İstanbul Tabip Odası Başkanı: Türkiye'de test yaygın yapılmadığı için...
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, yeni tip koronavirüsünün Türkiye’de yeni saptanmasının sebebinin, testin yaygın yapılmamasından kaynaklandığını söyledi. / Onedio Emre Ordu
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Türkiye'de ilk pozitif vakanın tespit edilmesiyle birlikte test kriterlerinin de değiştiğini söyledi.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, Corona virüsünün Türkiye’de yeni saptanmasının sebebinin, testin yaygın yapılmamasından kaynaklandığını söyledi. Prof. Dr. Saip, “Büyük bir ihtimalle yaşlıların çok ortada olmaması ve daha çok evlerde günlerini geçiriyor olmaları, onlara hastalığın bulaşmamasını sağladı. Hafif seyreden vakaları da çok saptayamadık. Türkiye’de testin yaygın yapılışı da söz konusu değil. Bu nedenlerle Türkiye’de virüs, beklenenden daha geç saptanmış oldu” diye konuştu.
Test sayısının artmasının vaka olma olasılığını da artırdığına işaret eden Prof. Dr. Özlü, şunları söyledi: “Daha çok vakayı yakalamak önemli. Ancak şöyle bir durum var, bunu vurgulamamız lazım. Türkiye’de henüz bir salgın yok. Şüpheli olguların hepsine bu test yapıldı ve şimdiye kadar da tek bir pozitif vakamız çıktı. Eğer pozitif çıkması gereken kişiler olsaydı, bunlar da zaten risk grubu olan ve vaka tanımına uyan kimselerdi ve bunları da yakalardı. Bu test bir tarama aracı olarak kullanılamaz. Yani herkese test, uygun değil, ekonomik de değil, böyle kullanan da yok dünyada. Ancak semptomu olan kişilere bunu yapabiliriz. Ama ilerleyen süreçte yerli olgular da çıkmaya devam ederse yurtdışı ile teması olmayan olguların sayısı artarsa, Türkiye’de virüsün dolaşıma girdiğini fark edersek, daha fazla kişiye test yapmak gündemimize girebilir ve bu tanım değişebilir"
TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman ise koronavirüsünün tespitinde kullanılan testlerin hata payı taşıdığını ve artık testlere ek olarak mutlaka akciğer tomografisinin de çekilmesi gerektiğini söylüyor: "Amerika'da yapılan testlerin bile doğruluk payının henüz yüzde 60-70 oranında olduğu ortaya kondu. O yüzden şüpheli kişilere yapılan testlerin mutlaka birkaç kez tekrar edilmesi ve test sonucu negatif çıksa bile yüksek ateş ve solunum sıkıntısı olan vakalarda akciğer tomografisi çekilmesi gerekiyor.
"Bilimsel çalışmalar akciğer tomografisinde COVID-19 gösteren özel bir görüntü olduğunu ve test sonucu negatif çıksa bile tomografide gözüken akciğerdeki iz ile teşhis konulabildiğini gösterdi. Testlerin negatif çıkması tek başına yeterli değil." Peki bu durumda şu ana dek test yapılan ve sonucu negatif çıkıp taburcu edilen 2 binden fazla kişinin de hâlâ koronaviüs şüphesi taşıdığını söyleyebilir miyiz?
Testler için Ankara, İstanbul ve Erzurum'da laboratuvar bulunduğu bilgisini veren Prof. Dr. Özlü "İzmir, Adana’da ve Samsun’da da her şey hazır, ilerleyen süreçte ihtiyaç duyulursa oralarda da test yapılabilecek" dedi.
Özlü, bir hastanın test sürecinin ve takibinin nasıl yapıldığını şöyle anlattı: "Hasta olası vaka tanımına uyuyorsa hemen hem solunum sistemi enfeksiyonlarına yol açabilecek diğer bakteri ve virüslere ait testler yapılıyor hem de yeni koronavirüs testi için örnekler alınıyor. Bu örnek İl Sağlık Müdürlüğü’nün koordinasyonu ile hemen merkez laboratuvarına uygun koşullarda gönderilir. Bu örneklerin nasıl alınacağı, hangi koşullarda muhafaza edileceği, nasıl taşınacağı, hepsi bir kurallar çerçevesinde yürütülür. Merkez laboratuvar da bu örnekleri hemen çalışıyor, 2-3 saat içinde sonuç elde edilebiliyor artık.
Eğer negatif gelirse test sonucu, hasta da şüpheli vaka ise ikinci bir örnek daha alınıyor ve bu da negatif gelirse o zaman hasta negatif denebiliyor. Ama bu süre içerisinde de hasta izole ediliyor.