Tüm zamanların en iyi 10 İran filmi
İşte tüm zamanların en iyi 10 İran filmi...
Kirazın Tadı (1997) Bay Badii arabasıyla bir yola çıkmıştır. Bu yolculuğun amacı bellidir. Badii, kendisini öldürmek için ikna edeceği bir adam bulacaktır ve bu iş için ona para verecektir. Önce bir Kürt asker bulur, daha sonra Afgan asıllı bir öğretmen ve en sonunda da ihtiyar bir Türk... En sonunda aralarından birine teklifini kabul ettirecektir. Ancak tüm bu boşvermişliğine rağmen halen öğrenmesi gereken çok şey vardır.
Cennetin Çocukları (1997) Onlar karşılaştıkları ve yaşadıkları sorunları aileleriyle paylaşmıyorlar, kendileri çözmeye çalışıyorlar. Aslında sorunları Zahra'nın kaybolan ayakkabılarıyla ilgili. Abisi Zahra'nın ayakkabılarını kaybettiği için kendi ayakkabılarını kardeşiyle paylaşmak zorunda kalıyor. Çünkü yeni bir çift ayakkabı alamayacak kadar yoksullar. İki kardeş günlerini tek bir çift ayakkabıyı paylaşarak geçirmeye çalışıyorlar.
Cennetin Rengi (1999) Bu dokunaklı hikaye kör bir çocuk olan Mohammed'in çevresinde gelişir. Yaz tatili geldiğinde Mohammed için Tahran'daki okulundan ayrılıp tatile çıkma zamanı gelmiştir. Sabırsızlıkla babasını bekler, böylece birlikte evlerine dönebileceklerdir. Ancak babası Mohammed'in kör olması nedeniyle oğlundan utanmaktadır ve bu nedenle de okula beklendiğinden daha geç varır. Müdürden, oğlunu yaz boyunca bu okulda tutmalarını istese de başarılı olamaz ve oğlunu alıp eve dönmek zorunda kalır.
Sarhoş Atlar Zamanı (2000) İranlı bir ailenin fertleri, babalarının ölümünden sonra zor şartlar altında hayatlarını sürdürmektedir ki, kardeşlerden birinin acilen ameliyat olması gerektiği öğrenilir. Henüz 12 yaşındaki Eyüp, ailenin yeni lideri olarak güç bir durumda kalmıştır. Film, adını sözkonusu coğrafyanın zor şarlarına has ilginç bir yöntemden; ayakta kalmaları için alkol verilen atlardan alıyor.
Söğüt Ağacı (2005) 8 yaşında iken gözlerini havai fişek kazasında kaybeden Yusef ( Parvis Parastui), 45 yaşında üniversitede edebiyat professörüdür. Braille alfabesi ile yazar ve okur. Çok düşkün ve yardımcı karısı, seven kızı, güzel evi, balkonu ve bahçesi ile karanlık ama küçük bir cennette yaşar gibi görünür. Ve sonunda, Paris’de yapılan kornea nakli ameliyatı ile görmeğe başlar. Bu arada ameliyattan önce hastanede, gözlerini yavaş yavaş kaybeden Murtaza (Mohammad Amir Naji) ile tanışır, orada arkadaş olurlar.
Bu Bir Film Değil (2011) Kendisi de İranlı olan yönetmen arkadaşı Mojtaba Mirtahmasb ile bir günü paylaşmalarından ibaret olan filmde, Panahi arkadaşına üzerinde çalıştığı bir senaryoyu sohbet misali sahne sahne anlatıyor ve sonra kaçınılmaz olarak şunu soruyor: : "Madem anlatılabiliyor, film yapmaya ne gerek var?"
Bir Ayrılık (2011) Nadir ve Simin, çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşüp kadıdan yardım istemektedir. Simin, kocası Nader ve kızı Termeh’le birlikte İran’ı terk etmek istemektedir. Nader’in Alzheimer hastası babasını bırakmayı reddetmesi üzerine boşanma davası açan Simin, dava talebi reddedilince anne babasının evine gider. Termeh ise babasıyla kalmaya karar vermiştir. Nader kızına ve babasına bakması için hamile bir genç kadını tutar; ama bu durum daha fazla soruna yol açacaktır.
Kadın Olduğum Gün (2000) Küçük Havva dokuzuncu yaş gününde uyandığında, yaşamının artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağı gerçeğinden bihaberdir. O, artık kendi çevresinin kültüründe bir kadın kabul edilmektedir. Annesi Havva'ya artık bir kadın olduğu için dışarı çıkıp erkek çocuklarıyla oynamasının günah olacağını hatırlatır. Bir bayanlar bisiklet yarışında lider durumdaki Ahu'yu sürekli olarak akrabaları takip etmekte ve giderek tehdit eder bir şekilde ona vaktini böyle basit bir uğraşla geçirmeyi sürdürürse evden atılacağını hatırlatmaktadır. Ahu onları reddettiğinde ise yarış daha büyük, hayatı değiştirecek bir öneme bürünür.
Bisikletçi (1989) İran'a Afganistan'dan göç etmiş fakir bir adam olan Nesim (Muharrem Zeynelzade) kuyu kazarak geçimini sağlamaktadır, ancak ağır hasta olan karısını kurtarmak için daha çok paraya ihtiyacı vardır. Sonunda bir arkadaşının vasıtasıyla karşılaştığı bir bahisçi, 7 gün aralıksız bisiklet sürmesini ve onu izleyen ve bahis oynayan insanların yardımıyla ihtiyacı olan parayı kazanabileceğini söyler.
Yakın Plan (1990) Yoksul sinema tutkunu Hüseyin Sabzian, otobüste yaşlı bir kadınla tanışır ve kendisini ünlü İranlı yönetmen Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtır. Kadın, buna inanarak, adamı ailesiyle tanıştırmak üzere evine davete eder. Sabzian da, aileyi, yeni çekeceği filme para yardımı yapmaları şartıyla, filminde oynamaya ikna eder. Fakat, zengin Ahankhah ailesi, evi soyacağından şüphelenerek, adamı polise ihbar eder. Sabzian tutuklanır, sorgulama ve yargılanma süreci başlar.