Cumartesi Anneleri 769. haftada Dargeçit’te kaybedilenleri andı
Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını istemek için 769. kez bir araya geldi.
Bu haftaki Cumartesi Anneleri eyleminde anneler, Mardin, Dargeçit’te JİTEM’in kaybettiği yakınlarını andı, cezasızlığa karşı adalet talebinde bulundu. Eylemde, insanlığa karşı işlenen suçlarda cezasızlığa dikkat çekildi.
Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kız kardeşi Maside Ocak okudu. “Dargeçit JİTEM davasında hukuk işletilsin, sorumlular cezalandırılsın” diyen Ocak şunları söyledi:
“Gözaltında kaybetme, insanlığın tüm değerlerine saldıran uluslararası bir suçtur. Uluslararası insan hakları hukuku ve ceza hukuku içtihatlarının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımladığı bu ağır saldırı, yalnız yöneldiği bireyler ve onların ailelerini etkilemekle kalmaz, bütün toplum için ciddi ve uzun süreli sonuçlar doğurur. Gözaltında kaybetme, cezasızlık kültürünün varlığında gerçekleşir ve iktidarlar bu suçun devam edeceği iklimini yaratır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda hukuk yolunun açılmamasının, insan haklarının sistematik ve yaygın olarak ihlal edilmesine neden olduğuna yaşayarak tanıklık ediyoruz.”
23 Aralık’ta Adıyaman 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Dargeçit JİTEM davasının görüleceğini söyleyen Ocak, “Askerler ve korucuların Mardin Dargeçit’te düzenlediği ev baskınlarında dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 57 yaşındaki Süleyman Seyhan, Dargeçit Jandarma Taburu’na götürüldü. Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan Davut’un annesi Hayat Altunkaynak, Süleyman Seyhan’ın kızı Fehime ve Seyhan Doğan’ın 11 yaşındaki kardeşi Hazni 3 gün boyunca ağır işkence gördükten sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar gözaltında tutulan yakınlarının ağır işkence gördüklerini açıkladı” dedi.
Kayıplarını aramaktan vazgeçsin diye ailelerin tehdit edildiğini, gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü aktaran Ocak şöyle konuştu: “Yapılan suç duyuruları soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandı ve ilgili mercilere yapılan tüm başvurular sonuçsuz kaldı. 4 ay sonra, 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Süleyman Seyhan’ın ailesine bilgi veren uzman çavuş Bilal Batırır da Dargeçit Jandarma Taburu’nda kaybedildi. İnsan Hakları Derneği’nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi’nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı ve soruşturma başlattı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı” dedi.
‘ARTIK YETER…’
Ocak son olarak şunları söyledi:” Bugüne kadar yapılan duruşmaların seyri, mahkemenin insanlığa karşı işlenmiş bu ağır suçu açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak istek ve irade de olmadığı yönündeki kaygılarımızı güçlendirdi. Artık yeter! Failleri aklama faaliyetine dönüşen kayıp davalarında hukuk işletilsin. Dargeçit JİTEM davası önceki kayıp davalarında olduğu gibi, adalet ve hakikat arayışımızın yargı eliyle engellenmesi pratiğinin bir parçasına dönüştürülmesin; yargıçlar görevini yerine getirsin ve ceza adaletini sağlansın! Davut Altunkaynak, Seyhan Doğan, Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun, Süleyman Seyhan ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 70 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz.”
‘ANNEM GÖZÜ KAPIDA BEKLEDİ’
Basın açıklamasının ardından 12 yaşındayken gözaltında kaybedilen Davut Altunkaynak’ın kendisiyle aynı ismi taşıyan kardeşi Davut Altunkaynak söz aldı. Ağabeyinin gözaltında kaybedilmesinden 4 yıl sonra dünyaya geldiğini söyleyen Altunkaynak, “Aradan 21 yıl geçti, annem 21 yıl boyunca gözü kapıda bekledi abimi. 12 yaşındaki insan size ne yapar, devleti nasıl bu kadar korkutur. Anlatacak bir şey yok. Biz bu davanın peşini bırakmayacağız. Diğer davalar sonuçsuz kaldı ama bu dava sonuçsuz kalmayacak. Bu dava için elimizden gelenin her şeyi yapacağız” diye konuştu.
‘ADALETİN OLMADIĞI YERDE YAŞIYORUZ’
13 yaşında gözaltında kaybedilen Seyhan Doğan ağabeyi Kadri Doğan ise şunları söyledi: “Eve baskın yapıldı. Asker, korucu ne varsa geldi. İki kardeşimi yere yatırdılar. Annem o gece sabaha kadar tabur önünde kaldı. ‘Oğlun sabah gelecek’ dediler. Annem 2000’de vefat etti. Babam takip etti davayı. Daha sonra babam da vefat etti. Kemikler bulduktan sonra ‘Beni oğlumun kemikleriyle gömün’ demişti. Adalet arıyoruz, adaletin olmadığı yerde yaşıyoruz.”