Öykü Çelik: Yasemin arkadaşım bile olamaz
SHOW TV'nin iddialı yapımı 'Şeref Sözü'nün başrol oyuncularından Öykü Çelik, Habertürk'e verdiği röportajda canlandırdığı 'Yasemin'i yorumladı. İşte o röportaj...
SHOW TV'nin iddialı yapımı 'Şeref Sözü'nün başrol oyuncularından Öykü Çelik, Habertürk'e verdiği röportajda canlandırdığı 'Yasemin'i yorumladı; "Arkadaşım bile olamaz." 15 yıllık kariyerinde ikinci kez kötü bir karakteri ekranlara taşıyan Çelik, teklifi kabul etmesinde 'Şeref Sözü'nün yapım şirketi TIMS & B Productions ile yönetmeni Cevdet Mercan'ın büyük etkisi olduğunu dile getirdi.
SHOW TV'nin TIMS & B Productions imzalı 'Şeref Sözü', ekranlara Timur Savcı ile Burak Sağyaşar'ın yapımcılığında yansıyor. Sezonun iddialı yapımı 'Şeref Sözü'nde başrolleri Tolgahan Sayışman, Sude Güler, Hülya Darcan, Aras Aydın ve Öykü Çelik paylaşıyor. Cevdet Mercan'ın yönetmeni Eda Tezcan'ın senaristi olduğu 'Şeref Sözü'nün zengin oyuncu kadrosunda Umut Kurt, Meltem Gülenç, Toprak Sağlam, Bülent Düzgünoğlu, Mert Yavuzcan, Hülya Şen, Nazlı Çetin, Sıla Korkmaz, Begüm Alınca, Sahra Gümüş, Görkem Türkeş de yer alıyor.
'Yasemin'... Düğün günlerinde 'Cihan', evlerine kucağındaki bebeği olan genç ve güzel bir kadınla gelir. Türlü entrikalarla hayatını çalan bu kadından kendine ait olanı, yani 'Cihan'ı geri almak için her şeyi yapacaktır. 'Yasemin'i canlandıran Öykü Çelik, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan ile yaptığı röportajda 'Şeref Sözü'nün yapım şirketi TIMS & B Productions ile yönetmeni Cevdet Mercan'ın canlandırmayı kabul etmesinde büyük etken olduğu 'Yasemin'i şöyle tanımladı; 'Arkadaşım bile olamaz.'
'Şeref Sözü'nün hangi özellikleri sizi etkilediği için 'Bu işte olayım' dediniz? 'Şeref Sözü', düz mantık giden bir iş değil, hep ters köşeleri var, şaşırtıyor. Bir de ben daha çok izleyici olarak annemin görüşüne çok inanırım. Onun tutacak dediği iş tutar, tutmayacak dediği iş tutmaz. Ve bu iş, gerçekten annemin izleyeceği bir dizi. O yüzden ben bu işe çok inandım. Zaten benim için Cevdet Mercan ve yapım şirketimiz çok büyük etkenlerdi.
Karakterinizi analiz edebilir misiniz? Karakteriniz için özel bir çalışma yaptınız mı? Karakteri özel olarak çalışmaya gerek yok. Çünkü herkesin kendini açığa vuramayacağı duyguları çok yüksek yaşıyor. Çok hırslı, çok tutkulu. Nefret ettiği zaman nefret ediyor, duygularını gizlemiyor, âşık olduğu için ölümüne savaşıyor. O yüzden üzerine çok çalışmama gerek kalmadı. Sadece gerçekten hissetmeye çalıştım ve hissettiğimden utanmayıp, onu vücuduma yani bakışıma, gözüme yansıttım. Ve yönetmenimizi bu anlamda memnun etmiş olmak, tatmin etmiş olmak bana yetti. Bunun karşılığını zaten izleyince ben de anlayabileceğim. Karakterin ağır bir psikolojisi var aslında çünkü mutlu ya da eğlenceli anları çok yok. Hep yüksek duyguları olan bir kız. Dolayısıyla ben de kendimi sürekli, gece saat kaç olursa olsun ya da sabahın körü olsun hep yüksek enerjide tutuyorum. Gözünün pırıltısının sönmesini istemiyorum.
'Yasemin' ile benzer veya çok farklı yanlarınız nelerdir? Benzerliğimiz yok. 'Yasemin' benim arkadaşım bile olamaz.
Bir dalma sahneniz vardı. Daha önce bir deneyiminiz ya da merakınız var mıydı? Daha önce ben şnorkelle dalmıştım ama bu biraz serbest dalış gibiydi. Dalıyorsun ve nefesini tutuyorsun, bir süre altta kalman gerekiyor. Dolayısıyla regülatör kullanmayı öğrendim, tüplü dalışla sahneyi çekmek için. Sonrasında merak salıp yıldız almak için kendim başladım o ayrı. Ekibimizde zaten bu konuda usta insanlar var. Ağırlık taktılar ve denizin yedinci metresine kadar bir dalış yaptık ve orada bir sabit çekim yaptık. Çok uzun sürdü ve her seferinde yeniden atladım. Çok güzel açılar yakalandı. Tabii belli bir metreden sonra suyun derecesi değişiyor, daha soğuk oluyor. Vücut çok alışkın değil, o sularda o basınca, dolayısıyla kulaklar tıkanıyor. Ama çok güzel bir deneyim oldu benim için.
Sizden bugüne kadar hiç şeref sözü talep edildi mi? Tabii ki. Zaten söz vermek ya da şeref sözü vermek benim için aynı değerde. O yüzden arkasında durmak lazım.
Kariyerinizin 15'inci Yılındasınız. Geriye dönüp baktığınız zaman yaptığınız işleri göz önünde bulundurarak ne hissediyorsunuz? Karşıma çıkan seçimler arasında o an için en doğru olanı yapmışım. Bir pişmanlığım yok. Ama güzel olan şu; 15 sene geçti ama benim için daha yeni başlıyor.
Kendinize '10 - 15 yılda şunları yapmış olacağım' dediğiniz bir hedef koymuş muydunuz? Ben hiç stratejik bakmadım çünkü mesleğimde an odaklıyım. Çalışıyor olmak, o işi yapıyor olmak, o an onun altından kalkmak... Zaten bizimki strateji yapabileceğimiz bir sektör değil. Bir pandemi çıkıyor gidiyoruz veya başka bir şey oluyor. 'Tutar' denilen iş tutmuyor. Ama en azından şunu söyleyebilirim; artık mesleğe ilk başladığım zamanlardaki halimle aynı durumda değilim. Dolayısıyla oynadığım roller, sesimin tonu, kemik yapım her şey değiştiği için en azından 'Biraz daha şöyle bir şey oynamak istiyorum' diyebilirim. Mesela benim ikinci kötü rolüm, ilk kez iki sene önce kötü rol oynamıştım. Burada daha başka bir şey oynamak beni kişisel olarak çok tatmin etti.
Oyunculuğun size edindirdiği en önemli öğreti ne olmuştur? Empati... Çünkü anlamadığınızı anlatamazsınız ve biz oyuncu olarak her duyguyu anlamak zorundayız. Düşünsenize milyonlarca duygu var ve denklem gibi biriyle biri birleşiyor başka bir duygu oluyor, biriyle biri birleşiyor başka bir duygu oluyor. Duygusal zekayı çok yükselttiğini düşünüyorum. Hatta kendi adıma fazla empati yapmanın biraz zarar noktasına geldiğini söyleyebilirim. Onun dışında köylerde de çalıştım şehirlerde de... Çok fazla insan tanıdım. Türkiye'nin 7 bölgesinde de çalışmışımdır. Elektrik olmayan bir köyde bile çalıştım, bu yaşıma dek çok şey kattı bana, beni ansiklopedi gibi yaptı.
Pandemi döneminin size edindirdiği en önemli öğreti ne olmuştur? Hepimiz bir ders çıkardık, hayatı yeniden sorguladık, siz de mutlaka yapmışsınızdır. Nasıl bir öğreti edindiniz? Pandemi dönemi, vicdan azabı çekmediğim tek dönem oldu benim için. Çünkü ben her zaman boş durduğumda vicdan azabı çekiyorum. Kendimi sorumsuz, bir şey yapmayan biri gibi hissediyorum. O dönem bir şey yapmamanın ve durmanın tadını çıkardım. Onun ne demek olduğunu öğrendim. Dolayısıyla iş ritmimi yavaşlattı, sindirdi beni. Tabii ki hayatınızı ve pandemi sonrasında olabilecekleri, sonrasını sorguluyorsunuz. Çok ders çıkardım mı? Onu da ilerleyen zamanlarda anlayacağım. Ama pandeminin psikolojik olarak herkese iyi geldiğini düşünüyorum.