'Göğe baktıran' şair Turgut Uyar
"İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım" diye başlayan Göğe bakma durağı şiiriyle herkesi göğe baktıran şair Turgut Uyar 33 yıl önce bugün (22 Ağustos 1985) aramızdan ayrıldı.
Göğe Bakma Durağı, Acıyor gibi unutulmaz şiirleri yazan İkinci Yeni akımının öncülerinden Turgut Uyar, 33 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. İşte Turgut Uyar'a dair bilinmesi gerekenler... Bugün İkinci yeni akımının öncüleri arasında yer alan şair Ahmet Turgut Uyar'ın doğum yıldönümü. 4 Ağustos 1927'de Ankara'da doğan 22 Ağustos 1985'de hayatını kaybeden Turgut Uyar, mutsuzluğu, umudu, ayrılığı, kavuşmayı, özlemi, hüznü ama en çok da insanı anlatan şiirleriyle tanındı.
Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Hava Lisesi ve Askeri Memurlar Okulu'nu bitirip, Posof, Terme ve Ankara 'da personel subayı olarak görev yaptı. Henüz Askeri Memurlar Okulu’nda öğrenciyken 1947’de Yezdan Şener ile evlendi.18 yaşında baba olan Turgut Uyar'ın bu evlilikten Semiramis, Tunga ve Şeyda adında üç çoçuğu oldu.
1966 yılında ilk eşi Yezdan Şener'den boşanıp İstanbul'a yerleşen Turgut Uyar o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan öykü yazarı Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başladı. Turgut Uyar, ilk eşi Yezdan Şener ve çocukları (soldan sağa) Tunga, Şeyda ve Semiramis ile.
Tomris Uyar, Turgut Uyar ile tanışmalarını şöyle anlatır: “1966 yılında ben zaten Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereydim. O da eşinden ayrılmıştı. İstanbul’a gelmişti çocuklarıyla. Burada tanıştık. Asıl tanışmamız herhalde o, çünkü o zaman daha bir yakın oturup konuşma fırsatını bulduk ve mektuplaşmaya başladık. Bu mektuplar önce sadece şiir üzerine mektuplardı. Hâlâ duruyor bende. Genellikle onun şiir üzerine düşünceleri, benim onun şiirleri üzerine düşüncelerim… Ve anladığım kadarıyla çok sıkışık bir dönem geçiriyordu. Yani evlilik hayatında bir süredir yaşadığı tedirginlik ve uyumsuzluk şiirini de etkilemişti, yedi yıldır şiir yazmıyordu. Esin periliği olarak ifade etmek istemiyorum ama herhalde çok konuştuğum, çok dürttüğüm, yazmasını çok rica ettiğim için diyeyim, yavaş yavaş şiir yazma isteği yeniden doğdu.” Kendisini esin perisi olarak hissettiği Tomris Uyar'la 1969 yılında evlendi ve Hayri Turgut adında bir erkek çoçuk sahibi oldu. (Tomris ve Turgut Uyar oğulları Hayri Turgut Uyar ile birlikte, 1969)
Turgut Uyar, 1958'de askerlikten ayrılarak Türkiye Selüloz ve Kağıt Sanayisi'nin Ankara şubesinde çalışmaya başladı ve buradan emekli oldu. (Seka yıllarında Erdal Öz ile)
Turgut Uyar’dan Tomris’e Dizeler Herkes seni sen zanneder. Senin sen olmadığını bile bilmeden, Sen bile Seni ben geçerken Derim ki, Saati sorduklarında; Onu ”O” geçiyordur Kimse anlam veremez. Tamir ettirmedin gitti derler şu saati. Ettirmek istiyor musun demezler. Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur. Zamanı durdururum yüreğimde, Sensiz geçtiği için, Akrep yelkovana küskündür. Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür. Bil ki akrep yelkovanı geçerse, Atan bu yüreğim durur. Bırak bozuk kalsın, hiç değilse Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur. (Turgut Uyar ve Tomris Uyar, Büyükdere’deki evlerinde, 1970)
"Yad" isimli ilk şiiri 1947'de Yedigün dergisinde yayımlanan şair, 1948'de Kaynak dergisinin açtığı bir şiir yarışmasında ikincilik kazandı. Yarışmadan sonra, seçici kurulda bulunan şair-yazar Nurullah Ataç, birincilik adayının Uyar olduğunu açıklayarak, ileride çok iyi bir şair olacağını söyledi. İlk kitabı "Arz-ı Hal" 1949'da Kaynak Yayınlarından çıkan Uyar, 1952'de "Türkiyem" adlı ikinci kitabını Nurullah Ataç'ın ön sözüyle yayımladı. Kitap, o ve sonraki dönemlerin ünlü şairlerinin kitaplarının yayımlandığı yayınevlerinden biri olan Varlık Yayınlarından çıktı. Turgut Uyar'ın 1959'da yayımladığı üçüncü kitabı "Dünyanın En Güzel Arabistanı"nda yer alan şiirlerden biri olan "Göğe Bakma Durağı", kendi şiir serüveni içerisinde hem oluşturulan modern yapı ve ses, hem de modernist yaklaşımlarla yeni imgeler kurma açısından dönüm noktası olarak gösterildi. "İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım" mısrasıyla, 'insanların sahip olduğu güzelliklerin herkese eşit olarak dağıtıldığını ve onları görebilmek için büyük çaba sarf etmeden, sadece başını kaldırıp bakmanın yeterli olduğunu' aktardı.
(Derleyen: Begüm Yıkılmaz/NTV)