Datça'da kıyı işgali İnsan Hakları Kurulu'na taşındı
DATÇA Kent Konseyi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyeleri, Muğla'nın Datça ilçesinde kıyı alanlarındaki hukuksuz işgallerin önlenmesi talebiyle İnsan Hakları Kurulu'na başvuruda bulundu.
DATÇA Kent Konseyi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyeleri, Muğla'nın Datça ilçesinde kıyı alanlarındaki hukuksuz işgallerin önlenmesi talebiyle İnsan Hakları Kurulu'na başvuruda bulundu.
Datça Kaymakamlığı önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, burada basın açıklaması yaptı ardından, İnsan Hakları Kurulu'na 200 kişilik şikayet dilekçesi verdi.
Basın açıklamasını okuyan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Datça İlçe Temsilcisi Avukat Güngör Erçil, kıyıların korunması gereken doğa alanlar ve yoğun ziyaretçi trafiğine sahip turizm alanları olmasına rağmen, ticari şirkete kiralanmasının hak ihlali olduğu söyledi.
Datça'da kıyıların 2017 yılından bu yana hukuka aykırı biçimde kiralandığına dikkat çeken Erçil, "Datça'da da kıyılarımız hızla işgal edilip ticarileştiriliyor. Bu sürecin başlangıcını da, korunan alanlardaki kıyıları, anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerini de göz önünde tutarak koruyup, tüm yurttaşların serbest kullanımına açık tutma yükümlülüğü olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kontrolündeki bir vakfın, yüzde 50 pay sahibi olduğu Muğla Turizm ve Ticaret Ltd. Şti.'nin (MUÇEV) uygulamaları oluşturmaktadır" denildi.
KURUBÜK KOYU KURTULDU
MUÇEV aracılığıyla sürdürülen bu uygulamanın, rahatsız edici boyutlara ulaştığına değinen Erçil, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Datça'da giderek vahim bir hal alan ve toplumsal çatışmalar doğurma tehdidi içeren süreç, Bakanlığın kıyı alanlarının işletmesini devrettiği MUÇEV'in, Datça plajlarındaki işletmeleri-esnafı kira sözleşmesi imzalamaya zorlaması ve kıyılarımızı kiralamasıyla, 2017 yılında başladı. Her yaz mevsiminde daha kötü bir hal alıyor. Bu gidişatın sonuçlarını öngören Datça Kent Konseyi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), 2018 Ocak ayında Mesudiye- Kurubük'ün kiralanması girişiminden başlayarak, bu hukuksuzluğa karşı anayasa ve Kıyı Kanunu'na dayanan ortak bir mücadele yürütüyor.
Halkımızın öngörümüzü kabul ederek, Kurubük kiralamasına karşı gösterdiği haklı tepki, kiralamadan vazgeçilmesini sağladı. Kurubük Koyu'nun kiralanması girişiminin sonucuna ve kesinleşmiş yargı kararlarına dayanarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na, anayasa ve Kıyı Kanunu'na aykırı olarak gerçekleştirilen MUÇEV'e kiralama-tahsis işlemlerinin iptal edilmesi talebiyle Muğla çapında yaygın başvurular yapıldı. Bu kapsamda, Datça'dan rekor düzeyde yüksek sayıda bir başvuru gerçekleşti. Her başvuruya cevap verme yükümlülüğü olan Bakanlık, hiçbir başvuruya cevap vermedi."
AÇILAN DAVA SÜRÜYOR
Kıyılardaki hukuk dışılığa karşı 45 kişinin açtığı davanın henüz devam ettiğini vurgulayan Erçil, "Bu dava, bir yıldır Ankara ve Muğla mahkemeleri arasında yetki tartışmasıyla gidip geliyor, bir arpa boyu yol alınmadı. Hukuk yollarının bu denli etkisiz olması, ülkemiz adına vahim bir durumdur. Kıyıların kullanımını düzenleyen Anayasa'nın 43'üncü maddesi, 'Sosyal ve Ekonomik Haklar' bölüm başlığı altında yer almakta ve kıyıların serbestçe kullanılmasını bir temel insan hakkı olarak düzenlemektedir. Yönetmelik ve bakanlığın idari işlemleriyle yaratılan bugünkü somut durum, bir insan hakkı ihlali oluşturmaktadır" denildi.
'KAYBEDEN DATÇA OLACAK'
Datça'da, İnsan Hakları İnceleme Kurulu'nun faaliyete geçerek hak ihlallerine ilişkin yurttaş başvurularını kabul etmeye başlaması üzerine, bu hak ihlalinin ortadan kaldırılması için Kurul'a başvurmaya karar verildiğinin vurgulandığı açıklamada ayrıca, "Bir hak ihlali oluşturan güncel somut durum, aynı zamanda, güzel ilçemiz için, tüm özgünlüğünün ortadan kaldırılması, sakin, rahat, herkese kucak açan bir tatil beldesi özelliğinin yok edilmesi anlamına geliyor. Bu, vahim ve geri döndürülemez bir süreçtir. Gidişatın sonunda kaybeden, sadece anayasal haklarını korumak için başvuru yapan biz yurttaşlar değil, bir bütün olarak Datça olacaktır" denildi.