Enrique Iglesias'la düet yapan Ece Seçkin: Türkiye'de benden başka...
Enrique Iglesias'la düet yapan Ece Seçkin: Türkiye'de benden başka kimi seçebilirlerdi?
Bir süredir Enrique Iglesias’la düet yapacağınız konuşuluyordu. Sonunda ‘Nos Fuimos Lejos’ klibi yayımlandı. Ama klipte hiç birlikte görünmüyorsunuz. Siz gerçekten düet yaptınız mı? - Aslında dünyada iş bu boyuta taşındı! Bir şarkı yapılıyor, dünyanın farklı ülkelerinden şarkıya başka dillerde yorumlar ekleniyor. Bir dijital pazarlama yöntemi. Peki sizi Enrique Iglesias mı seçmiş? - Tabii ki. Onun onayı olmadan şarkısının benim sesimle birleştirilmesine izin verirler mi? Şirketimize bir mail atıp “Bu şarkıyı Türkiye’de Ece Seçkin’in yorumuyla birleştirmek istiyoruz” dediler. Onun söylediği İspanyolca ve benim söylediğim Türkçe bölüm birleştirildi. Bu yöntem aynı şarkı için farklı ülkelerde de kullanıldı. Neden siz? - Bir şarkımı dinlemişler ve beğenmişler. Ayrıca bu düet için Türkiye’de benden başka kimi seçebilirlerdi? Beni daha Avrupai ve kendilerine yakın bulmuş olabilirler.
Kendinizi öyle konumlandırıyorsunuz... - Tabii. Bizde büyük starların Harbiye Açıkhava’da güzel şovları oluyor. Haftalarca dans provaları yapıp o konserlere hazırlanıyorlar. Ama benim her konserim zaten öyle. Benim kitlem festival kafasını yakalamak, dans etmek isteyen, daha genç bir kitle. Partilemek isteyen bana geliyor. Enrique Iglesias’la hiç görüştünüz mü? - Hayır. Ama bugüne kadar neyi yapacağım dediysem yaptım, ben Enrique Iglesias’la Türkiye’de aynı sahneye de çıkacağım.
'GÜNÜMÜZDE LİNÇ POLİTİKASI VAR' Bir taraftan “Ne var ki bunda, şarkı ayrı ayrı söylenmiş ve klipte birleştirilmiş” diye eleştiriler de geliyor. Ne diyorsunuz? - Bir linç politikası var. İster güzel, ister kötü bir şey yap fark etmiyor... Sanki kabahat işlemişim gibi kendimi açıklama durumunda kalıyorum. Kırılıyor musunuz? - Kırılmıyorum ama “Küssem mi” diye düşünüyorum.
Nasıl? - Bir yanda linç etmek isteyenler, bir yanda da linç edilmeyi isteyenler var. İnsanlar rahatsız edici de olsa sadece gündem olmak için tuhaf hareketlerini bile sosyal medyada paylaşıyor. Bu dikkat çekme çabası mı, linç olma isteği mi, bundan zevk almak mı, bilmiyorum. Bunları sadece ünlüler için de söylemiyorum. Neden böyle olduk? - Çünkü popülerlik hastalığımız var. Sürekli gündemde olmak istiyoruz. Bu zıvanadan çıkma durumu artık beni korkutuyor.
'KISA BOYUMUN EKMEĞİNİ ÇOK YEDİM' En çok konuşulan yanınız boyunuz. Ne kadar? - 1.50... Çok çektiniz mi minyon olmaktan? - Ne çekmesi? Büyük ekmeğini yedim. Boyumla dalga geçmeleri şöhretimi üçe katladı. E sahnede görüntü olarak da faydası büyük. Ayrıca minyon kadına dans gerçekten yakışıyor. Eleştirenler var ama bu yaştan sonra ne yapayım? Süt içip barfiks falan mı çekeyim? Hiç kötü yanı yok mu? - Marketlerde üst raflara yetişemiyorum, yardım istiyorum. Yurtdışında da pasaportsuz gece kulüplerine almıyorlar.
'BENİMLE AYNI KULVARDA BİRİ YOK' Geçen hafta müzik yazarı Naim Dilmener ‘Pop müzikte dört büyükler’ konulu bir yazı yazdı. Demet Akalın, Hande Yener, Gülşen, Bengü ve Simge gibi isimlerden bahsetti. Siz kendinizi nerede görüyorsunuz? - Onların arasında çok beğendiğim ve pop müziğe hizmet etmiş önemli isimler var ama ben kendimi o grupta görmüyorum. Neden? - Bir kalıba ait değilim. Ben tek başıma apayrı bir yerdeyim. Beni farklı kılan da sahnem, auram, belki vizyonum. Hep sahnenizden bahsediyorsunuz. Sahne olarak rakipleriniz kimler? - Performans konusunda benimle aynı şovu yapan, aynı kulvarda biri yok. Ama başarılı bulduğum kişi, erkekler arasında Edis. Biz ‘Prens’ ve ‘Prenses’iz.
'HUKUK FAKÜLTESİNDEN ARKAMA BAKMADAN KAÇTIM' Hayatınızdaki ilk başkaldırı? - Babamaydı. Şarkıcı oldum. Babam bu işe girip psikolojik açıdan yıpranmamı istemiyordu. Müzik yapacaksam da enstrüman çalan biri olmamı istiyordu. Siz ünlü olmak mı istiyordunuz? - Benim hayalim sahnede olmaktı. 4 yaşımda annemle piyano çalmaya başladım. 7 yaşımda Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’nü kazandım.
Müziğe bu kadar sevdalıyken neden hukuk fakültesine girdiniz? - Arkadaşlarım yüzünden. Bir müzik grubumuz vardı. Hepsi hukuk bölümünü yazdı. Ben de girdim. İkinci sınıfa geldiğimde derslerden hiçbir şey anlamıyordum. Üçüncü sınıfa geçince Ozan Doğulu’yla tanıştım. “Ben müzik yapacağım” dedim ve üniversiteden arkama bakmadan kaçtım. Peki neden bu sefer Ozan Doğulu albümünde yoksunuz? - Neden yokum harbiden?
'YEMEK YERKEN BİRDEN KALKIP OYUN HAVASI OYNARIZ' Kariyerinizde hızla yükselirken 26 yaşında nişanlandınız... - Ben Çağrı’yla (Terlemez) 23 yaşımda tanıştım. Bütün o yılları gezip tozup partileyerek geçirmek yerine tek bir adamla geçirmeyi tercih ettim. Sizi bu kadar çarpan neydi? - E âşık oldum... Onu siz tavlamışsınız. - Gördüğüm an “Ben bu adamla evleneceğim” dedim. Asistanımı işin içine soktum. Benim numaramı isteyip aramasını sağlayacak bir plan yaptım.
Klip çekimi için gittiğiniz Afrika’da evlenme teklifi aldınız. Zulu kabilesinin âdetlerine göre evlendiniz. Siz nasıl bir çiftsiniz? - Epey çatlak bir çift. Evde yemek yerken birden kalkıp oyun havası çalıp oynabiliriz. Peki Türk âdetlerine göre evlilik ne zaman? - Artık kaçamıyorum, sanırım bu yaz.
'GERÇEK ŞÖHRETİ ÇOK AZ KİŞİ BENİM KADAR KALDIRABİLİR' Yeni şarkınız ‘Geçmiş Zaman’ bu hafta çıktı. Yine bir single. Albüm yapmaya cesaretiniz mi yok? - Bu şarkı benim albümümün içinde olan ve dayanamadığım için önceden çıkardığım bir şarkı. Benim feminen, karanlık ve agresif taraflarımı gösteriyor. Agresif misiniz? - Evet. Cadı taraflarım var. Enerjimi bastıramıyorum. Hedef odaklıyım. O hedefe giderken sapma olursa agresif olabiliyorum.
Peki genç yaşta yaşadığınız şöhretin hayata bu tip etkileri var mı? - Hayır. Gerçek şöhreti çok az kişi benim kadar kaldırabilir; karşılayamayabilir. Çünkü büyük ekiplerle çalışmak, hayranlar, arenalarda binlerce kişiye konser vermek... Bunları yaşayan “Ben neyim?” diye delirebilir. Bunu kontrol altına almalısın. Şöhret bir illüzyon. Bunun farkında olanlar da müzik piyasasına kazık çakıyor.
Magazin de şöhretin bir parçası. Siz de en son bir magazin polemiğine karıştınız. Simge’nin bir kızı olduğu iddia edildi ve bu iddianın kaynağının siz olduğunuz söylendi. - Böyle bir şey olabilir mi? Simge’yle aramızda hiç problem yok. Onu seviyorum.