazıları bu adamların daha çok kendi (cinsiyetçi) dönemlerinin ürünü olduğunu gösterir:
Eşinizin bam teline saygılı olun. Plutarch, konuşmalarının ve makalelerinin bir derlemesi olan Moralia’sında, yeni evli arkadaşları Pollianus ve Eurydice’e evlilik tavsiyeleri verir. Yeni gelin ve damada bir evlilik konuşması olarak Plutarch’ın “Gelin ve Damada Tavsiyeler ve Karısına Bir Teselli”, beraberlik hayatlarının devamında yeni evlilere öğütler verir. Plutarch’a göre, bazı erkekler (hayvanlar gibi) birtakım renkler veya sesler gibi görünüşte önemsiz şeylerden rahatsız olur veya öfkelenir; bu nedenle, eşleri kocalarını sinirlendirmemek adına her türlü çabayı göstermelidir:
Fillere yaklaşmak zorunda olanlar, parlak kıyafetler giymeyin ya da boğaların yaklaşmak zorunda olanlar kırmızı giymeyin; çünkü hayvanlar özellikle bu renklere öfkelenir; ve kaplanların davul sesiyle tamamen çılgına dönüp kendilerini parçaladıkları söylenir. O halde, erkeklerin de bazılarında zil ve davul sesinden rahatsız olma, bazılarında da kırmızı ve mor kıyafet görmeye tahammül edememe durumu söz konusu olduğu için, kadınların bu tür şeylerden kaçınmaları ve kocalarını rahatsız etmeden veya sinirlendirmeden daimi hoşgörüyle yaşamaları ne kadar büyük bir zorluktur ki?
Hanginizin diğerine daha bağlı olduğunu anlamak için eşinizle yarışın Rufus, eski bir Romalı Stoacı filozof, evliliğin amacı ve felsefeyle nasıl bir bağlantısı olduğu konusunda birtakım dersler vermiştir. İdeal bir evliliği, iki eşin de bağlılık konusunda diğerini yenmeye çabaladığı bir evlilik olarak tanımlar. İki kişi de kendisinin diğerini ne kadar önemsediğini göstermek için birbiriyle yarışırsa güzel bir birliktelikleri olacaktır. Tersi bir durumdaysa, eşlerden biri sadece kendini düşünürse, o çift ayrılmaya veya yalnızlığa mahkûmdur. “Evliliğin Temel Amacı”ndan:
O halde, bu karşılıklı aşkın mükemmel olduğu ve iki kişinin de bunu tamamen paylaştığı, iki kişinin de bağlılık konusunda diğerini yenmeye çalıştığı yerde böyle bir birliktelik güzel olduğu için, o evlilik idealdir ve kıskanmaya değerdir. Ancak, iki kişinin de sadece kendi çıkarlarını gözettiği ve diğerini ihmal ettiği yerde…o zaman birliktelik yıkılmaya mahkumdur ve birlikte yaşasalar da ortak çıkarları birisi için kötü olur; en sonunda tamamen ayrılırlar ya da birlikte olmaya devam edip yalnızlıktan daha kötü bir acı çekerler.
Koca bulmak için aşk büyüleri yaptırmayın Bir adam sizinle evlensin diye tuzak kurmaya çalışmak için oyunlar oynarsanız, bir kocanız olabilir – ama bu oyunlara gelecek bir adamı gerçekten ister misiniz? Plutarch, aşk iksirleri kullanan ve bir eş kapmak için büyüler yaptıran kadınların nihayetinde hayatlarını aptallarla geçirdiklerini açıklayarak balık tutmakla koca avlamak arasında bir benzetme yapar. “Gelin ve Damada Tavsiyeler”den:
Karınla eğlen, yoksa karın sensiz eğlence arayışına girer Plutarch’a göre evlilik, iki insanın tek kişi haline gelmesinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla, kocalar eğlenerek ve gülerek eşleriyle birlikte zaman geçirmelidir. Yoksa kadınlar başka yerlerde eğlence arayışına girerler. Plutarch “Gelin ve Damada Tavsiyeler”de şöyle açıklar:
Eşlerinin kendileriyle birlikte yemek yemesini istemeyen erkekler bu şekilde onlara yalnızken karınlarını doyurmalarını öğretirler. Dolayısıyla, eşlerinin yanında neşeli olmayan ya da eşlerinin maskaralıklarına ve kahkahalarına katılmayanlar, böylelikle onlara hazzı kocalarından ayrı bir yerde aramalarını öğretirler.
Kaynananızın muhtemelen kıskanç olacağını bilin Gelin-kaynana arasındaki çatışma modern bir olay değildir. Plutarch, Afrika’ya ait bir evlilik geleneği hakkında hikâye anlatarak bu çatışmanın kaçınılmazlığına gönderme yapar. Afrika’da bulunan Leptis şehrinde, düğününün ertesi günü gelin, damadın annesinden bir çanak ister. Damadın annesi bu isteği geri çevirerek gelecekteki ilişkilerinin gidişatını belirlemiş olur. Plutarch’ın gelinlere tavsiyesi mi? Sizi kıskandığı için kaynananızın dost olmadığını bilin ve eşinizle annesi arasındaki ilişkiyle alakalı konularda dikkatli adım atın. “Gelin ve Damada Tavsiyeler”den:
Bir kadın, bu düşmanlığa dikkat etmeli ve bunun nedenle, annenin oğlunun sevgisinin nesnesi olarak geline karşı kıskançlığına çare bulmaya çalışmalıdır. Bu sorunu anında çözecek olan, eşinin ilgisini kişisel olarak kendisi için uyandırması ve aynı zamanda annesine olan ilgisini saptırmaması veya azaltmamasıdır.
Evliliğin yürümesi için iki taraf da iyi insan olmalıdır. Rufus, iyi bir birliktelik kurmak için hem erkeğin hem de kadının erdemli olması gerektiğini söyler. İki kişi de kötüyse veya biri kötü biri iyiyse evlilik tek kelimeyle yürümez. Rufus’un “Evliliğin Temel Amacı”nda söylediğine göre, evlilik için iki kişi gerekir:
Karakter veya ruh açısından, irade ve adalet odaklı, kısacası erdeme eğilimli olması beklenebilir. Bu nitelikler, hem erkekte hem de kadında bulunmalı. Çünkü karı-koca arasında akıl ve karakter paydaşlığı olmadan hangi evlilik güzel, hangi birliktelik elverişli olabilir? Temelde bulunan iki insandan biri diğerine nasıl ruh paydaşlığı edebilir? Veya iyi olan kişi, kötü olan kişiyle nasıl uyum sağlayabilir?
Aldatmayın. Rufus, doğaya aykırı ve utanç verici olduğunu savunarak aldatmayı kınar. Bazı çağdaşlarının, bir erkeğin köle hizmetçilerinden biriyle aldatması konusunda ahlaki bir sorunu olmadığını kabul etse de; Rufus bunun da yanlış olduğunu belirtir. Erkekleri eşlerinin kölelerle ilişkileri olduğunu hayal etmeye çağırarak Rufus, rahatsız edici çifte standarda dikkat çeker. “Cinsel Bağımlılık Üzerine” dersinden:
Eğer bir efendinin kendi kölesiyle ilişki yaşaması, özellikle de köle evli değilse, utanç verici veya uygunsuz gelmiyorsa, bırakın o adam eşinin erkek bir köleyle ilişki yaşaması durumunda nasıl hissedeceğini düşünsün. Sadece meşru bir eşi olan kadının bir köleyle ilişki yaşaması değil, eşi olmayan bir kadının bile yaşaması asla kabul edilemez gelmez miydi?
… Ama kocanız sizi bir hizmetçiyle aldatırsa, size çok saygı duyduğu içindir. Plutarch Pers krallarının eşleriyle yemek yediğini, ancak sarhoş olmak ve cariyeleriyle azıtmak istediklerinde eşlerini gönderdiklerini anlatır. Plurarch’a göre, Pers kralları cariyelerle alem yaparak eşlerine iyilik yaparlar; çünkü böyle bir ahlaksızlığa eşlerini maruz bırakmak istemezler. O halde eşleri, kocaları kendilerini hizmetçilerle aldattığında sinirlenmemelidir. “Gelin ve Damada Tavsiyeler”de şöyle der:
Pers krallarının meşru eşleri yemekte yanlarında oturur ve onlarla birlikte yemek yer. Ama krallar neşelenmek ve sarhoş olmak istediklerinde, eşlerini gönderirler ve müzik çalan kızları ve cariyeleri çağırtırlar. Yaptıklarında bir dereceye kadar haklıdırlar; çünkü çapkınlıklarına ve ahlaksızlıklarına evli oldukları eşlerini hiçbir şekilde ortak etmezler. Dolayısıyla bir adam özel hayatında…bir metresle veya hizmetçi köleyle bir kabahatte bulunursa, evli olduğu eşi sinirlenmemeli veya kızmamalıdır; aslında kocasını ahlaksızlığını, çapkınlığını ve maskaralığını başka bir kadınla paylaşmaya iten şeyin ona karşı duyulan saygı olduğunu anlamalıdır.
Zaman,ilişkinizi güçlendirecektir Plutarch, yıllar geçtikçe evliliğin güçlendiğini belirtir. O halde, yeni evliler anlaşmazlıkları yatıştırmak ve tartışmaların üstesinden gelmek konusunda son derece dikkatli olmalıdır; çünkü ilişkileri olgunlaşmamış ve kırılgandır. Plutarch’ın “Gelin ve Damada Tavsiyeler”de yazdığı gibi, uzun süredir evli olan insanlar birçok şeye direnebilirler:
Özellikle en başta evliler anlaşmazlıklara ve çatışmalara karşı tetikte olmalıdır; çünkü bir araya gelmiş bölümlerden oluşan böyle ailevi oluşumların başlangıçta herhangi bir tesadüfi olayla parçalandığını, ancak bir süre sonra, eklemleri yerine oturduğunda, ateş ve çelikle bile zor koparılabildiğini görürler. (düşünbil.com)