103 kilo veren Aslı Samat'tan itiraf: Geri aldım
Aslı Samat Hürriyet'ten Ferit Ömeroğlu'un konuğu oldu.
Evin içerisinde kendisini mutlu etmeye çalıştığını söyleyen güzel oyuncu, “ Yedi senelik emeğimi çöpe atmak istemiyorum. Belli bir beslenme programı oluşturdum. Örneğin yağda yumurta yemiyorum, haşlanmış yumurta yiyorum. Evime hiçbir şekilde cips falan sokmuyorum çünkü şunu gördüm, ben psikolojim düzelsin diye yedim. Düzelmiyor.” açıklamasında bulundu
Öncelikle pandemi süreci nasıl karşıladın ve neler yapıyorsun? Ben şimdilik Midyat'tayım. On dört günlük karantinama burada başladım. Çünkü annem ve köpeklerimle yaşıyorum. Eğer taşıyıcıysam onların yanına gitmeden önce bu süreci burada atlatmak istedim, sonrasında da zaten uçakla değil on sekiz saatlik araba yolculuğu yaparak İstanbul'a geri döneceğim. Buradayken alabileceğim bütün önlemleri aldım, malzeme almaya çıkıyorsam kesinlikle eldiven maske ile çıkıyorum ki sanırım bir kere çıkmak durumunda kaldım. Onun dışına çıkmadım. Evde kalacağım, ötesi yok. Aslında olması gereken şeyi yapıyorum. Sadece bu süreçte evin içinde kendimi mutlu etmeye çalışıyorum.
“Verdiğim 103 kilonun üçünü geri aldım.” Ailenden kilometrelerce uzakta ve yalnız yaşıyorsun. Psikolojin ne durumda? Etkilenmiyor değilim tabii ki ama etkilendiğim yerden çok çabuk kendimi çıkarıyorum. Çünkü bunu öğrendim hayat boyunca. Yani bir şeyi yaşamaya devam edersen, o depresif halde kalırsan o öyle gidecektir oradan seni ancak kendin çıkarabilirsin. Bunu bildiğim içinde kendime destek oluyorum, tek başıma değilim, başka oyuncu arkadaşlarım da var. Biz şu an İlay’la beraber karantinaya girmişiz gibi düşünüyoruz. Birlikte sağlıklı beslenme programı yaptık, spor programı yaptık çünkü ben verdiğim 103 kilonun üçünü geri aldım.
5 günde 3 kilo Aslı Samat’tan son dakika diyebiliriz sanırım bu noktada… Benim hayatımla ilgili en son dakika olabilecek için şey bu. Beş günde üç kilo aldım. Evet, yani mümkünmüş bunu yapabiliyor olmak. Umuyorum bunun bir kısmı ödemdir. (Gülüyor.) Midyat'a alışabildin mi? Evet, bununla ilgili hiçbir sorunum, sıkıntım yok. İnsanlarla beraber yaşıyoruz burada. Aslında birlikte olmak bizi alıştırdı. Birimizin bilmediğini diğeri öğreniyor ve diğerlerine de anlatıyor. Bu birlikte olma hali bizi buraya alıştırdı.
“Açın hastane videolarını izleyin. Orada mı yatmak isterdiniz yoksa kendi evinizde mi?“ Seni takip eden bir kitle var. Sen de sosyal medya hesaplarından canlı yayınlar yapıyorsun bu süreçte… Evdekal farkındalığı için sorumluluk hissediyor musun? Bu noktada çok ikiye bölündü insanlar. (Bazı özel durumları geçerek konuşuyorum çünkü geçim derdi olan, kira ödemesi gereken insanlar var) Açın hastane videolarını izleyin. Orada mı yatmak isterdiniz yoksa kendi evinizde mi? Benim durumun ciddiyetini en anladığım nokta o videolar oldu. Ben evimde kalıyorum. Sorumluluk şu; ben evimde kalıyorum, bence sizde kalmalısınız diyebilirim ama hiçbir birey adına karar veremem, herkesin kendi seçimi… Umarım evlerinde kalıyorlardır, benim adına karar verebileceğim bir kişi var o da annem. Onu arayıp “anne lütfen” dedim. Zaten o da farkındaydı gayet. Bizim evimizde bir sirkülasyon oluyor mecburen. İki tane kocaman köpeğim var. Onların dışarı çıkması gerekiyor. Olabildiğince minimum saatlerle, abileri ile beraber çıkıyorlar. Eve geldiklerinde onların da özel dezenfektanları var. Onlar da dezenfekte ediliyor. Ayak uyduruyorsunuz bir şekilde, öğreniyorsunuz. Çözümsüz değiliz hiç birimiz… Yani şu an biz evimizdeki balkonumuzun küçücük kısmına köpekler için alan yapıyoruz. Sokağa çıkma yasağı gelirse birtakım ihtiyaçlarını halledebilsinler diye. Özetle çözümsüz değiliz. Denemeden önce herkese imkansız gelir. Kesin olmaz, yapamayız derler. Denemeden kimse bilemez, bence olur.
“İnsanlar sokağa kedilerini köpeklerini atıyorlarmış. Yazık… “ İki köpeğin var. Pandemi sürecinde “hayvanlardan bulaşıyor mu?” soruları da gündeme geldi. Köpeklerinle olan bağlılığını da seni tanıyan herkes biliyor. Ne düşünüyorsun? Ben Belçika'daki sahibinden kedisine hastalık geçen haberi okudum. Doğru mudur bilmiyorum. Benim şuan da İstanbul'a gitmememin tek sebebi annem değil, o iki canı da kendimden korumak için gitmiyorum. Ondan bana geçmez, evet onlarda da bir korona hastalığı ve aşısı var doğru ama o başka bir şey bu başka bir şey… Bu virüs mutasyona uğruyor. Bu suçu hayvanlara yükleyemeyiz. Şu an şöyle bir haberim var: Gruplarda paylaşıldığı için biliyorum; İnsanlar sokağa kedilerini köpeklerini atıyorlarmış. Yazık…
“Yersem mutlu olurum düşüncesi yanılgı” Verdiğin kilolardan sonra sağlıklı yaşam konusunda çok dikkat etmeye başladın. Peki, evde kalarak aynı dikkati nasıl gösterebiliyorsun? Bir gün evden çıkacağız. Evden yirmi kilo alıp çıkmak isteyen varsa karışamam ama ben bunu yapmak istemiyorum. Yedi senelik emeğimi de çöpe atmak istemiyorum. Her gün bir kere Youtube’da olan 45 dakikalık yürüyüşü yapıyorsam sonrada bir şekilde pilates yapmaya niyet ediyorum. Onun dışında belli bir beslenme programı oluşturdum. Örneğin yağda yumurta yemiyorum, haşlanmış yumurta yiyorum. Evime hiçbir şekilde cips falan sokmuyorum çünkü şunu gördüm, ben psikolojim düzelsin diye yedim. Düzelmiyor. Yani iyi olmuyor, olmayacak. Bence yersem mutlu olurum düşüncesi yanılgı, sadece bir yanılgı.
Fikir üretiyoruz Pandemi süreci sen de neleri değiştirdi? Hayatın nasıl gidiyordu ve nasıl gitmeye başladı? Midyat özelinde söylüyorum; Değişen tek şey setimizin bitmiş olması oldu. Zaten geriye kalan süreci set yoksa burada evde gene aynı şekilde spor yaparak, film izleyerek geçiriyorum. Yani o anlamda bir değişiklik yok. Ben sadece artık çalışmıyorum. Benim gibi bir insan için, 28 yaşındaki bir insan için çalışmak çok kıymetli… Sürekli bir şey üretiyor olmak çok kıymetli… Bunun açığını his olarak nasıl doldurdun dersen açıkçası canlı yayınlarla. Canlı yayınlarda bir şey üretmeye çalışarak dolduruyorum. Oturup sohbet etmek çok keyifli ama “ne yapsak, nasıl bir oyun oynasak keyifli olur insanlar da izler, mutlu ederiz insanları” gibi fikirler üretmeye başladık.
Herkesin emeğine sağlık İnstagram canlı yayınların çok etkili oldu bu süreçte… Evet, biz çok etkilendik. İnsanlar da çok sevdiler çünkü birlikte olmak ve cıvıl cıvıl olmak ile ilgili bir şey bence bu… Birimizin rengi bambaşka, birimizin rengi bambaşka. Canlı yayınlarda tiyatrolar da yapıyorlar, oyun sohbetleri yapıyorlar, oyunlarını gösterenler var, oyun okumaları yapanlar var, sanatçılar şarkı söylüyor. Herkes kendi mesleğinden bir sorumluluk hissedip bu sürece katkıda bulunuyor. Tam da yapmaları gereken şeyi yapıyorlar. Kim yapıyorsa emeğine sağlık.
Bu süreç hepimizi eşitledi Yaşadığımız süreç ile alakalı ilham hissi oluşturabilecek ne duyabiliriz senden? Benden duyacağınızın ilhama yol açacağını düşünmüyorum sadece şunu biliyorum bu süreç hepimizi eşitledi. Herkes eşit şu anda kimsenin kimseden farkı yok. Senin cebinde kaç para olduğunu da bir önemi yok hepimiz aynıyız. Bak işte bu bir ilham…Benim için hayatın gerçeği bu olduğu için ilham gibi gelmiyor. Bir gün bitecek. Bilmiyorum belki bir buçuk sene sonra ama o gün o evden kim olarak çıktığımız çok önemli… Kendinize yatırım yapın bu süreçte, evdeyken. Herkesin öğrenmek/yapmak istediği bir şeyler vardır eminim… Benim ki spor yapmak evet çünkü hayatımla ilgili büyük amacım bu. Ama belki sizinki başka bir şeydir, dil öğrenmektir, puzzle yapmak olabilir... Her neyse bunları yapabilirsiniz. Hep demiyor muydunuz? Birazcık boş vaktim olsa da kendimle ilgilensem, kendime vakit ayırsam, şunu öğrensem diye… Bu süreci bir hastalık süreci gibi değil de -evin içindekiler için konuşuyorum- boş vakit gibi değerlendirirseniz kendimizle ilgilenmek için artık boş vaktimiz var. Hadi biraz kendimizle ilgilenelim.