Yasmin Erbil: Babamın kız arkadaşları beni görünce titremeye başlar
Yasmin Erbil, babasıyla ilişkisinden özel hayatına tüm merak edilenleri Hürriyet'ten Cengiz Semercioğlu'na anlattı.
Evet Yasmin, magazin programlarına konu oluyordun... Şimdi sen magazin programı sunacaksın, nasıl oldu bu iş? - Sosyal medyadaki fotoğraflarım haber olmaya başladıktan sonra sunuculuk teklifleri bana her zaman geliyordu. Ama “benimle uğraşan magazin programlarında neden çalışayım” diye düşündüğüm için kabul etmiyordum. Sonra baktım sektörde bu işler böyle yürümüyor, illa bir yerden başlamam lazım... Kendimi göstermek için bu fırsatı değerlendirmek istedim. Peki neden diğer teklifleri kabul etmedin de tv100’deki programı sunmak istedin? - tv100’ün hem yeni bir kanal olması hem de Okan Bayülgen, Seren Serengil gibi bilindik isimlerin kadrosunda olması kararımı etkiledi. Bir de babam bana hep “Önüne çıkan fırsatları değerlendirmen lazım. Yönü sen belirleyeceksin ama bir yerden başlaman gerek” derdi. Ben de artık başlangıç yapmak istedim.
Bu kararı vermeden önce babana danıştın mı? - Babama danışmadan karar verdim. (Gülüyor) Ona direkt programı sunacağımı söyledim, çok sevindi. Evet, hatta senin stüdyoda çekilen fotoğrafını sosyal medya hesabında “Gurur” notuyla paylaştı. O gönderiyi görünce ne hissettin? - Bana zaten sürekli sosyal medyaya nasıl fotoğraf koyacağını soruyordu. Ben de anlattım, hatta “hemşireye söyle, o da sana yardım eder” dedim. O başka şeylerde daha iyi olduğu için sosyal medyayı henüz kavrayamadı. (Gülüyor) Nelerde daha iyi? - Onu siz daha iyi biliyorsunuz... (Gülüyor)
Yani senin fotoğrafını paylaşacağını biliyor muydun? - Yok, bana sürpriz oldu. Hemşireden yardım alarak paylaşmış. Ben o paylaşımı takside giderken gördüm. Bak-tım altına da “gurur” yazmış. Gerçekten benim için çok duygusal bir andı. Ben de onun paylaşımını “Senin gurur yazan o ellerini öperim” diye Instagram’ıma koydum. Çok hoşuma gitti. Bir kız çocuğunun en büyük hayallerinden biri babasını gururlandırmaktır. Direkt gurur yazınca, bir hayal gerçek oldu.
ÜNLÜ ÇOCUĞU OLMANIN AVANTAJI YOK Ünlü anne-babanın çocuğu olmak zor mu? - Çok zor... Bence sıfır avantajı var... İnsanların ağızlarında bir torpil torpil dolanıyor ama durum tam tersi. Kimse sana torpil yapmıyor. Ünlü bir anne babanın çocuğu olabilirsin ama senin de bir özelliğinin öne çıkması lazım. Senin ne özelliğin var? - Dış görünüşüm sağ olsun annemden geldi. Bir de yetenekli olduğumu düşünüyorum. Tabii ki bunu sadece ben değil, tiyatro hocalarım da söylüyor. İçtenliğin ve enerjini de babandan almışsın... - Kesinlikle öyle... Bunu herkes söylüyor. Bir yere gidince “sanki babanın enerjisi içeri girdi” diyorlar. Ben de bununla gurur duyuyorum.
SARIŞIN, SOSYAL MEDYA KULLANAN APTAL KIZ! Mehmet Ali, geçen yıllarda bizim programımıza bağlanarak Hamdi Alkan’a “Hayat Bazen Tatlıdır” dizisinde sana rol vermesini istediğini ancak Alkan’ın dönüş yapmadığını anlatmıştı... - Benim en büyük fan’ım babam. Bunu dün gece anneme de söyledim, yaptığım her işi takip etmeye çalışıyor. Babam bende yetenek görüyor. Bunu da herkesin görmesini istiyor. Düşünün Hamdi Alkan’ı bile bana rol vermesi için aramış. Ki ben ondan böyle bir şey rica etmedim. Hamdi Bey’e bana rol vermediği için çok kızdı. Evet, “Benim kızımı oynatmadı ama kendi kızını oynattı” demişti... - Haklı (Gülüyor) Madem kızını oynattı, bana da bir rol verebilirdi. Ama iyi ki de vermemiş, ne diyeyim?
Oyunculuk hayalin var mı? - En büyük hayalim o zaten. Ama hep aynı tip rol teklifleri geliyor. Ben de onu kırmak için sunuculuk yapmak istedim. Nasıl roller geliyordu? - Sarışın, sürekli sosyal medya kullanan, aptal kız... Oyunculuk eğitimi alıyor musun? - Evet, Gamze Altay’dan ders alıyorum. Oyuncu koçum var yani.
Hiç dizide rol aldın mı? - Hayır ama kendime uygun bir proje olursa rol almak istiyorum. Biraz seçiciyim o konuda. Bu programla birlikte yapımcıların beni daha başka yerlere koyabileceğini düşünüyorum. Çünkü beni sadece sosyal medyadan tanıyorlar. Oradan bakınca da hak veriyorum, “aptal sarışın rolü buna olur” diyorlar. (Gülüyor) Ama şimdi çalışmaya başladım. İlk kez mi kendi paranı kazanıyorsun? - Evet, ilk kez düzenli olarak paramı kazanacağım. Kazandığın ilk parayla ne yapacaksın? - Babama hediye alacağım.
BABAMIN ZITTI ADAMLARI BEĞENİYORUM Kız çocukları, ilişkilerinde babalarını rol model alır. Mehmet Ali de dört evlilik yapmış bir adam. Bu durum evliliğe inancını sarstı mı? - Evliliğe inancım gerçekten sarsıldı. (Gülüyor) Ben aşk evliliği yapmak istiyorum. Ama evliliği ne zaman çocuk yapma yaşım gelir, o zaman ciddi düşünürüm. İlişkilerinde en çok neye önem verirsin? - En önemlisi güven. Zor güveniyorum, bu yüzden ilişkilerimde karşı tarafı çok zorluyorum. Çok şükür ki babamın tam zıttı adamları beğeniyorum. Mesela masada birine çok mu gülünüyor, ben o erkeğe bakmam. Ben o erkekle ancak arkadaş olurum. Babamın tam zıttı erkek severim. Mesela sizin duruşunuz güzel, ciddi duruyor. Öyle seviyorum... Peki şimdiki erkek arkadaşın nasıl biri? - (Gülüyor) Şu an yok, kendimi işime verdim.
Uydurma, geçen erkek arkadaşımla yemeğe gideceğim diye toplantımızı iptal ettin ya... Yalan mıydı? - Evet, next! (Gülüyor) Yakalandık. Peki hadi inanalım sana... - Ben olunca da hakkında çok konuşmayı sevmiyorum. Beni öyle el ele de yakalayamazsınız. Bunun için çok çabalıyorum.
O KIZLARA 'MERHABA' BİLE DEMİYORUM Babanın senin yaşında kız arkadaşları oluyor... Şu anda da var mı? - İlla vardır birkaç tane (Gülüyor) Onlarla seni tanıştırdığı ya da yan yana geldiğiniz zaman rahatsız oluyor musun? - Ailede sıkıntı çıkaran kişi bendim. Babam da bunu her yerde söyler. Kızlar beni gördüğü zaman titremeye başlar. Ama bu hastalıktan sonra “Babacığım istediğini yap, seni çok seviyorum. Sen yeter ki yanımda ol...” modundayım. Babam da bu durumdan çok mutlu. (Gülüyor) Ben normalde o kızlara ‘merhaba’ bile demiyo-rum. Şu an babam ‘Yasmin’ demeden, ben dönüp ‘merhaba’ diyorum. Bu çok büyük bir şey (Gülüyor) Gelenek-çi derken bunları kastediyorum. Babamın bu halini hem ailem hem de artık tüm Türk halkı kabul etmiş du-rumda. Ben bir türlü kabul edemiyordum. Şu anda yine uygun bulmuyorum ama artık tek istediğim şey ya-nımda ve mutlu olması...
BABAM ELDEN GİDİYORDU, ÖLÜYORDUM Babanın yoğun bakımda olduğu süreçte sosyal medyada paylaştığın fotoğraflara da eleştiriler geldi... - Sosyal medya ile gerçek hayat o kadar farklı ki... Sen biliyor musun, o insan ne kadar üzüldü? Hatta o yorumlardan birine yanıt da verdim. Dedim ki, “Kusura bakma ama babama çektim. Biz sevmeyiz öyle mutsuzluğumuzu göstermeyi. Biz güçlü insanlarız. Güldüğümü koyarım, ağladığımı yakınım, dost bilir.” Düşün o kadar sinirlendim...
Üzüntünü dışarıya yansıtmıyor musun? - Evet, yapım böyle. Zaten hayatımın en kötü dönemiydi. Bu çok açıktı. Babam elden gidiyordu, ölüyordum. Hatta hastane tuvale-tinde ağlayarak bir yazı yazmıştım... O yazıyı da sosyal medyada paylaştım. O gün ben hayırlı evlattım. Ertesi gün bir arkadaşımla kahve içmeye gittiğimde çekilen fotoğrafımı koydum. En hayırsız evlat oldum. Sosyal medyanın ayarı yok. Ya çok kötüsün, ya çok iyisin...