Kolon Kanserinden korunmanın 6 etkili yolu
.Acıbadem Altunizade Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nesliar Eser Kutsal, yaptığı açıklamada, kolon kanserinden korunmanın 6 yolunu anlattı.
Bu taramaları mutlaka yaptırın Kolon kanserinin en önemli özelliği büyük oranda önlenebilir bir kanser türü olması. Bu amaçla, dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi yaptırmayı asla ihmal etmeyin. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nesliar Eser Kutsal hiçbir yakınması olmasa bile 50 yaşından itibaren her bireyin bu taramaları mutlaka yaptırması gerektiğine dikkat çekerek şu bilgileri veriyor:
“Risk faktörüne sahip kişilerin ise daha erken yaptırmaları gerekiyor. Örneğin ailede kolon kanseri varsa, aile bireyleri hastanın kanser tanısı alma yaşından 10 sene öncesinde taranmaya başlanmalı. Dışkıda gizli kan taraması her yıl, kolonoskopi ise bir öncekinin sonucuna göre değişen sürelerde yapılıyor. Her iki yöntemin yapılmasındaki amaç kanser gelişmeden, riskli poliplerin saptanarak çıkarılması veya gelişmekte olan kanseri erken saptayabilmek. Üstelik hastalığın önlenmesinde çok önemli bir yöntem olan kolonoskopi sanıldığı gibi zor ve ağrılı bir işlem değil. Ancak işlemden beklenen başarıyı elde etmek için ön hazırlığın iyi yapılması ve bu konuda uzman kişilerce uygulanması önem taşıyor.”
Daha az kırmızı et, daha çok balık tüketin Sağlıksız beslenme kolon kanserine yol açan en önemli faktörlerden biri. Yapılan çalışmalara göre; liften fakir, hayvansal yağdan zengin beslenmek bağırsak kanseri riskini artırıyor. Özellikle kırmızı et riski artıran önemli bir faktör. Günde 100 gramın üzerinde kırmızı et tüketen veya her gün 50 gr işlenmiş sosis, salam, sucuk gibi et ürünlerini tüketenlerde kolon kanseri riski yüzde 12-18 oranında artıyor. Benzer şekilde vejeteryan veya vegan beslenenlerde risk diğerlerine oranla düşük bulunmuş.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda Akdeniz diyeti ile beslenenlerde kolon kanseri ve kolon polipleri gelişme riskinin yüzde 30-43 oranlarında azaldığı görülmüş. Akdeniz diyetinde sebze, meyve, tahıllar, kuruyemiş ve omega 3’ten zengin balık tüketimi daha fazla, kırmızı et ve alkol tüketiminin kısıtlı olması, ayrıca obeziteyi önlemesi kanser riskini azaltıyor. Bu nedenle Akdeniz diyetinde olduğu gibi kolonda yararlı bakterileri artıran liften zengin gıdaları, sebze ile meyveyi yeterli tükettiğinizden emin olun. Bu arada kabızlığı önleyen, bağırsaktaki toksinleri etkisini azaltan suyu da günde en az 2 lt tüketmeye özen gösterin.
Sigarayı bırakın, alkolü kısıtlayın Birçok kanserojen madde içeren sigara alışkanlığı olanlarda hem kolon polibi hem de kolon kanseri riski artıyor. Ayrıca yapılan çalışmalarda alkolün metabolize edilmesi sonucu ortaya çıkan asetaldehit molekülünün DNA hasarına yol açarak kanserojen etki gösterdiği saptanmış. Öyle ki orta düzeyde alkol alan, örneğin günde 1-4 kadeh alkol tüketen kişilerde kolon kanserine yakalanma riski yüzde 20 gibi yüksek bir oranda artıyor.
İdeal kilonuza ulaşın Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması verilerine göre; ülkemizde her 100 kişiden 30’u obez ve yaklaşık 35’i de fazla kilolu. Obezite sorunu olan kişilerin sağlıksız beslenmeleri, bağırsak bakterilerinin değişime uğramaları ve kilo ile gelişen hafif iltihap nedeniyle fazla kilolu olmak kolon kanseri için de bir risk faktörü. Bu nedenle sağlıklı beslenerek ideal kilonuza ulaşmanız çok önemli.
Tempolu ve düzenli yürüyün Düzenli egzersiz yaparak obeziteyi önleyebilir, bağırsak çalışmasını düzenleyebilir ve bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz. Her gün en az 30-40 dakika veya haftada 3 gün, 1 saat tempolu yürüyüş yapmanız kolon kanseri riskini azaltmada yarar sağlayacaktır.
Kalsiyum ve D vitamine dikkat edin Yapılan çalışmalara göre; kalsiyum bağırsağa toksik olan safra asitleri ve serbest yağ asitlerine bağlanarak onların zararlı etkisini azaltıyor. Dolayısıyla süt, yoğurt ve peynir gibi kalsiyum açısından zengin gıdaları düzenli olarak tüketmeye özen gösterin. D vitamini yüksek olan kişilerde de kolon kanseri riskinin düşük olduğu 17 farklı çalışma ile gösterilmiş. D vitamini tedavisinin kanseri önlemedeki rolü bilinmemekle birlikte, bağışıklık sistemini güçlendirerek etkili olduğu düşünülüyor. Bunların yanı sıra stresten uzak durmak ve yeterli uyumak bağışıklık sistemimizi güçlendiren diğer faktörleri oluşturuyor. Kanıta dayalı olmasa da, kanser riskini azaltmaya yardımcı oldukları belirtiliyor.