İzmir Barosu: TBB'nin bu çağrı hakkında bir tasarruf yetkisi yok
İzmir Barosu önünde bir araya gelen çok sayıda avukat, 12 baronun yönetim kurulunun Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) yaptığı olağanüstü genel kurul çağırısının kabul edilmemesine tepki gösterdi.
İzmir Barosu önünde bir araya gelen çok sayıda avukat, 12 baronun yönetim kurulunun Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) yaptığı olağanüstü genel kurul çağırısının kabul edilmemesine tepki gösterdi.
Baro adına açıklamayı yapan TBB delegesi Avukat Filiz Kunt, baroların yaptığı çağrıların bir talep olmadığını hatırlatarak, “Bu çağrılar kanun gereği bir görev çağrısıdır” dedi. Kunt, TBB'nin bu çağrı hakkında bir tasarruf yetkisi olmadığını kaydetti.
Avukatlık mesleğinin, binlerce yıllık geçmişinde her zaman adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerinin dile getirildiğini vurgulayan Kunt, “hukuk güvenliğinin ortadan kaldırıldığı ve liyakat, adalet, eşitlik kavramlarının içinin boşaltıldığı bu karanlık dönemde, evrensel hukuk kuralları ile kanunların çizdiği sınırlara çekecek en önemli kurum, avukatların meslek örgütü olan barolardır” diye konuştu.
"TBB'nin bu çağrı hakkında bir tasarruf yetkisi yok"
TTB Başkanı’nın kamuoyunu yanıltan açıklamalar yaptığını ifade eden Kunt, şöyle devam etti:
“Yanlış beyan ve açıklamalarla kamuoyunu yanıltan TBB Başkanı ve Yönetim Kurulunun yaklaşımı karşısında, İzmir Barosu olarak belirtmek isteriz ki, 12 baro yönetim kurulunun, Türkiye Barolar Birliği’ne (seçimli) olağanüstü genel kurulu toplaması yönünde yaptıkları çağrı bir ‘talep’ değil, kanun gereği bir görev çağrısıdır. TBB'nin bu çağrı hakkında bir tasarruf yetkisi yoktur. Bu nedenle, hukuk garabeti kararda imzası bulunan TBB Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin hukuka, meslek onuruna yakışır bir tutum alarak, verdikleri karardan dönmelerini, bildirimin gereğini derhal yerine getirmelerini ve derhal genel kurul çağrısı yapmalarını talep ediyoruz.”
"TBB'nin kararı kanuna uymuyor"
TBB’nin ret kararının kanuna uymadığını ifade eden Kunt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de seçme ve seçilme hakkı gasp edilirken, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı tehlikedeyken, yeşil pasaport coşkusu yaşayan bir TBB Başkanının kamuya yararını tartışmak gerekmektedir.”
Feyzioğlu’nun olağanüstü genel kurul talep eden baro yönetimlerinin, TBB’ye kendi siyasi ideolojilerini dayatma ya da kabul ettirme çabasında olduklarını öne sürmesine atıfta bulunan Kunt, “Kanundan kaynaklanan bir hakkı kullanan baroları ötekileştirme yolunu seçmiştir. Oysa çoğunluk baronun aksi görüş bildirmesine rağmen, TBB kendi siyasi ideolojisini ısrarla dayatan, bizzat Sayın Feyzioğlu’nun kendisidir. Öyle ki Feyzioğlu, Adli Yıl Açılışı için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gitmeyeceğini açıklayan ve çoğunluğu oluşturan baroların açık iradesine rağmen, Avukatlık Kanunu 110. maddesine aykırı olarak, TBB Başkanı sıfatıyla açılışa gitmiş ve baroları hedef göstermiştir. Bu tutum, son dönemde iyice belirginleşmiş ve TBB Başkanı, kendisine muhalefet yaptıkları gerekçesiyle barolar arasında ayrıştırma faaliyeti yürüterek, baroları ve baro başkanlarını, kendisini istifaya davet eden TBB delegelerini ve avukatları hedef göstermiş, baro ve baro başkanlarını kriminalize etme gayreti içerisine girmiştir” diye konuştu.
"Seçme hakkımız gasp edilemez"
Avukatlık Kanunu gereği tüm baroların katılımı ile oluşan TBB yönetiminin, kuruluş amacını ve kanundaki tanımını unuttuğunu ifade eden Kunt, TBB’nin kendisini bir üst yönetim olarak görmekten vazgeçmesi gerektiğini dile getirdi.
Baroları temsil eden TBB delegelerinin yönetimi değiştirme ve yeni yönetim seçme hakkı gasp edilemeyeceğini ifade eden Kunt, TBB yönetim anlayışının değişmesi için olağanüstü genel kurulun yapılmasının şart olduğunu söyledi.