Gezi Parkı Davası | Yiğit Aksakoğlu: Suçlamalar temelden yoksundur
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklu yargılandığı 16 sanıklı davanın ilk duruşması Silivri Cezaevinde başladı.
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklu yargılandığı 16 sanıklı davanın ilk duruşması Silivri Cezaevinde başladı.
Kavala'nın tahliye ve beraat talebiyle savunmasını noktalamasının ardından, davada tutuklu yargılanan diğer sanık Yiğit Aksakoğlu savunmasına başladı.
Osman Kavala: Fantastik bir kurgu!
Aksakoğlu, iddianamedeki suçlamaların temelden yoksun olduğunu ve kendisinin faaliyetlerine ters düştüğünü belirterek şunları söyledi:
“Sivil toplum ve sosyal kalkınma alanında araştırma yapan ve yayınlar hazırlayan bir uzmanım. Hayatımın hiçbir döneminde demokrasiye karşı bir yönetimden taraf olmadım. iddianamedeki suçlamalar temelden yoksundur ve faaliyetlerime ters düşmektedir.
2013 yılında çözüm sürecinde kurduğum Diyalog Grubu’nun ardından, şimdi benimle aynı cezaevinde olan savcılar ve polislerce dinlendim. 2013’te yapılan dinlemelerin kıymetlendirilerek 6 yıl sonra yeniden kullanılmasını anlayamıyorum.
Ben hiçbir zaman şiddetle değişimden yana olmadım, ama değişimden yana oldum. Sivil toplum, doğası gereği siyasidir ama talepleri noktasında siyasetten ayrılır. Sivil toplumun amacı hükümeti değil, kendisine olan ihtiyacı ortadan kaldırmaktır.
Sivil toplum yöntem olarak şiddeti dışlar. Cebir ve şiddetle hükümeti yıkmak sivil toplumun alanı değildir. Bir sivil toplumcu ve uzman olarak şiddeti ve şiddetle değişmeyi savunmadım.
Cebir ve şiddetten anlamam. Bu 657 sayfalık iddianamede suç yok, suçlu var; pervasız bir ağırlaştırılmış müebbet talebi var.
Hakkımda somut olarak sunulan tek delil, 2013 yılında yapılan telefon dinlemeleri. 26 Haziran 2013 ve Aralık 2013 arasında gerçekleşen dinlemelerden 31’i girmiş iddianameye. Şubat 2013’te yaptığım 43 görüşmenin içeriği yok, sayı olarak belirtilmiş.
İddianameye içeriği konulan görüşmeler park boşaltıldıktan sonraki görüşmeler. Gezi’nin 2011’de planlandığı söyleniyor, ama delillerde bu yok.
Bu ülkede her yıl 400 kadın öldürülüyor. Sokakta 3 kadına şiddet uygulayan bir adam, parti genel başkanına saldıran bir başka adam bir gün cezaevinde kalmadı. Ama benim şiddetsiz eylem konusunda yayınlamaya girişmem suç kabul ediliyor. Yedi aydır hapishanedeyim. İddianamede, şiddetsiz eylemlerde piyano çalınması ve duran adam ile yeryüzü iftarlarına ilişkin bir ses kaydım var. O konuşma bu eylemlerden bir ay sonra yapılmış. Ne durmak, ne piyano çalmak, ne de iftar yapmak suç. Tarihler belirtilmeden tapelerin iddianameye konulması suçlu gösterme çabası.
"220 gün cezaevinde yatacağımı bilseydim, bir gece Gezi’de yatardım"
İddianamede Gezi olayları öncesinde ya da sonrasında ismim geçmiyor. Taksim Dayanışması ile Anadolu Kültür ile Açık Toplum ile ilişkim yok. Olması suç değil, ama yok. Otpor-Canvas ile de yok. Bunları bırakın, Gezi’ye gittiğime dair bile bir delil yok.
Gezi’de bir gece yatmışlığım bile yok. 220 gün cezaevinde yatacağımı bilseydim, bir gece Gezi’de yatardım. Gezi ile ilgili bir tane tweetim yok. Koca eylemi organize etmişim ama bir tane WhatsApp grubum yok. O zaman ben neden aylardır tutuklu yargılanıyorum?
Bu davada yargılananlarla bile ilişkisi olmayan Yiğit Aksakoğlu, Gezi eylemlerini yaygınlaştırmış ve derinleştirmiştir diyor bu iddianame. Ben neden bu iddianamede varım? Ne Gezi’den kalkışma, ne de bu davadan suç çıkar. FETÖ’cü savcı ve polislerin sözde delilleri kıymetlendirilerek hazırlanan bu iddianame hiçbir somut delile dayanmıyor.
"Bu iddianame, can çekişmekte olan sivil toplumu kriminalize etme çalışmasıdır"
Ben sadece yasal değil, meşru bir şekilde STK yönettim. Bu iddianame, Türkiye’de zaten can çekişmekte olan sivil toplumu kriminalize etme çalışmasıdır. Bu dava sadece benimle, Gezi ile değil, hukukla yurttaş arasında örülen duvarla ilgili. Vereceğiniz karar bu duvarı yıkmayacak; duvara bir taş daha ekleyecek ya da eksiltecek.
Ben temel haklarıma erişmek istiyorum. Kaçmak ya da delil karartmak için değil. Okullarında son üç günü kalan çocuklarımı okula bırakabilmek için, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.
Yiğit Aksakoğlu'nun savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.