Serenay Sarıkaya: Hakkımda bilinen yanlışları dinlerken ben
Ünlü komedyen Cem Yılmaz ile yaşadığı aşkla gündemde olan oyuncu Serenay Sarıkaya, gün batımını izlerken çekilen karelerini sosyal medya hesabından yayınladı.
Komedyen Cem Yılmaz ile aşk yaşayan oyuncu Serenay Sarıkaya, sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımlarla gündeme geldi.
Bir süredir Marmaris'te tatil yapan 29 yaşındaki Sarıkaya, gün batımını izlerken çekilen karelerini yayınladı.
Serenay Sarıkaya'nın "Anlat, anlat heyecanlı oluyor... Hakkımda bilinen yanlışları dinlerken ben" notuyla yaptığı paylaşım kısa sürede 493 binden fazla beğeni aldı.
Ünlü oyuncu, geçtiğimiz günlerde gülerken çekilen karesini şu sözlerle yayınlamıştı: Gülerken gözleri, dudakları kaybolan, çocuksulaşan, suratı halden hallere girenler burada mı? Gülmek bulaşıcı. Daha çok gülelim, güldürelim.
Öte yandan Serenay Sarıkaya, hakkında çıkan iddialar ve eleştirilerle ilgili sert bir açıklama yapmıştı. Uzun süre sessizliğini koruyan Sarıkaya, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yapmıştı:
Yahu bir insanın bu kadar da üstüne gelinmez ki! Sesi çıkmıyor diye bu kadar da ileri gidilmez ki artık! Üstelik sonu gelmiyor, bitmiyor, bitmiyor. Daha birini iyileştiremeden daha da serti zaten hazırda bekliyor. 'Bu mesleği seçmenin bedellerinden', 'Olacak o kadar ünlüsün', 'İsminin olduğu her şey çok okunuyor', 'Dikkat çekiyor', 'Sesimizi çıkartmayalım, büyümesin' deniyor. Kabul etmiyorum!
Sınırı aşalı çok oldu! Ne kolay oldu insanların hayatına iftiralar atmak, sınır, etik, ahlak bilmeden saldırmak... Ben her iftiraya 'Yok, öyle değil' diyemem ki. Bu ne kadar yorucu ama özellikle sosyal medyada bir sesin, varlık belirtin yoksa sanki bütün varsayımlar gerçekmiş gibi bir de senelerce üzerine yapışıyor. Bir süre sonra senin başkaları tarafından bilinen kimliğin haline geliyor bütün bu saçmalık.
Ben bunların hiçbiri değilim ki... Ben de bir insanım, benim de duygularım var. Sanatçı kişiliğim sebebiyle neden hep bir entrika olmak zorunda ismimin geçtiği her konuda? Neden beni ilgilendirmeyen konuların da ana kahramanı olmak zorundayım? Bunun usturuplu, ahlaklı bir yolu yok mu yahu? Halbuki her şeyim ortada, bir gizemim de yok ki. İşlerim ortada, duruşum ortada, ne yaşadığım belli, neye inandığım belli, neyi temsil ettiğim belli, neyin arkasında durduğum belli.
Buna rağmen; seni olduğun gibi asla yansıtmayan varsayımların bir tezahürü olduğun yanılsamasına herkesin delilercesine inanma isteği neden? Bu çok eskide kalmadı mı artık? Güzel olanı değil de kötü olanı, yanlış olanı çoğaltmak mı güzele, iyiye taşıyacak bizi? Bu da şiddetin başka türlüsü değil mi? Yeter!