Sanat tarihine damga vurmuş tablolar ve hikayeleri
Sanat tarihine damga vurmuş ve şüphesiz hepsi birbirinden değerli birçok sanatçı ve sanat eseri var. Bu eserlerden sanat tarihine kattıkları yeniliklerle en çok bilinen tablolar ve hikayeleri...
Arnolfini’nin Evlenmesi - Jan Van Eyck – 1389-1441 – HOLLANDA Sanatçının bu resmi tarihi açıdan da bir ilk olma özelliğine sahip. Bu tablo, evlenme anının resmedilmesi nedeniyle, bir nevi ‘evlilik cüzdanı’ niteliğinde. Eseri bu kadar önemli kılan detay ise ayna. Duvardaki ayna, müthiş bir akis tekniğiyle anı derinleştirmek için kullanılmış. Aynaya dikkatlice bakıldığında, Van Eyck’ın da resmin içinde olduğu görülür. Ressam, kendini ‘an’a dâhil ederek, resim sanatına farklı bir boyut kazandırdı.
İnci Küpeli Kız (Girl with A Pearl Earing) - Johannes Vermeer – 1632-1675 – HOLLANDA ‘Kuzey’in Mona Lisa’sı’ olarak adlandırılan ‘İnci Küpeli Kız’ tablosundaki genç kızın masumiyeti ve bakışlarındaki etkileyicilik, ressamın başarısını arttırmıştır. Tablonun ana objesi inci küpe ön plana çıkarken, ressamın tablolarında eksik olmayan mavi ve sarı renkteki örtü dikkat çeker.
Gece Kuşları (Nighthawks) - Edward Hopper – 1882-1967 – ABD 1942 Sanatçının eserlerinde daha çok günlük Amerikan hayatının yalnızlığı yer aldı. Barlar, restoranlar ve hatta benzin istasyonları bile Hopper’ın ilgi odağı oldu. Manhattan’daki bir restorandan esinlenerek çizdiği ‘Gece Kuşları’ tablosu, Amerikan resim tarihinin önemli eserlerinden biri. Tabloda, gece geç bir saatte, şehir uyumasına rağmen, birbirine yakın duran ama hiç konuşmayan üç müşteri konu edilir. Ünlü Pearl Harbour saldırısı sonrası yapılan resimde, garsonun başındaki denizci şapkası, bu vahim olaya gönderme yapar. Birbiriyle hiç konuşmadan duran üç insanın aralarındaki kopukluk ve karamsar halleri, dönemin Amerikan toplumunun psikolojik yansıması sayılır.
Türk Hamamı (Le Bain Turc) - Jean Auguste Dominique Ingres – FRANSA Sanatçı Oryantalizme katkıda bulunan ‘Türk Hamamı’ tablosuyla dikkatleri üzerine topladı. Osmanlı topraklarında hiç bulunmamasına rağmen, bu kadar ustalıkla resmedilen çıplak kadınlarla dolu hamam, bazı çevrelerce alkışlanırken, bazılarınca olumsuz eleştirildi. 25 kadının çıplak biçimde hamam sefası yaptığı eseri, Le Figaro Dergisi ‘19’uncu yüzyılın en erotik resmi’ ilan etti.
Siyah Kare (Black Square) - Kasimir Malevich – 1879-1935 – RUSYA Sanatçının ‘Black Square’ adını verdiği etkileyici tablosunda siyah kare sezgi, beyaz alan da onun ötesindeki boşluktur. Malevich, bir şeyin değil, hiçbir şeyin resmi olarak bilinen bu tabloyu, aynı dönem ‘sıfır biçim’ olarak yorumladı.
Nave Nave Moe - Paul Gauguin – 1848-1903 – FRANSA Hayatının büyük bir bölümünü Tahiti’de geçiren Paul Gauguin 1894’te yaptığı başarılı tablosu ‘Nave Nave Moe’, Tahitili iki genç kızın gün ortasındaki en saf halini anlatır. Kullandığı canlı renkler ve resmin doğallığı, ressamın başarısını perçinler. Sentetik teknik kullanan ressamın eserinde iki kız, kompozisyondan uzak, yapıştırma gibi durur.
Mona Lisa - Leonardo Da Vinci – 1452-1519 – İTALYA 1503-1506 yılları arasında yapılan Mona Lisa’nın yüzündeki hem mutlu hem de hüzünlü ifadenin sırrı, bugün bile tam anlamıyla çözülebilmiş değil. Portrede oturur halde görünen Lisa Gherardini sfumoto tekniğiyle (renk ve tonlar arasında yumuşak geçişleri sağlayan gölgeleme yöntemi) resmedilmiştir. Bu tekniği ilk kez da Vinci kullanmıştır.
Atina Okulu (School of Athens) - Raffaello Sanzio – 1483-1520 – İTALYA Raffaello, kariyerindeki en önemli eseri ‘Atina Okulu’ freskinde, eski Yunan filozoflarını tasvir eder. Tam ortada yan yana Eflatun, Aristo ve Sokrates bulunur. İdealar dünyasından mutlak düşünceye kadar felsefenin büyük argümanlarının içinde saklandığı eserde ressam, sanat çevresine rüştünü ispat etmiştir.
Guernica - Pablo Picasso - 1937 Pablo Picasso tarafından 1937’de yapılan, İspanya İç Savaşı sırasında Nazi Almanyası’na ait 28 bombardıman uçağının 26 Nisan 1937’de İspanya’daki Guernica şehrini bombalamasını anlatan, 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğinde anıtsal tablodur. Saldırı sırasında 250 ila 1.600 kişi hayatını kaybetmiş, çok daha fazla sayıda kişi de yaralanmıştı. İspanyol hükümeti, Paris’teki 1937 Dünya Fuarı kapsamındaki Modern Hayatta Sanat ve Teknik sergisinin İspanya’ya ayrılan bölümünde sergilenmek üzere, Pablo Picasso’ya büyük bir duvar resmi sipariş etti. O sırada gerçekleşen hava saldırısından etkilenen Picasso, saldırıdan sonraki 15 gün içinde bu duvar resmini tamamladı. Tablo ufak bir dünya turu kapsamında çeşitli ülkelerde sergilendi ve beğeni topladı. Böylece İspanya’daki iç savaşa diğer ülkelerin ilgisi de çekilmiş oldu. Guernica, savaş trajedilerinin ve savaşın bireyler üzerindeki acı verici etkilerinin bir özetidir. Tablo zaman içinde, savaşın yarattığı trajedilerin anımsatıcısı, savaş karşıtı ve barış yanlısı düşüncelerin sembolü haline gelmiştir.
Avignonlu Kadınlar (Les Demoiselles D'avignon) - Pablo Picasso – 1881-1973 – İSPANYA 20’nci yüzyılın en geniş vizyonlu sanatçısı olarak ünlenen Pablo Picasso’nun en çarpıcı resimlerinden ‘Avignonlu Kadınlar’, kübizmin ve modern sanatın başlangıcını simgeler. İnsan yüzünün temsilinin tüm kuralları, bu tabloda yıkılmıştır. Yüzdeki simetrinin reddedildiği eser, arkaik ve primitif sanattan izler taşır.
Adem’in Yaratılışı (Creation of Adam) - Michelangelo Buonarroti – 1475-1564 – İTALYA Kendini heykeltıraş olarak tanımlayan Michelangelo’nun en önemli eserlerinden ‘Adem’in Yaratılışı’, yaratılış efsanesindeki büyük ayrılmayı ve birbirine ancak parmak ucu kadar yakın ama bir o kadar ayrı düşmüş Tanrı ve Adem’in hikâyesini konu alır. Hıristiyanlıkta Tanrı’nın Adem’e hayat üflemesinin betimlendiği sahnede, birbirine değen işaret parmakları, Tanrı’nın Adem’i kendi suretinden yarattığına gönderme yapar.
Belleğin Azmi (La Persistencia de La Memoria) - Salvador Dali – 1904-1989 – İSPANYA-1931 Salvador Dali, sürrealizmin önemli temsilcilerinden biridir. Dali, hayatı boyunca bin 500’den fazla resme ve onlarca heykele imza attı. Sanatçının en ünlü tablolarından ‘Belleğin Azmi’, eriyen cep saatleri sembolizminde, zamanı ve belleği kullanır. Yapıt, Dali’nin ‘yumuşaklık’ ve ‘sertlik’ anlayışına önemli bir örnektir. Bir ağustos güneşi sıcağında eriyen Camembert peynirinden ilham alarak yağlı boya ile çalıştığı eser, değişmez ve katı olan zaman anlayışını protesto niteliğindedir.
Venüs’ün Doğuşu (Birth of Venus) - Sandro Botticelli – 1445-1510 – İTALYA Sanatçı 1485’te yaptığı ‘Venüs’ün Doğuşu’ adlı eseriyle, kariyerinde üst basamaklara tırmanmıştır. Yapıtta, tanrıça Venüs’ün bir deniz kabuğundan doğduğu ve çıplak güzelliğiyle etrafındakileri büyülediği an resmedilir. Botticelli’nin Venüs tasviri, diğer sanatçılardan farklı olarak biraz erotiktir. Göğsünü ve cinsel organını tam kapatamamış olması dikkat çekicidir. Bu kapatma biçimi sonra birçok heykeltraş tarafından taklit edildi. Sanatçının diğer eserlerinden bazılarının yakıldığı, ancak yasak olmasına rağmen pagan etkisi taşıdığı açıkça görülen bu eserine dokunulmadığı bilinir.
Gece Bekçileri (The Night Watch) - Harmensz van Rijn Rembrandt – 1606-1669 – HOLLANDA Yüzbaşı Frans Banning Cocq ve Teğmen Willem van Ruytenbuch komutasındaki şehir muhafızlarının gece devriyesinin anlatıldığı tablonun en önemli özelliği, ışık oyunları sayesinde esrarlı bir hava yaratılmış olmasıdır. Tabloda, Barok tarzın en önemli özelliklerinden ışık gölge karşıtlığının, ressam tarafından ustaca kullanılması sayesinde, tüm figürler canlıymış gibi algılanır.
Çığlık (The Scream) - Edvard Munch – 1863-1944 – NORVEÇ ‘Çığlık’, korkan, umutsuz ve karamsar bir insanın yüzüne verdiği ifadedeki mükemmelliğiyle dikkat çeker. Doğanın çığlığı olarak da anılan eserde ressam, gün batımı esnasında, trabzanlara yaslanmış insanın, doğanın sesini duyduğu andaki ifadesini resmeder.
İki Frida (The Two Fridas) - Frida Kahlo – 1907-1954 – MEKSİKA 193915 yaşında geçirdiği ağır trafik kazasında ciddi şekilde sakat kalan Frida Kahlo, geri kalan hayatını hastaneler ve ameliyatlar arasında geçirdi. Frida’nın hemen her tablosu, hayatı boyunca çektiği acılardan feyz aldı. Kadınların toplum içinde karşılaştıkları zorlukları ve erkek egemenliğinin altında kalan kadın imajını tablolarına yansıttı.
Öpücük (The Kiss) - Gustav Klimt – 1862-1918 – AVUSTURYA ‘Öpücük’, anın ve mekânın dışında, bir yerde birbirlerinden geçercesine öpüşen bir çiftin tasviridir. Tabloda, Klimt’in vazgeçemediği çizgiler ve dekoratif süslemeler dikkat çeker. Kadın ve erkeğin dünyasındaki farklılığa dikkat çeken ressam, kadını çiçekler arasında tıpkı bir ilkbahar gibi resmederken, erkeği daha sert çizgiler ve geometrik desenlerle yansıtır. Kadın ne kadar kırılgan ve yumuşaksa, erkek o denli sert ve nettir.
Salıncak (The Swing) - Jean Honore Fragonard – FRANSA Ressam eserlerinde, erotizm, toplumsal düzendeki çarpıklıklar, ‘an’ın resmi ya da aldatma gibi güncel temaları işledi. En önemli tablosu olan ‘Salıncak’, halinden memnun bir adamın, salıncakta sallanan genç kızın bacakları arasındaki gizli şeye baktığı anı anlatır. Eserde Fragonard, o dönemin kadınlarının, kabarık elbiseler giymesine karşın iç çamaşırı kullanmayarak, erkekleri kendine bağladığına gönderme yapar.
3 Mayıs 1808 (The Third of May) - Francisco Goya – 1746-1828 – İSPANYA Goya, eserini Fransızların 1808’de Madrid’i işgali sırasında, Napolyon’un askerlerine direnen ve çaresiz kalan İspanyolların anısına resmetmiştir. Tablo, kanlı bir savaşı resmederek, tarihe ışık tuttuğu için önemlidir.
Vazoda On İki Ayçiçeği (Vase with Two Sunflowers) - Vincent Van Gogh – 1853-1890 – HOLLANDA Sanatçının en ünlü tablolarından biri olan ‘Vazoda On İki Ayçiçeği’, parlak sarı rengi ve hemen tuvalden çıkacakmış gibi canlı oluşuyla sanatseverlerden tam not aldı. Vazoda görünen 12 ayçiçeği, gerçekliğinden çok, ressamın kendi iç dünyasındaki yansıması olarak tuvale taşındı. Ressamın, sade fon önünde ayçiçeklerine akıcı fırça vuruşlarıyla canlılık kattığı gözlemlenir.
Zevkler Bahçesi (Tuin der Lusten) - Hieronymus Bosch – 1450-1516 – HOLLANDA Sanatçı bu eserinde bütün kuralları yıkarcasına resmettiği çıplak insanların keyifli anlarını, fantastik bir öykü içinde verir. Tabloda, bir yanda dünya nimetlerinden zevk alan insanlar, diğer yanda günahları yüzünden cezalandırılanlar dikkat çeker. Tablo aynı zamanda Orta Çağ insanında hakim olan karabasan ve ölüm düşüncesine de vurgu yapmaktadır. Kaynak: Bilmeniz Gereken 50 Tablo kitabı / Canan Danyıldız