Ezgi Mola: Kitap alacak param bile yoktu
Alice Müzikali ile sahnelerde boy gösteren Ezgi Mola, "Belden aşağı vurduklarında kimse erkekleri yargılamıyor ama kadın yaptığında bir huzursuzluk oluyor" dedi.
Şu sıralar Organize İşler Sazan Sarmalı ile beyazperdede boy gösteren Ezgi Mola, Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuştu. İşte Mola'nın röportajından öne çıkanlar... Son birkaç yıldır bütün büyük işlerde sizin de isminiz var. Devir sizin devriniz mi? - Hayal ettiğim işi yapıyorum. Şikâyet etmeden, keyif alarak oyun oynamaya gidiyorum. Birileri de benimle bu oyunda eğleniyor ki birlikte bir şeyler yapmak istiyorlar. Buna da çok seviniyorum.
Türkiye’nin en komik kadını olmak nasıl bir şey? - Gerçekten öyle mi düşünüyorsun? Komik olmak çok keyifli. İnsanları gülümsetmek harika. Çocukluğumdan beri Yılmaz Erdoğan’a, Cem Yılmaz’a gülerek baktım. Bu izlenimi ben de birileri üzerinde bırakabiliyorsam çok kıymetli.
Ataerkil toplum yapısı kadın mizahına nasıl yansıyor? - Belden aşağı vurduklarında kimse erkekleri yargılamıyor. Ama kadın yaptığında bir huzursuzluk oluyor, kadına yakıştırılmıyor. O noktada devreye elindeki malzemeyi iyi bilmek giriyor; “Benden bu lafı nasıl duysalar hoşlanırlar” diye düşünüyorum.
Sadece kadın olduğunuz için bir espri yapacakken kendinizi kısıtladığınız oluyor mu? - Bir espri yaparken sadece cinsiyetimden dolayı ikinci kez düşünmem gerekebiliyor. Daha cesur davranmaya çalışıyorum. Çünkü komedi, cesaret gerektiriyor.
Kariyerinizde 18 yılı tamamladınız. Hayatınızda neler değişti? - 36 yaşımdayım, güzel hissediyorum ya... Büyüdüm, büyümeye devam ediyorum. Kadın oldum, sevdim, sevildim, ailemle yeniden tanıştım, kendi ruh halimde bir dünya turu yaptım. Anlıyorum ki yaşam devam ettikçe bu keşif de devam edecek.
Maddi olarak peki? - Herkes gibi benim de hayatımda zorluklar oldu. Çok büyük yokluk gördüm. Özellikle ilk gençliğimde. Okul zamanlarımdı, bir kitap bile alamıyordum. Müjdat (Gezen) Hocama müteşekkirim. Okuldaki yemeği bile maliyetinden çok daha düşük, neredeyse sembolik paralara verirdi. Parası olmayanların da tabağına yemek koydururdu. Öyle bir yerde okuduğum için çok şanslıyım. 15 yaşımdan beri çalışıyorum. Sorumluluklarım hep bir ergenden daha fazla oldu.
‘Organize İşler Sazan Sarmalı’nda şen şakrak, ‘Alice’te ise ilk kez kötü bir kadını, ‘Kraliçe’yi canlandırıyorsunuz. Nasıldır kötü olmak? - Bence sevgisizlik insanı agresif yapıyor. ‘Kraliçe’ de aslında kötü değil, agresif. İktidarını insanları cezalandırarak, korkutarak, sürekli esip gürleyerek sürdürüyor. Belki biri elinden tutup “Seni çok seviyorum, bana bunu yapma” dese, her insan gibi durup düşüneceği anlar olacaktır.
Bu karakter gibi karanlık taraflarınız var mı? - Herkes gibi benim de karanlık taraflarım var. Zaaflarıma yenik düşebileceğim anlarım oluyor. Mesela şiddet yanlısı insanları görünce gözüm dönüyor. Çocuklara yapılan zulme deliriyorum. Bu ülkenin kanayan yarası kadın cinayetleri. Münevver’lerimiz, Özgecan’larımız, çok acı hikâyelerimiz var. Oralarda canım çok yanıyor. Kadın olmanın bedelini kimse bu kadar ağır ödememeli.