Semra Kaynana: Oğlumun öldüğü gün aslında...
Bir döneme damga vuran Semra Kaynana, Kanal D'deki '2. Sayfa' programına konuk oldu. Oğlu Ata'nın vefatından sonra zor günler geçiren Semra Yücel bilinmeyenleri anlattı
İşte Semra Kaynana'nın açıklamalarından satır başları: O yıllarda hiçbir güzellik yaşamadım. Ebru Akel limuzine bindiğimde 'Semra Hanım ne hissettiniz?' dedi.
Benim büyük ablam evlenirken, eniştem limuzinle gelin almaya gelmişti. Ben bunu televizyonda görmüş bir ailenin çocuğu değilim. İnanın her şeyin artılarını görmüş bir ailenin çocuğuyum.
'EVİMİ SATTIM' Televizyonda manevi olarak da maddi olarak da çok şey kaybettim. Başta İstanbul'da bir evim vardı, yok pahasına bir milyar taksitle evimi sattım. Neden sattım, evde duramıyordum. Oğlum vardı evin içinde duramıyordum.
Helal olsun, gönülden gelerek sattım güle güle otursun alan ama üzüldüm. Şimdi yok mu, Allah'a şükür iki evim var üçtü birini sattım iki kaldı. Tekirdağ'da yaşıyorum.
Kader diye bir şey var Allah bizim akıbetimizi bilerek oraya çağırdı. Ama insanlarda ne denli bir nefret var biliyorum. Ben her şeyin farkındayım Allah'ın adaleti şaşmaz.
'OĞLUMA SEBEP OLANLAR MÜEBBET HAPSE MAHKUM EDİLDİ' Benim oğluma bu şekil vesile olan kişiler müebbet hapse mahkum edildi.. Allah'ın adaleti şaşmaz. Allah herkesin adaletini bu dünyada veriyor. O yarışmaya katılmam oğlumun istediğiydi. Kader diye bir şey var. Olacakla öleceğe mani olamıyorsun.
'BELKİ DE HEDEF BENDİM' Ben evlatlarımdan memnunum mükemmel insanlar. O gün oğlumu gönderirken içime kötü bir şey doğmadı. Onlar beni çağırmıştı sunuculuk için, ben de 'oğlum sen git benim yerime' dedim. Oğlum gitti. Belki de bendim hedef bilemiyorum.
Şöyle diyorlar: 'Buldu parayı kötü madde kullandı, öldü gitti.' Bizim yaşantımızda öyle bir olay yok. Ata çok düzgün bir çocuktu, çevresi de aynı şekilde. Cuma namazını kıldı, sonra da işe gitti.
Takdiri ilahi ne olacağımızı biliyor muyuz? Ben sadece bu olayın Allah'tan geldiğine inandım. Ata'nın çevresinde kötü insanlar yoktu, olağan üstün bir yaşantıya sahip bir çocuktu. Akşam oldu mu ben çocuklarımı evime toplardım.
Acı haberi doktor verdi. Beni bir doktor bey aradı henüz ölmemişti, 2 saat sonra vefat etti. Bu şekilde öğrendim.
Şu an iki kişiden bahsediyorum, Allah'ın adaletinden korksunlar. Benim en yakınım olan insanlar. Allah'ın adaleti varsa siz daha bin beter olacaksınız! Artık bitti, ben de sizi bağışlamıyorum. Allah yardımcınız olsun. Evet, en küçük ben olabilirim içinizde ama ikiniz de artık topraktasınız… Ne davranışlarınız, ne duruşlarınız ne de manevi duygularınız… Allah sizi affetmesin.
'SİNEM BENİ ARAMADI' Ata vefat ettikten sonra Sinem beni hiç aramadı. Ben sert gibi görünürüm ama değilim... Şu var ki Sinem iyi bir kız çocuğu, iyi kalpli bir insan ama biz uyuşamadık. Sinem bana kırgın değil, ben de ona kırgın değilim.
'KESİNLİKLE ÖYLE BİR ŞEY YOK' Ben hiçbir zaman 'Oğlum Sinem'le evlenirse bar köşelerinde öldürülür' demedim. Kesinlikle böyle bir şey yok. Sinem istediği yere gidebilir, bu kimseyi de ilgilendirmez. Ama tekrar ediyorum ben kesinlikle ve kesinlikle böyle bir şey demedim.
Kızlar yarışmaya oynamaya gelmişti, biz ise dinlenmeye… Oğlumu da beni de hayat çok yormuştu, biz yarışmaya girdikten sonra ne olduğunu öğrendik orada. Sonradan öğrendim şimdi şimdi anlıyorum… O yarışmada sevgi yoktu. Hale ile Ahmet evlendi çok kısa bir süre sonra ayrıldı. Evi arabayı alalım sonra da boşanalım. Evlilik bu değildir…