Delillerin 'kaybolduğu' davada beraat kararı
Diyarbakır'da Enes Ata ve Mahsum Mızrak adlı iki çocuğun ölümüyle ilgili 3 özel harekat polisi hakkında 12 yıldır süren davada sanıklar beraat etti.
DHA- Diyarbakır'da, 2006 yılında meydana gelen olaylarda 8 yaşındaki Enes Ata ve 14 yaşındaki Mahsun Mızrak'ın başına gaz fişeği isabet ederek ölmeleri davasında sanık polisler H.A., N.Ö. ve B.Ö.'nün beraatine karar verildi.
Öldürülen Mahsun Mızrak'ın annesi Besire ve babası Hasan Mızrak ise, oğullarının vücudundan çıkan gaz fişeğinin savcılık aşamasında kaybedildiğini ifade ederek, "Bilerek ve istenerek deliller karartılmıştır, oğlumuzun hakkının aranmasını istiyoruz" dedi.
Merkez Bağlar ilçesinde 28 Mart 2006 tarihinde çıkan olaylarda Enes Ata ve Mahsun Mızrak'ın, başlarına gaz fişeği isabet etmesi sonucu ölümüyle ilgili 3 polis memurunun 'Olası kast sonucu ölüme neden olmak' suçundan ömür boyu hapis hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi. Diyarbakır 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz polis memurları H.A., N.Ö. ve B.Ö. katılmadı. 2009 yılından bu yana devam eden davanın 40'ıncı celsesine öldürülen Mahsun Mızrak'ın babası Hasan ve Annesi Besire Mızrak, öldürülen Enes Ata'nın babası Selamettin Ata ile taraf avukatları katıldı.
SAVCI: YETERLİ DELİL YOK
Duruşmada, 8 Aralık 2016 tarihinde verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, 24 Mart 2006 günü düzenlenen operasyonda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının cenazelerinin defnedilmek üzere Diyarbakır'a getirildiğini, cenaze töreninde olayların başlayarak şehrin birçok yerine yayıldığını söyledi. Olaylar sırasında kamu kurumlarına yönelik saldırıların olduğunu, güvenlik güçlerine saldırıların gerçekleştiğini belirten savcı, güvenlik güçlerinin de olayları önlemeye çalıştığını ifade etti. Diyarbakır Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli sanıkların olayların bastırılmasında görevli olduğunu kaydeden savcı, Enes Ata'nın güvenlik güçlerinin kullandığı silah sonucu öldüğünü ifade etti. Mahsum Mızrak'ın kafatasından çıkarılan gaz fişeğinin yakın atış mesafesinden atılmadığını kaydeden savcı, iki çocuğun ölümlerine sebebiyet veren eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğine dair yeterli delil elde edilemediğinden, polislerin beraatine karar verilmesini istedi.
"DELİLLERİN KARARTILMASI VİCDANLARI SIZLATMAKTADIR"
Ata ailesinin avukatları, Enes Ata'nın ölümüne sebep olan gaz fişeğinin kaybolmasına ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini belirterek, "Delillerin karartılması vicdanları sızlatmaktadır. Etkin, adil bir soruşturma ve yargılama yapılmadı. Olaylara müdahale eden tüm polislerin telsiz dökümleri istenmesine rağmen, talepler cevapsız bırakıldı. Soruşturmada polisler kayırıldı, mahkeme kararı olmadan delil karartmak için maktülün elbiseleri imha edildi"dedi.
Mızrak ailesinin avukat ise, Mahsun Mızrak'ı öldüren kapsulün hangi bomba atardan atıldığının tespit edileceği sırada kapsüllerin kaybedildiğini belirterek, "Fişeğin Diyarbakır emniyetinde görevli polislere teslim edildiği ve sanık olarak yargılanan 3 polisin her iki çocuğun ölümünden sorumlu olduğu açıktır. 3 polisten hangisinin kullandığı bombaatardan çıkan fişeğin ölümlere yol açtığı, fişeğin kaybedilmesi nedeni ile tespit edilememiştir. Biz sanıkların her iki çocuğun ölümünden kasten öldürme suçundan cezalandınlmalarını talep ediyoruz. Yaşam hakkının ihlal edildiğine dair AİHM kararını da daha önce sunmuştur"dedi.
"GAZ FİŞEĞİ PARÇASININ ADLİ EMANETTE KAYBOLMASI"
Sanık polislerin avukatları ise, mütalaa doğrultusunda karar verilmesini istedi. Kararını açıklayan Mahkeme, sanık polisler H.A., B.Ö. ve N.Ö.'nün Enes Ata ve Mahsun Mızrak'a karşı 'Olası kastla çocuğu öldürme' suçunu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verdi. Karar kesinleştiğinde olay faillerinin araştırılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar veren mahkeme, dosyanın delili olan gaz fişeği ve gaz fişeği parçasının adli emanette kaybolması nedeniyle bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığını açıkladı. Mahkeme, sanık polislere 4 bin 360'ar lira avukatlık ücretinin de hazineden ödenmesine karar verdi.
DELİLLER KAYBOLMUŞTU
Diyarbakır'da, 28 Mart 2006 tarihinde çıkan olaylarda başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu 8 yaşındaki Enas Ata ve 14 yaşındaki Mahsun Mızrak'ın ölümüyle ilgili 3 polis memurunun yargılamasına devam ederken 8 yaşındaki Enes Ata'nın kanıt niteliğindeki elbiselerinin mahkeme kararı olmaksızın polis tarafından imha edildiği ortaya çıkmıştı. Daha sonra ise, 14 yaşındaki Mahsun Mızrak'ın kafatasından çıkarılan gaz fişeğinin adli emanet deposunda değiştirilerek yerine av tüfeği fişeği konulduğu tespit edilmişti. Yargılama devam ederken Enes Ata'nın ölümüne neden olan 12 kalibre gaz fişeğinin de adli emanet deposundan kaybolduğu da ortaya çıkarken, Mahkeme, dosyanın en önemli delillerinden olan gaz fişeğinin kaybolmasına ilişkin ilgililer hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Gaz fişeğinin adli emanette kaybolmasına ilişkin yürütülen soruşturmada ise, 8 yıllık 'Zamanı aşımı' süresi gerekçe gösterilerek görevli memur Ş.G. hakkında takipsizlik kararı verildi. Yargılama sırasında emniyete talimat yazan mahkeme, olaylarla ilgili tüm telsiz kayıtlarının gönderilmesini istedi. Emniyet Müdürlüğü'nden verilen cevapta telsiz kayıtlarının da imha edildiği belirtilmişti.