IMDb puanına göre en iyi 8 Stanley Kubrick filmi
Estetik kusursuzluğu elde edebilmek için denediği farklı teknik yöntemlerle dünya çapında sinemayı etkilemiş ve dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yönetmenleri arasında sayılan Stanley Kubrick'in en iyi 8 filmini sizler için derledik...
Estetik kusursuzluğu elde edebilmek için denediği farklı teknik yöntemlerle dünya çapında sinemayı etkilemiş ve dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yönetmenleri arasında sayılan Stanley Kubrick'in en iyi 8 filmini sizler için derledik...
1- The Shining (1980) – IMDb Puanı: 8,4 The Exorcist (Şeytan) ve devam filmini geri çeviren Stanley Kubrick, Jack Nicholson ile kendi korku filmini çekme kararı alır. Stephen King’in aynı adı taşıyan ve Overlook Oteli’ne kışın kapalı kapılar ardında bakıcılık yapmayı kabul eden Jack Torrence ve ailesinin deliliğe yolculuğunu anlatan The Shining (Cinnet)’i çeker.
2- Dr. Strangelove (1964) – IMDb Puanı: 8,4 Lolita’dan sadece iki yıl sonra Kubrick sinema perdelerine Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love The Bomb (Dr. Garipaşk) ile geri döner. Kubrick ilk başta 1950’lerdeki Soğuk Savaş ve nükleer savaş krizini ciddi bir tonla anlatmak ister. Fakat filmin eleştirel bir parodi olmasının insanların bakış açısını değiştirebileceğini ve böyle daha iyi bir film ortaya koyacağını düşünür.
3- Paths of Glory (1957) – IMDb Puanı: 8,4 1957’de, Kubrick’in yapımcı James B. Harris’le üçüncü iş birliği olan Kirk Douglas‘lı Paths of Glory, I. Dünya Savaşı’nda ‘intihar görevi’ olarak adlandırılan bir görevi üstlenen Fransız ordusunun bir bölüğünü anlatıyor. Film çoğu eleştirmenden olumlu yorum almıştır.
4- Full Metal Jacket (1987) – IMDb Puanı: 8,3 Vietnam Savaşı’nda barışçıl bir askerin değişimini gösteren Full Metal Jacket‘in ilk yarısı savaşa hazırlanan bölüğün içinde geçenleri; ikinci yarısı ise savaşın kendisini gösterir. Karakteri gibi kendisi de eski bir çavuş olan R.Lee Ermey, Kubrick tarafından nadir tanınan ‘doğaçlama serbest’ hakkından yararlanmıştır. Filmin çekileceği Vietnam’da bulunan yıkık binaları beğenmeyen Kubrick, film için özel binalar yaptırıp onları yıkarak daha otantik bir görüntü sergilemeye çalışmıştır. Bu yöntemi kendi film ekibi dahil çoğu film yorumcusu tarafından da eleştirilmiştir.
5- A Clockwork Orange (1971) – IMDb Puanı: 8,3 1971 senesinde Kubrick, Lolita’dan daha çok tartışmaya yol açacak ve durulmasını zorlayan bir filmle sinema dünyasına oturacaktır. Kubrick, filmle aynı isme sahip Anthony Burgess romanı olan A Clockwork Orange (Otomatik Portakal)’ı beyaz perdeye uyarlayarak çoğu izleyiciyi kendinden uzaklaştıracaktır. Ütopik bir dünyada geçen film, seks, şiddet ve asiliği konu alır.
6- 2001: A Space Odyssey (1968) – IMDb Puanı: 8,3 Kubrick’in beş yıl süren zorlu araştırma ve çekimleri sonucunda 2001: A Space Odyssey (2001: Bir Uzay Macerası) vizyona girer. Film, uygarlığa geçen maymunlardan, ayda bir ‘monolith’i araştıran astronotlara ve yeniden doğuşu tecrübe eden insanlara kadar birçok paralel hikaye unsuru taşıyor.
7- Barry Lyndon (1975) – IMDb Puanı: 8,1 A Clockwork Orange’dan dört sene sonra 1975 yılında geri döndüğünde ise kendisinden beklenmeyen bir hareket ile 18. Yüzyılda geçen genç bir İrlandalı’nın İngiliz kraliyet ailesine ve sosyetesine girme çalışmalarını anlatan Barry Lyndon ile sinema dünyasında tekrar yüzünü gösterir. 3 saat 4 dakika olan bu yavaş tempolu film görsel yönüyle ön plana çıkarak, her karesinin bir tabloyu andırmasıyla dikkat çekmiştir.
8- The Killing (1956) – IMDb Puanı: 8 Killer’s Kiss setinde tanıştığı Ruth Sobotka ile evlenen Kubrick’in bir sene sonra vizyona soktuğu The Killing ise, çoğu film yorumcusu tarafından bugüne dek yönetmenin en iyi filmi olarak görülür. Soygun filmlerine yeni bir nefes getiren Kubrick, kendisinden sonra suç filmi çekecek yönetmenlere de ilham olmuştur. Quentin Tarantino, Reservoir Dogs için en büyük ilham kaynağının Stanley Kubrick’in The Killing filmi olduğunu söyler.