Yarasa ve maymun yiyen genç adamın korkunç deneyimleri...
Endonezya'nın batısındaki Mentawai kabilesiyle birlikte yaşamaya başlayan Norveçli Audun Amundsen, yaşadığı sıra dışı deneyimlerini belgesele aktardı.
Norveçli Audun Amundsen 24 yaşındayken hayatında köklü bir değişiklik yaptı ve sıra dışı bir karar vererek Endonezya'nın batısındaki Mentawai kabilesiyle birlikte yaşamaya başladı. Dolgun maaşı ve parlak bir kariyeri geride bırakan Audun, kabile hayatını yıllar sonra belgesele aktardı.
Audun Amundsen, okların veya kanoların yapılması ve maymun, yarasa veya karides avlanmak dışında günlük işlerin çok az olduğu Mentawai kabilesi ile ormandaki yaşamını anlatırken "Doğanın ritmine nasıl ayak uyduracağımı ve ritmi takip etmeyi öğrendim" diyor.
Norveçli mühendis ve film yapımcısı 2004 yılında henüz 24 yaşındayken, batı Endonezya ormanlarının derinliklerindeki kabile ile bir ay yaşadı. 2009'da ise, bu kez üç yıllık bir deneyim için, onların yanına gitti. Amundsen, bu süre içinde yazılı olmayan dillerini de öğrendi.
Bu süre içinde en çok özlediği şeyin 'modern toplumun rahatlığı' ve 'sadece hayatta kalmak için değil, zevk için yemek' olduğunu söyledi. İlişki kurabileceği insanlarla sohbet etmek, zaman zaman istediği başka bir şeydi.
Endonezya'daki yarı göçebe avcı-toplayıcılar arasında yaşamak için Norveç'teki rahat yaşantısını geride bırakan petrol mühendisi, Mentawai halkı arasındaki zamanının "kayıp bir dünyada" olduğu gibi olduğunu söylüyor.
Audun Amundsen Endonezya'nın batısındaki Mentawai kabilesi ile 24 yaşında yaşamaya başladı. Dolgun maaşlı işini bıraktı ve dünyayı dolaştı, Hindistan'dan Nepal'e, sonra Endonezya'ya gitti.
Sonunda kendini Batı Sumatra'daki Padang'da buldu çünkü kendi kültüründen olabildiğince uzaklaşmak istiyordu. Siberut Adası'na gitti ve oradaki kabile halkının arasına karışarak onlar gibi yaşadı.
Padang'dan bindiği eski püskü ahşap bir teknede 12 saat süren bir yolculuğun ardından adaya ulaştığını anlatan Audun, kendisini kabilenin yaşadığını adaya götürecek birini bulmak ve ikna etmek için bir hafta uğraştığını anlattı. Audun, adada misafir olduğu süre içerisinde kabilenin şamanlarından biri olan Aman Paksa'nın evinde yaşadı. Norveçli adam, "Benden hoşlandığı için birkaç hafta kalmam için bir anlaşma yaptık" diyor.
Audun, Norveç'e dönüş uçuşu olmasına rağmen, kendini ormana geri dönmeyi iple çekerken bulmuş. Genç adam, Norveç'e döndüğünde kabileyi tekrar ziyaret edip kültürlerini belgelemek adına, film yapımı eğitimi almış. Audun, insanların binlerce yıl boyunca yaşadığı gibi yaşamayı öğrendiği sıra dışı deneyimi filmleştirerek Newtopia adını verdiği bir belgesele imza attı.
"Doğanın ritmini nasıl anlayacağımı ve ona göre yaşamayı öğrendim" diyen Norveçli mühendisin, o zamanlara dair tek kötü anısı, yaşadığı kötü göz enfeksiyonu. Bunun dışında doğayla iç içe yaşamdan büyük keyif aldığını anlatan adam, ormandaki günlük rutini İngiliz Daily Mail gazetesine şöyle tarif etti:
"Güneş doğmadan, önce sis hala ağaçları çevrelerken kendimiz uyanırdık. Güneş ormanı ısıtırken verandada oturup rahatlardık. Sohbet edip sıcak bir şeyler içerdik."
"Sonra yarı vahşi domuzları sagu (nişastalı palmiye ağacı özü) ile beslerdik. Ondan sonra istediğimiz projeyi planlamakta özgürdük. Projeler maymunları, yarasaları veya nehir karideslerini avlamak olabilir. Ekipman, kano, ok, sepet gibi şeyler yapardık. Genellikle öğlen vakti biraz dinlenirdik ve sonra sosyal etkinlikler olur. Evler açıktır ve sık sık ziyaretçiler gelir ya da biz ziyarete giderdik."