Duygu durum değişiklikleri ile nasıl mücadele etmeli?
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, pandemi salgınının yol açtığı duygu durum değişiklileri ile ilgili önemli bilgiler verdi...
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun girişimi ile 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim günü "Dünya Ruh Sağlığı Günü" olarak anılıyor.
Bu özel günde ruh sağlığı konusunda kamu bilinci oluşturmak ve bu süreçte ruhsal bozukluklara karşı koruyucu çalışmaların ve tedavi hizmetlerinin tanıtılması ön plana çıkıyor. Bu yılki tema ise “pandemi ve ruh sağlığı” olarak belirlendi.
Korkuların temelinde belirsizlik var Her türden duygu durum değişikliği, pandemiye özgü fenomolijden, görüngülerden biri sadece. Pandeminin yol açtığı duygu durum değişiklikleri en başta öznel sıkıntı hissi ve huzursuzluk olarak yaşanıyor.
Korkunun, huzursuzlukların ve huysuzlukların temelinde belirsizlik var. Belirsizlik temel güven duygusunun karşıtı olan bir güvensizliği barındırıyor. Bu öznel sıkıntı hissi ve huzursuzluk, aynı zamanda ani bir stres tepkisidir.
Olumsuz, gerici, yineleyici ve ısrarcı düşüncelerle birlikte olabilir. Böyle olduğunda uykuya dalmayı zorlaştırabilir, uykuyu bölebilir ve yeniden dalmayı zorlaştırabilir ya da sabah erken saatte uyanıp bir daha uyuyamamaya neden olabilir.
Pandemi depresyonun birçok kaynağı var Depresyonun kaynağında sevginin kaybı, haz ve doyum nesnelerinin kaybı, kişiler arası ilişkilerde hassasiyet ve pürüzler kadar bireyin tüm güçlü duygularının incinmesi ve zedelenmesi bulunuyor.
Çaresizlik depresyonun şiddetini artırdı Söz konusu çaresizlik duygusu, depresyonun hem temel bir bileşeni hem de şiddetini artıran bir durum. Bir diğer duygu ise suçluluk duygusu. Bulaşta ya da koruyamamakta, belki de en başta doğaya karşı ortaya çıkan yetersizlik ve değersizlik duyguları, bu süreçte maddi ve manevi ihtiyaçları karşılayamamaktan, stresle yeterince baş edememeye varan bir çerçevede gözlendi.
Bu noktada bireyin özgüveni, öz saygısı etkilendi. Çaresizlik, suçluluk, yetersizlik ve değersizlik duyguları söz konusu olduğunda intihar düşüncesi ve isteği gündeme geldi.
Enfekte olan bireyler çökkünlük yaşıyor Virüsün merkezi sinir sistemine girişi koku siniri yoluyladır. Bu noktadan sonra beyinde depresyon yolaklarının hangilerini izlediğini, ne gibi değişiklikler yaptığı tam bir netliğe kavuşmamakla birlikte hücresel ve hümoral bağışıklık yanıtlarını uyardığını biliyoruz.
Bağışıklık yanıtını uyardığı noktada bir inflomasyon ortaya çıkıyor ve bu inflomasyonun karşılığında depresif belirtileri görüyoruz. Covid-19’un yol açtığı depresyonda öne çıkan belirtileri öznel bir sıkıntı ve huzursuzluk hissi, gündelik yaşantıya ve aktivitelere karşı bir ilgi, dikkati vermede kayıp, isteksizlik ve uykunun bölünmesi şeklinde açıklayabiliriz.
Sıklıkla üzerinde durulan bir belirti olarak, kişiler arası ilişkilerde bir tür hassasiyet ve kişinin engellendiği durumlarda bir öznel başarısızlık, engellenmişlik hissinden ve kırılganlıktan bahsedebiliriz. Yine enfekte olmuş bireylerde izolasyonun ve damgalanmanın yarattığı bir çökkünlük hali ortaya çıkıyor.
Ekran bağımlılığına dikkat Mevcut duygudurum bozukluğu olan bireylerde daha çok görüldüğü belirtildi. Duygu durum değişiklikleriyle baş etmek için ne yapmalı? Kaygı giderici, yatıştırıcı her tür ilaç ve maddeden uzak durulmalı. Pandemi süreci her türden bağımlılık için risk etkeni. Ekran bağımlılığı da dahil.
Bu noktada sosyal medyada, internette, amaca yönelik olmayan aktivite ve zaman kısıtlanmalı. Pandemi haberlerini takip etmek yahut sıkça izlemek algılanan stresi artırabilir. Stres etkeni olabilecek işlevler bu süreçte en aza indirilmeli.
Kısıtlamalar kapsamında sosyal mesafe, fiziksel mesafe olarak anlaşılmalı. Dayanışmayı ve sosyal desteği artırmak üzere her türden duygu ve düşünce paylaşımı, arkadaşlarla, akrabalarla olmalı.
O zamana kadar vakit bulunmamış ya da yeni bir takım ilgi alanları hayata geçirilebilir. Bu tür aksiyonlar ısrarcı ve yineleyici bir takım olumsuz düşüncelerle baş etmeyi de kolaylaştıracaktır.
Sağlık yolunda vazgeçilemeyecek 4 kural Virüsle karşılaşıldığında başvurulacak bir yer ve haber verilecek insanlar olmalı. Depresif duygu durum veya gündelik hayatı etkileyecek düzeyde herhangi bir duygudurum değişikliği, gündelik aktivitelere karşı ilgi ve istek kaybı karşısında profesyonel destek alınmalı.
Düzenli ve fazına uygun bir uyku düzeni, düzenli beslenme ve sıvı tüketimi, evde veya daha iyisi açık havada düzenli fiziksel egzersiz, gün ışığından olabildiğince yararlanmak bu süreçte oldukça önemli.