Meslekten çıkarılan 5 eski hakim ve savcıya dava
Şüphelilerin, "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Görevi kötüye kullanma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" ve "Görevi ihmal" suçlarından 8 yıldan 42 yıl arasında değişen oranlarda hapisleri istendi.
MALATYA'da işlenen Zirve Yayınevi Cinayeti'ni Ergenekon Davası ile ilişkilendirmek için kumpas kurdukları ve hukuk ihlalleri yaptıkları iddia edilen aralarında Zekeriya Öz'ün de bulunduğu meslekten çıkarılan 5 eski savcı ve hakim hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
Şüphelilerin, "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Görevi kötüye kullanma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" ve "Görevi ihmal" suçlarından 8 yıldan 42 yıl arasında değişen oranlarda hapisleri istendi. İddianamede, şüphelilerin Fetullahçı Terör Örgütü'nün nihai amacına ulaşması doğrultusunda hareket ettikleri ve yargı yetkisini kötüye kullandıkları vurgulandı.
MESLEKTEN ÇIKARILAN ESKİ HAKİM VE SAVCILAR ŞÜPHELİ OLARAK YER ALDI
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 29 sayfalık iddianamede, emekli orgeneral Hurşit Tolon'un yanı sıra, jandarma personeli ile öğretim görevilerinin de bulunduğu 13 kişi "müşteki" olarak yer aldı. Meslekten çıkarılan eski hakimler Birol Bilen, Hadi Çağdır ve Mehmet Karababa ile eski savcılar Cihan Kansız ve Zekeriya Öz 'şüpheli' olarak yer aldı.
İddianamede Zirve Yayınevi Katliamı olarak bilinen cinayetin sözde Ergenekon Terör Örgütü tarafından planlandığını iddia eden gizli tanık İlker Çınar'ın 24 Aralık 2010 tarihinde Zekeri'ya Öz'e ifade verdiği, ardından şikayetçilerin Ergenekon Terör Örgütüne bağlı faaliyette bulundukları şüphesi ile Malatya'da görülen Zirve Yayınevi Cinayeti Davası'nı Ergenekon Davası ile ilişkilendirmek amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma başlatıldığı anımsatıldı.
Yasadışı vaatlerle temin edilen tanıklardan alınan ifadeler ile başlatılan söz konusu soruşturmada görev alan şüpheli hakim ve savcıların, pek çok sayıda hukuk ihlallerine imza atarak şikayetçiler aleyhinde arama, el koyma, iletişim tespiti ve dinlenmesi, gözaltı ve tutuklama kararları, koruma tedbirleri verdikleri, şikayetçilerin mağduriyetlerine neden olduklarının belirtildi.
MÜŞTEKİLERE KUMPAS KURULDUĞU BELİRTİLDİ
İddianamede şüphelilerin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler, raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18 nisan 2007 tarihinde Malatya'da gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurdukları, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürdükleri ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okuttukları, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinledikleri ifade edildi.
HSK'DAN KOVUŞTURMA İZNİ ALINDI
Şüphelilerin, Zirve Yayınevi Cinayeti olarak bilinen olayın İstanbul'da yürütülen soruşturma ayağında yapmış oldukları işlemlerle ilgili HSK'dan kovuşturma izni alındığı kaydedildi. İddianamede 5 şüphelinin eylemlerinin tek tek ayrıntılı olarak yer verildi.
ŞÜPHELİLER YARGI YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANDI
İddianamede, kamuoyunca Zirve Yayınevi Cinayeti Davası bilinen Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dava dosyasının Ergenekon Davası ile ilişkilendirilmek istenildiğini, bu amaçla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda söz konusu soruşturmada görev alan hakim ve savcılarının, FETÖ / PDY ile mücadele eden çoğunluğu Jandarma Teşkilatına mensup şikayetçileri Malatya'da görülen Zirve Yayınevi Cinayeti Davasına dahil etmek amacıyla kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne mensup kolluk görevlileri ve kişileri ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri belirtildi.
Şüphelilerin, planlı ve sistematik şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olan mesleğin şeref ve onuruna, memuriyet nüfus ve itibarını bozacak nitelikle eylemlerde bulundukları, pek çok hukuk ihlalleri yaptıkları anlatılan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün nihai amacına ulaşması doğrultusunda hareket ettikleri ve yargı yetkisini kötüye kullandıkları vurgulandı.
İSTENEN CEZALAR
Şüphelilerin, "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Görevi kötüye kullanma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" ve "Görevi ihmal" suçlarından 8 yıl ile 42 yıl arasında değişen oranlarda hapisleri istendi. Hazırlanan iddianame Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianame kabul edildiğinde şüpheliler Yargıtay'da hakim karşısına çıkacak.