Emir Benderlioğlu: Sevdiğim kız bana ‘abi’ diyor!
'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da rol alan 39 yaşındaki oyuncu Emir Benderlioğlu, Sabah gazetesinden Özlem Avcı'ya röportaj verdi.
EDHO’ya ‘Behzat’ karakteriyle katılan Emir Benderlioğlu'nun açıklamaları şöyle: -'EDHO'ya nasıl dahil oldunuz? Ben zaten diziyi yakından takip ediyordum. 'Keşke oynasam, ne güzel olur' dediğim bir diziydi. Façalı Ailesi'nin en deli dolu bireyi olarak sağ olsunlar beni düşünmüşler. Ben de memnuniyetle, koşa koşa diziye dahil oldum.
-'Behzat'; savaşçı, sert bir karakter. Rolünüz size ne kadar yakın? Daha önce de sert, kabadayı, savaşçı gibi karakterler oynadım. Hiçbiri karakterime uygun değil. Ben kendi halinde bir aile babasıyım. Roller belki insanda psikolojik rahatlama sağlıyor olabilir ama. Kendimden uzak karakterleri oynamak, onlar hakkında araştırmalar yapmak benim için çok keyifli bir mücadele.
'İLYAS'I RAHAT BIRAK' -İzleyicilerin tepkisi nasıl? Diziyi inanılmaz bir kadın izleyici kitlesi takip ediyor. Çoğunluğu kültür düzeyi yüksek insanlardan oluşuyor. 'İlyas'ı canlandıran Ozan Akbaba için 'Rahat bırak İlyas'ı diye serzenişte bulunanlar oluyor bana. Ama canımı sıkan hiçbir tepki almadım. 'Behzat'ı da bağırlarına bastılar gibi görünüyor.
'EŞİM DİZİDE KARDEŞİMİ OYNUYOR' -Dizinin sürprizi, seti eşiniz Ceren Hanım'la birlikte paylaşmanız olmuştur herhalde... 'Sevdiğim kız bana abi dedi' olayı oldu bizimki. Biz birlikte çalışma konusunda tecrübeliyiz. 2009'da 'Ayrılık' dizisinde flört etmeye başladık, seneler sonra aynı sette olmak güzel. Eşlerin çalışması kolay değil ama biz tecrübeliyiz. Kendisi dizide kardeşimi oynuyor. Biz beraberken sıkılan bir çift değiliz. Dokuz yıl oldu, hâlâ birbirimizden sıkılmadık. Beraber spor yaparız, film izleriz. Sohbet etmekten hâlâ bıkmadık.
'OYUNCULUK MESLEĞİ ÇOK BÜYÜTÜLÜYOR' -Kötü karakteri canlandırmak daha mı zor? Bana göre her karaktere bürünmek zordur. Güldürmek de, ağlatmak da zor iş. Siz bu duyguları ne kadar seyirciye aktarırsanız, işinizi o kadar iyi yapıyorsunuz demektir. Bana bazen 'Ay o karakterinizden nefret ettim' diyorlar, onlara 'Teşekkür ederim' diye karşılık veriyorum. Demek ki, işimizi iyi yapmışız. Rolümüz için bazı düşünce kanallarına girmemiz gerekiyor.
Aksiyon ağırlıklı bir karakterse, fizyolojik çalışmalar yapmamız lazım. Askeri oynayacaksak, asker olmamız gerekiyor. Bir karakteri 'mış' gibi olmaktan çıkartıp ekranda o olmak zor. Ama tabii bazı şeyleri çok da büyütmemek lazım. Zor bir meslek yapıyoruz ama neticede bir meslek. Özel hayatımızla, oynadığımız karakteri karıştırmamız gerekiyor. Türkiye'de oyunculuk mesleğinin gereğinden çok büyütüldüğünü düşünüyorum. Sanki ulvi, ruhani bir şeymiş gibi. Bana göre her meslek kadar
-Dizilerin bir aylık aradan sonra yeniden yayınlanmaya başlamasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Sayın Erdoğan'ın ve Kültür Bakanı Mehmet Ersoy'un olaya el attığını, kısa sürede bu işin düzenlendiğini biliyorum. Sağ olsunlar. Herkes bu sektörün global anlamda ne kadar önemli olduğunun, ne kadar büyük bir silah olduğunun bilincinde. Herkes elini taşın altına koymalı. Türkiye'de sinema izleyici sayısı çok yüksek.
Dizilerimiz dünya standartlarında izleniyor. Ama Türk sinemasında fantastik, bilim kurgu türünde film yok. Hollywood'un cirosunun yüzde 70'ini fantastik ve bilim kurgu filmleri oluşturuyor. Yapımcıların 'Bu Türkiye'de tutmaz' kafasından sıyrılması, bazı adımların atılması lazım. Her şeyi de devletten beklememek lazım.
'MOTOSİKLET TUTKUNUYUM AMA YASAK GELDİ' -Çekimlerin dışında neler yaparsınız? Evde yaşamayı, kızım ve eşimle zaman geçirmeyi çok severim. Bilgisayar oyunlarına düşkünüm. Motosiklet tutkunuyum ama evlendikten sonra yasaklar gelince araç simülasyonu oynuyorum. Resim yaparım.
-'Yasaklar geldi' dediniz... Nasıl yasaklar? Yasak değil de onlar bizim karşılıklı anlayışımız. Niye zorlayalım birbirimizi? Evliliğimizin 9 yılı dolacak. Onun istemediği bir şeyi yapmazsam ölür müyüm? Onun mutluluğu benim mutluluğum, benim mutluluğum onun mutluluğu, ikimizin mutluluğu ise evladımızın mutluluğu demek.
-Kızınızdan sonra hayatınız nasıl değişti? Çok şey değişti. Evlat, insanın bildiğini zannettiği pek çok duygunun içini dolduran, kendinizden daha önemli bir varlık.