Fatih Altaylı'dan Kanal İstanbul yazısı: Felaketin sorumlusu Cehape olur
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Kanal İstanbul'la ilgili hükümeti çok sert ifadelerle eleştirdi.
Fatih Altaylı, bugünkü "Felaketin sorumlusu Cehape olur!" başlıklı yazısında, bilimden yana olduğunu belirterek "bilim dediğim sabıkalı bir firmanın hazırladığı dandik bir sözde ÇED raporu değil." dedi.
" Türkiye’nin önceliği Kanal değildir!" diyerek tepkisini çok net koyan Altaylı'nın yazısı şöyle:
Kanal İstanbul eğer yapılırsa ve yapıldıktan sonra bu kanala yapılan harcamanın boşu boşuna yapıldığı ortaya çıkarsa, üstleniciye verilen garanti geçiş sayısı asla tutmayacağı için her yıl Hazine’den yani bizim cebimizden yükleniciye milyarlarca lira aktarılırsa, kanal iddia edildiği gibi ekolojik dengeyi bozarsa, Marmara’yı bir ölü deniz haline getirirse, beklenenden de pahalıya mal olur ve milleti yüzlerce yıl sürecek bir borçla karşı karşıya bırakırsa, Allah muhafaza kanalda bir kaza olur ve çevresine kurulan kentte insanlar ölürse, bir depremde kanalın başına bir şey gelir ve Karadeniz’den giren su çevredeki yerleşim alanlarını sular altında bırakan bir felakete neden olursa...
Ve burada sayamadığımız, aklımıza gelmeyen veya gelen her türlü rezaletle karşılaşırsak…
Ne olacak biliyor musunuz!
Bu kanalı yapanlar ve savunanlar hâlâ hayatta iseler şöyle diyecekler:
“Bunun sorumlusu cehape zihniyetidir. Eğer onlar damarımıza basmasa, bize bu kanalı yaptırmama kararı almasalardı biz inat edip bu kanalı yapmazdık. Bu facialar da meydana gelmezdi. Bu kanalın başımıza açtığı tüm felaketlerin sorumlusu cehape zihniyetidir.”
Şaka yapıyorum veya abartıyorum zannedebilirsiniz!
Vallahi yapmıyorum.
*
Önceliğimiz bu olamaz!
Sevgili okurlar.
Şunu hatırlatayım.
Ben bu kanaldan yana veya bu kanala karşı değilim.
Ben bilimsel olarak tüm verilerin değerlendirilmesinden ve bilime, bilgiye dayalı olarak karar verilmesinden yanayım.
Bilim “Yapılmamalı” derse ben yapılmamasından yanayım.
Bilim “Yapılabilir. Kullanılabilir. Çevreye zarar vermez” derse ve ekonomik olarak da gerekliliği otaya çıkarsa yapılmasından yana olurum.
Ama bilim dediğim sabıkalı bir firmanın hazırladığı dandik bir sözde ÇED raporu değil.
Uluslararası saygınlığı olan, bu konularla ilgili uluslararası kabul görmüş makale ve araştırmaları olan hakiki bilim adamlarınca hazırlanmış, gerçek bir rapor.
Adının başına profesör koyulmuş herkes bilim adamı değil, onu bilin önce.
Bugün için söyleyebileceğim ise sadece şu olabilir:
Türkiye’nin bugünkü ekonomik ortamında geri dönüşü olup olmayacağı bilinmeyen, olsa bile inanılmaz uzun vadede bir dönüşü olacağı aşikar bir proje için bu denli büyük kaynak aktarılmasını anlamsız ve gereksiz bulurum.
Türkiye’nin önceliği Kanal değildir!