Hakan Ural’dan Erkan Petekkaya ve Şafak Sezer’e: Bir kariyer ancak böyle tükenebilir
Hafta içi her gün Kanal D ekranlarında ‘Neler Oluyor Hayatta?’ programını başarıyla gerçekleştiren Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı hurriyet.com.tr’de Ferit Ömeroğlu’nun konuğu oldu.
Programdaki magazin challenge kısmında “Ya yine mi gündemdesin? Bir nefes al” kimin için dersin sorusuna ‘Aleyna Tilki’ diyen Hakan Ural, Erkan Petekkaya ve Şafak Sezer için ““Bir kariyer ancak böyle tükenebilir. Pes doğrusu.” dedi ve ekledi: “İkisi de arkadaşım, severim onları...” Nur Tuğba Namlı ise kıskançlık konusu üzerine, “Bir erkeğin bir şey gizleyip gizlemediğini anlayabilecek kapasitede olduğumu düşünüyorum. Hislerime güvenirim” dedi. İşte çok konuşulacak röportajın devamı...
KÖTÜLÜK DUYGUSU BENDE HİÇ OLMADI Tanışmadığınız duygu var mı diye sormak istiyorum Hakan bey. Çünkü bazen soru sormadan sadece konuğa bırakmak gerekiyor. Hakan Ural dediğim zaman aklıma sayısız kombinasyon ve inanılmaz hikayeler geliyor. Ben o hikayeleri irdelemek yerine bugün sizi dinlemek istiyorum.
Hakan Ural: Benim açımdan baktığında gerçekten tevazu göstermeyeceğim bir tane şey var. Allah’ta bana o duyguyu yaşatmasın. Kötülük duygusu bende hiçbir zaman olmadı. Mesela asabiyet, sinirlilik, öfke ve hayatın sana getirdiklerine karşı hazırlıksız yakalanmak gibi birçok duyguyu hepimiz gibi bende yaşadım. Ama hiçbir zaman hiçbir kimseye karşı bilerek ve isteyerek zarar vermedim. Allah’a hamdolsun bu yaşıma kadar böyle bir duyguyu yaşamadım. Ne yapıyorsunuz siz ki izleniyor program?
Hakan Ural: Bilmediğim birçok konu var. Bilmediğimiz zaman bilmiyoruz diyoruz ve bildiğimiz konuda susmuyoruz. Birde temelinde bize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi bir başkasına yapmama standardında eleştiri yapıyoruz. Sonuç itibariyle biz her şeyi bilen ve ahkam kesen bir yapıya sahip değiliz. İnsanlara empati yaptırarak “Evet ya, ben de böyle düşünüyorum.” dedirtebiliyorsan, kendini halkın yerine koyup onların yerine de düşünebilme becerisini yakaladığında ve samimi olduğunda kafi geliyor. İnsanlar, rekabetten kaynaklı farklı olma çabasından da bıktı. Reyting uğruna kavgalar, küfürler, ithamlar veya suni bir kurgu yapılıyor. Bizde böyle şeyler asla yok. Ama ben şeyi merak ediyorum. Nur Tuğba’nın hiç tanışmadığı duyguyu.
Nur Tuğba: Ben hiçbir zaman ikiyüzlü olamadım. Yüzüne gülüp arkandan konuşan insanlarla hepimiz çok sık karşılaşıyoruz. Yaşadığımız ortamdan mı kaynaklanıyor dersiniz ya da hayatın getirdiklerinden mi dersiniz bilmiyorum ama ikiyüzlülük şu ana kadar yapmadım. Kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğin şeyi arkasından söylemedim.
HAYATIN İÇİNDE NE VARSA... Beslenme kaynağını size de sorayım. Nur Tuğba: Bence hayatın içinden olmamız bize kazandırıyor. En azından öyle olduğumuzu düşünüyorum. Mesela gazeteyi okurken bile refleks olarak “Acaba Hakan buna ne der?” diye düşünerek okuduğumu fark ediyorum. Hem yapımcımız Hülya hanımın hem de genel koordinatörümüz Reyhan hanımın söylediği bir şey var; “Biz program olarak gazetenin ilk sayfasıyız.” Bir gün magazini birinci sıraya alıyoruz ertesi gün sosyal bir haberi birinci sırada işliyoruz. Hayatın içerisinde ne varsa onları izleyiciye aktarmak istiyoruz. Sanırım sırrımız bu. Önceden çalışıyor musunuz?
Nur Tuğba: Tabii ki çalışıyorum. Bir kere elimden geldiğince çok fazla gazete okuyorum ve haber bültenlerini izlemeye çalışıyorum. Şunu diyemiyoruz biz programımız için; “Biz haber programıyız ya da magazin programıyız.” Hepsinin içinden azar azar da olsa barındırıyoruz. Dolayısı ile çok fazla kaynak takip etmek zorundayız. Bu geçişi nasıl sağladığınız çok merak ediyorum. Siz sadece magazinde değildiniz ama daha önce magazin programlarında ve magazin dünyasında bir figürdü Hakan Ural. Kaygı taşımış mıydınız? Hakan Ural: Kaygıyı şöyle taşımadım. Sen kendini bilmez misin? Neyi bilirsin ya da neyi bilmezsin? Ama insanlar sizi bilmeyebilir.
Hakan Ural: Orada sen kendini ifade edebilecek bir mecra buluyorsun. O karşılığı bulamayınca zaten var olamıyorsun. Benim burada 5’inci yılım. O testi biz bundan beş yıl önce yaptık. Bu arada ben TV8’de iken programı altı saat yapıyordum. Orada da bu ilişkinin doğuşu gerçekleşti. Bir hayata karşı yaşadığım tecrübelerim var bir de hobilerim var. Altı kanalda 17-18 yıl spor yorumculuğu yapmışım. 70’in üstünde film ve dizi çekmişim ve set ortamını biliyorum. İlk eşim sahnelerin en bilindik hanımlarından bir tanesi olduğu için benim evimin içinde karolar yapılmış, repertuarlar hazırlanmış. Sahnedeki ses sanatçısı insanları biliyorum. Sokaktan büyüyüp, yetişip gelmişiz. Esnafından, polisinden, fırıncısından taksicisine kadar biliyoruz. Yokluğu ve acıyı görmüşüz. Bunların tamamının karışımını samimi bir şekilde dile getirdiğin zaman seni izleyen her kim olursa olsun “Doğru diyor adam” der. Zaten iksir de bu. Doğru diyor cümlesini kurdurabilmek. Ben birinden öğrendim bir şeyi yayında söylüyorsam ismini de belirtiyorum. Bunu size söylediğimde güldünüz ya da taltif ettiniz ama ben bunu Hasan’dan veya Mehmet’ten öğrendim diyorum.
GENÇLER İÇİN BUNU YAPIYORUM Ama sizin bir şansınız var. Sizin yerinizde ve sizin yaşınızda olup ama bugüne kadar gelen süreçte her şeyi tattınız. Belki de birçok noktada tüketilme duygunuz tamamen tamamlandı. Bugün aslında siz yaptığınız işin ve bu dünyanın bütün o olumsuz, cafcaflı ve süslü kısımlarını ayırt edebiliyorsunuz. Ya bunlar olmasaydı Hakan Ural aynı samimiyeti gösterebilir miydi? Hakan Ural: Yaşanmışlıklara ve ödediğimiz bedellere tecrübe diyoruz. Senin de dediğin gibi yüzde yüz etken. Bugüne avantaj gibi yansıyıp lehime gözüküyor olabilir ama bunlara ödediğimiz bedelde bir ömrü heba ettik. Bu format içerisinde bunlardan fayda sağlıyor olabiliriz doğru söylüyorsun. Ama baktığın zaman bunların içerisinde çok büyük acılar, tahammülsüzlükler ve yaşadığın haksızlıklar var. Bir film değil bu bir hayat sonuçta. Çok üzüldük, çok yıprandık ve çok yanlışlar yaptık. Bu nedenle yayında kendi yaşadığım şeyleri yayında bastırarak söylüyorum ki bir daha kimse yapmasın. 1000 kişiden 2’sini kazansam yeter. Özellikle gençler için bunu yapıyorum.
Biz program yapıyoruz ya da şuyuz buyuz kaygınız yok. Gerçekten olanı verebiliyorsunuz. Onu biraz bu programda ortaya çıkarmak istiyorum aslında. Hakan Ural: O da ne bence biliyor musun? Vallahi billahi şuradan çıkmak nasip olmasın eğer şu kadar hesabım varsa. Ben bunu Reyhan’la da konuşurum. Allah’a hamdolsun bir şeye ihtiyacım yok. Manen benim adımı bu saatten sonra bunun üstüne de koyamazsın aşağı da çekemezsin. Olacağımızı olmuşuz zaten. Bazı insanlar çok şöhret sahibi olmak ister ya biz zaten onun tillahı olmuşuz. Tek bir motivasyonum var. Yayın yaparken gerçekten insanların kalbine girebilmek, minicikte olsa bu ülkeye ve vatana şu kadar faydalı olmanın odağındayım. Bence izlenme nedeni de bu. İnsanlarımız çok zeki ve farkındalar. Bu adamın samimi olduğunu görebiliyor. Her konuğa olmasa da ne söyleyeceğini merak ettiğim konuklara soruyorum bu soruyu. Öncesi ve sonrası yok bu sorunun. Tek kelime… Size biri geldi ve “Neden?” dedi. Ne dersiniz? Hakan Ural: “Ne, neden?” derim. (Gülüyor.) Soruya soruyla cevap veririm. Müthiş bir felsefeci var, konuk katılmış. Onu orada tanıdım. Ben çok az insandan tatmin olurum ve doğruyu sağlarım. Birkaç kaynaktan araştırırım bilgiyi. Adam bir şeyler anlattı ve sonra “Sen kimsin?” dedi. Açken ben mi, tokken ben mi? Mutluyken ben mi, mutsuzken ben mi? Tatildeyken ben mi, cezaevindeyken ben mi? Ben kimim sorusunun cevabının bile kategorileri var. O yüzden ne, neden? Onun da 2 milyon 252 bin cevabı var yani.
Nereden almak isterseniz. Size bırakıyoruz “Ne, nedeni” sorusunu. Hakan Ural: Sen de varya tam laf ebesisin. (Gülüyor.) Peki, neden? Öyle olması gerekiyordu. Hakan Ural: Vay…. Bu ses tonlaması muhteşemdi. Neden? Nur Tuğba: Mutlu olmak için… Tek gerçek mutluluk mudur hayatta? Nur Tuğba: Mutluluk çok önemli. Sağlıklıysan mutlusundur, huzurluysan mutlusundur. Mutluluk sürdürülebilir bir şey mi an hissi mi? Mutluluğu nasıl tanımlıyorsunuz? Nur Tuğba: Mutluluk sürdürülebilir bir şey tabii ki. Ama anlık olarak değişebilir. Genel anlamdan neden sorusunun cevabı mutluluk için. Sizce? Hakan Ural: Neden adında Kibariye’nin çok güzel bir şarkısı var onu tavsiye ediyorum.