Emekli Tümamiral Gürdeniz: Efes tatbikatında Suudların ne işi var?
Efes 2018 Tatbikatı'na katılacak Suudi Arabistanlı birlikler İzmir'e geldi. Efes Tatbikatı'nda kara, deniz ve hava unsurlarının müşterek harekatında gerçek mermiler kullanılıyor.
Efes 2018 Tatbikatı'na katılacak Suudi Arabistanlı birlikler İzmir'e geldi. Efes Tatbikatı'nda kara, deniz ve hava unsurlarının müşterek harekatında gerçek mermiler kullanılıyor. Konvansiyonel savaşın yanı sıra, terörizmle mücadele, siber savaş ve psikolojik harbi içerisine alan hibrit savaşı düzeni de tatbikatın kapsamı içinde.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Suudların Efes 2018 Tatbikatı'na katılmasını değerlendirdi.
Cem Gürdeniz, “Efes Tatbikatına Suudi Katılımı” başlıklı yazısında, “Suudların burada ne işi var?” sorusunu yönelterek “Ortadoğu bloklaşmasında Katar Krizinden sonra ayrı cephelerde değil miyiz? Başbakan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu ülkenin darbe finansmanında yer aldığı sorusuna ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diye cevap vermedi mi? Atatürk’ü düşmanca reddeden ve Ankara’daki devlet protokolüne karşı çıkarak resmi ziyaretlerde asla Anıtkabir ziyareti yapmayan bu ülke, neden en kritik tatbikatımıza davet ediliyor? Dilerim bundan sonraki yıllarda icra edilecek Efes Tatbikatlarında bu hassasiyetler göz önüne alınır” ifadelerini kullandı.
İşte o yazı…
Efes 2018 tatbikatının fiili safhası 7-11 Mayıs 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek. Efes Serisi Müşterek Amfibi Tatbikatlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük ateşgücü ve manevra gösterisidir. Bu seri tatbikatların var oluş nedeni, ilk yapıldığı 1981 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ege Denizindeki üstün güç intikal yeteneğinin ilanıdır. Başlangıçta adı ‘İlk Hedef’ olan bu seri tatbikatlarda, Ege Ordusu birlikleri ile Amfibi Tugayımızın ve Çıkarma Gemileri Komutanlığının bağlı olduğu Amfibi Görev Grup Komutanlığı arasındaki beraber çalışabilirlik, işbirliği ve eşgüdüm esasları denenir. Genelde iki yılda bir yapılır. Son tatbikat Efes 2016 adıyla 4 Mayıs-4 Haziran 2016 arasında icra edilmişti. Balyoz kumpasından önceki aktif hizmet dönemimde bu seri tatbikatlara pek çok kez katıldım.
KIBRIS’TAN EGE’YE YÖNELİŞ
Doğanbey Körfezinde icra edilen kıyıya hücum safhasında bir an için 20 Temmuz 1974 sabahı Girne Yavuz plajına gidersiniz ve bu büyük gücün oluşumu film şeridi gibi gözünüzün önünden geçer. Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’e yönelişi Kıbrıs meselesi ile başlamıştır. 21 Aralık 1963 gecesi Kıbrıslı Rumlar, Türklere karşı tarihe Kanlı Nœl olarak geçen saldırıları başlattı. Artık Kıbrıs Türkünün kan ve ateşle sınavı başlamıştı. Soydaşlarımızın önce canı sonra malı ve nihayetinde geleceği korunmalıydı. Askeri güç kullanılmalı, Türk sahillerinden 60 mil uzaklıktaki adaya amfibi güç intikal ettirilmeliydi. Bu güç sayesinde tutulacak kıyı başından ada içlerine zırhlı birlikler intikal ettirilebilirdi. Fakat Donanmanın ne amfibi gemisi ne de amfibi savaşçısı yani deniz piyadesi vardı. Önce gemilere sahip olmak gerekirdi. Başbakan Suat Hayri Ürgüplü ve Yardımcısı Süleyman Demirel’in de kurucu üyeler arasında olduğu Donanma Vakfı 11 Mayıs 1965 günü İstanbul’da kuruldu. Vakıf sayesinde “Kendi gemini kendin yap” programı çerçevesinde kuruluşundan sonra beş yıl içinde, 10 avcı bot,12 LCU, 20 LCM inşa edildi. Diğer yandan Kara Kuvvetlerinin deniz piyade sınıfının kurulmasına karşı sergilediği büyük dirence rağmen dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Necdet Uran deniz piyade sınıfının kurulmasını sağladı. 1968 yılında ilk taburun Gölcük’te kurulmasıyla önemli bir aşama kaydedildi. Ancak sonraki komutan, Oramiral Celal Eyiceoğlu Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’ın emri ile bu seçkin birliği 1972 yılında lağvetti. Ancak 1973 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Kemal Kayacan bu kararı yeniden değiştirerek 9 Ağustos 1973 tarihinde 2 taburlu deniz piyade birliğini tekrar kurdu. Birlik 12 Mart 1974’te İskenderun’a intikal etti. Artık Cumhuriyet Donanmasının yeni ağırlık merkezi Doğu Akdeniz olmuştu.
DENİZ PİYADELER EGE’DE
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Zaferi, Türklerin 20. yüzyılda Sakarya ve Büyük Taarruz’dan sonraki en büyük askeri zaferi olarak tarihe geçti. Doğu Akdeniz jeopolitiği değiştirilmişti. Sıra Ege’ye gelmişti. İskenderun’daki deniz piyade birlikleri 7 Kasım 1974 tarihinde Uzunada’ya intikal ettirildi. Girne sahillerinde kıyıbaşı tutulmasından tam tamına bir yıl sonra 20 Temmuz 1975 tarihinde de Ege Ordusu kuruldu. 15 Ocak 1977 tarihinde Foça artık deniz piyadelerin yeni yurdu olmuştu. Foça’da kurulan deniz üssünün gelişimiyle adım adım bugünlere gelindi. Aksaz’dan sonra Ege’deki en büyük üssümüz Foça’dır.
STRATEJİK DENİZ ÜSSÜ: FOÇA
Foça’da Deniz Piyade Tugayımız, yeni tank çıkarma gemilerimiz, süratli çıkarma araçlarımız, MİLGEM sınıfı ve Burak sınıfı korvetlerimiz bulunuyor. Ayrıca gelecekte TCG Anadolu isimli ‘’Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi ya da Havuzlu Helikopter Gemisi’’ de burada bulunacak. İşte gelecek hafta başlayacak Efes Tatbikatı, Foça üssünde yatan aslanların her sene heyecanla beklediği büyük bir tatbikattır. Bu tatbikat 2016 yılında ilk kez 8 yabancı ülkeden 880 askeri personelin katılması ile müşterek ve birleşik tatbikata dönüştü.
EFES SERİSİ TATBİKATA YABANCILAR DAVET EDİLMEMELİDİR
Kanaatimizce bu kritik milli tatbikata sözde müttefik bile olsalar yabancıların dahil edilmesi yanlış bir karar olmuştur. Zira Türkiye’nin amfibi yeteneği gizli ve yabancı gözlerden uzak tutulması gereken bir yetenektir. Bu yeteneğin en önemli tatbikatta yabancılarla paylaşılması risklidir. Kaldı ki ilk kez yabancılara açılma kararının 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden önce verilmiş olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Gözlemci gününe yabancı heyetlerin davet edilmesinde bir sakınca olmadığı açıktır. Ancak sahada fiilen yabancı birliklerle tatbikat icrasının faydadan çok riskler doğuracağı göz önüne alınmalıdır. Bu sene Genelkurmay açıklamasına göre ABD, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Bosna Hersek, Gürcistan, İngiltere, İtalya, Katar, Kazakistan, Kosova, Macaristan, Makedonya, Moğolistan, Özbekistan, Pakistan, Romanya, Slovakya ve Suudi Arabistan’dan da birlik ve unsurlar katılıyor.
YABANCILAR VE ÖZELLİKLE SUUDİ ARABİSTAN NİYE?
Bu tatbikata sadece yabancı gözlemciler davet edimelidir. 15 Temmuz’da başımıza gelenlerden sonra NATO’daki sözde müttefiklerimize de dikat edilmelidir. Daha da öte mevcut konjonktürde Suudi Arabistan bu ülkeler arasında çok dikkat çekiyor. İster istemez soruyoruz: Suudların burada ne işi var? Ortadoğu bloklaşmasında Katar Krizinden sonra ayrı cephelerde değil miyiz? Başbakan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu ülkenin darbe finansmanında yer aldığı sorusuna ‘’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’’ diye cevap vermedi mi? Atatürk’ü düşmanca reddeden ve Ankara’daki devlet protokolüne karşı çıkarak resmi ziyaretlerde asla Anıtkabir ziyareti yapmayan bu ülke, neden en kritik tatbikatımıza davet ediliyor? Dilerim bundan sonraki yıllarda icra edilecek Efes Tatbikatlarında bu hassasiyetler göz önüne alınır.