Alişan: Büyük evde oturuyorsam kime ne!
Alişan ve Buse Varol çifti Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin'e konuştu...
Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Alişan ve Buse Varol'un açıklamalarından satır başları...
İNSANLIK MESAJI ALMIŞTIR İNŞALLAH Günleriniz nasıl geçiyor? Alişan: Biri çıkıp “2020’de kimse evinden çıkmayacak, tokalaşamayacak, öpüşmeyecek” dese inanan olmazdı ama oldu. Tüm dünya bir virüsün esiri oldu. 15 Mart’tan bu yana evdeyiz. Kimseyle görüşmüyoruz. Buse: Eve tıkılmak zor ama bizim için bir yandan iyi oldu. Burak, 1 yaşını yeni geçti ve onunla hep birlikte vakit geçirmek bizim için çok iyi oldu. Yakında normalleşeceğiz umarım.
Bu süreçten kendinize nasıl bir ders çıkardınız? Alişan: Biz zaten lüks tutkunu değildik. Şu an en çok özlediğim şey arkadaşlarımla Nişantaşı’nda bir çay içebilmek, tatil yapabilmek. İnsanlık mesajı almıştır inşallah. Suriyeli bir çocuk “Ölünce sizi Allah’a şikayet edeceğim” demişti. Herhalde o çocuk şikayetini etti ki insanlık böyle bir şey yaşıyor. Bir korku filminin içindeyiz. Buse: İnsanlar her şeyi o kadar çabuk tüketir hale gelmişti ki... Hayvana işkence, insana yapılan zulümler, savaşlar, hırslar hayatın önüne geçmişti. Bu virüs bunları azalttı. Herkes canının derdine düştü. İnsanlar daha temiz yaşamayı öğrendi. Denizler bile çöp içindeydi. İnsanlar elini eteğini çekince Boğaz’a yunuslar geldi.
EVLİLİK ZOR DEĞİL Ünlülerin evlilikleri genelde kısa sürüyor. Siz evlenirken böyle bir korkuya kapıldınız mı? Buse: Kafamda soru işareti yoktu. Alişan’a çok inanıyor ve güveniyordum. “Ya ayrılırsam, ya boşanırsak, ya olmazsa” gibi endişelerim olmadı. Etrafımızda çok düzgün evlilikler de var. Mehmet Aslantuğ-Arzum Onan, Pınar Altuğ- Yağmur Atacan gibi... Sadece ünlüler değil, artık dünyada herkes her şeyi çok çabuk tüketiyor. Alişan: Evlilik zor değil. Onu zorlaştıran insanlar. Birbirini seven iki insan hayatı paylaşıyor ve bu zor olmamalı. Sadece sevgi ve aşk yetmez. Saygı da şart. Buse’yi ilk günkü aşkla seviyorum.
“Eşimi çalıştırmam” gibi söylemleriniz vardı. Fikriniz değişti mi? Alişan: İnsanlar beni yanlış anladı. Buse, biz evlendiğimizde çalışıyordu, şimdi de çalışabilir. Buna ben değil, o karar verir.
KARARLARIMIZI ORTAK VERİRİZ Buse Hanım’a ev işlerinde yardım eder misiniz? Alişan: Aşkım yardım ediyorum, değil mi? Buse: Yemeklerde bayağı iyi. Temizlikte de fena değil. Zaten yardımcımız var. Çok güzel kahve yapar, çok iyi bulaşık yıkar. Hiç dağınık değildir. Hiçbir kirli kıyafetini yerde görmedim, hep sepete atıyor. İnşallah değişmez.
Alişan’ı birçok kişi maço sanıyordu. Kulaklarıma inanamıyorum! Alişan: Sanırım kendimi yanlış anlattım. Ev işlerini çok seviyorum. En sevdiğim iş bulaşık yıkamak. Buse kahvemi de çok beğeniyor. Evde kimin sözü geçer? Alişan: Kararlarımızı ortak veririz. İkimizin de sözü geçer ama ev işiyle ilgili her şeyde Buse’nin sözü geçiyor elbette. Ben bardakların yerini bile bilmem.
ALİŞAN BANA PAHALI ÇANTALAR ALIR Alişan’ın cimri olduğunu duymuştum. Doğru mu? Alişan: Aşkım, bu konuya lütfen açıklık getir. Buse: Asla cimri değil. Özel günlerimizde bana çok pahalı hediyeler alır. Her defasında “Buna bu kadar para vermene ne gerek var. Zaten bin tane çantam var” diyorum ama o “Bu model yeni çıkmış. Bunu takmanı isterim, sana yakışır” der. En pahalısını alır. Alişan cimri değil ama ben ona göre daha bonkörüm. 3 yıldır görüşmediğim bir arkadaşıma bile içimden gelirse hediye alırım.
Sosyal medyanın acımasız diliyle aranız nasıl? Alişan: Acı zamanlarda bile insanların kin ve nefret dolu oluşu beni hayrete düşürüyor. Ebru Şallı’nın oğlunun vefatına o kadar üzüldük ki iki gün kendimize gelemedik. Ufacık bir çocuk ölmüş ama insafsızca yorumlar yaptılar. Nur Yerlitaş’ı kaybettik, onun da arkasından demediklerini bırakmadılar. İnsanı bir tek Allah yargılar. Her şeyi eleştirmeyi kendinde hak bulanlar var. Ölen birinin ardından bu yapılamaz. Bu kadar kötü olmayı nasıl başarıyorlar, anlamıyorum.
BÜYÜK BİR EVDE OTURUYORSAM KİME NE? Siz de sosyal medyanın gazabına uğrayanlardan birisiniz. Alişan: Evde yaptığımız paylaşımlara bile laf ediyorlar. Paylaşım yapmaya korkar olduk. Neymiş efendim, çok büyük evde yaşıyormuşuz da onlar küçücük evlerde yaşıyormuş. 23 yıl aralıksız, köpek gibi çalıştım. Büyük evde oturuyorsam kime ne! Nasıl bir evde yaşadığım kimi, niye ilgilendirir? Keşke herkes eşit şartlarda para kazanabilse ama dünyadaki eşitsizliğin suçlusu ben değilim. Buse: Ayrıca ilk evlendiğimizde bir apartman dairesinde oturuyorduk. Şimdi de kiradayız. Bunun açıklamasını yapmak da acı bir durum.