Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 8 avukat açlık grevine başladı
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve üyeler Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Engin Gökoğlu, Ayşegül Çağatay ve Oya Aslan tutuklu bulundukları cezaevlerinde açlık grevine girdiklerini açıkladı.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve üyeler Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Engin Gökoğlu, Ayşegül Çağatay ve Oya Aslan tutuklu bulundukları cezaevlerinde açlık grevine girdiklerini açıkladı.
Avukatlar, adil yargılama hakkı başta olmak üzere bir dizi taleplerinin yerine getirilmesini istedi.
Açıklamalarında avukatlık mesleğinin yargılama konusu edilemeyeceğini ifade eden avukatlar, Mustafa Koçak ile Grup Yorum üyeleri İbrahim Gökçek ve Helin Bölek’in adalet, adil yargılanma, kazanılmış hakları savunma amacıyla ölüm orucunda olduğuna değinerek, “Müvekkillerimizin haklı taleplerinin savunucusu olduğumuz talepleri taleplerimizdir, kabul edilsin” demek için açlık grevine başladıklarını duyurdu.
ÇHD avukatlarının açıklaması ve talepleri şöyle:
“Mücadeleler sonucu elde edilmiş yargılama ilkelerinin hayata geçirildiği, savunma ve adil yargılanma hakkının gereklerinin yerine getirildiği; somut, bilimsel delillere dayalı olarak ‘suçun’ ispat edildiği; belirli, öngörülebilir, açık, halktan yana ve halk için bir yargılama faaliyeti istiyoruz.
Gizli tanık aldatmacası, itirafçılık/iftiracılık, SEGBİS dayatması, delilsiz, varsayımlara, soyut iddialara dayalı hüküm kurma, ceza yargılama ilkelerinin yok sayılması ile görünüşte bile adil olmayan yargılama oyunları son bulsun! ‘Bu ‘sözde’ yargılamalarla ceza verilmiş tüm siyasi tutsakların hakları iade edilsin, yargılamalar tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılsın!’ demek için açlık grevindeyiz.
‘Etkin pişmanlık’ adı altında sürdürülen yozlaştırma politikasının son bulmasını, ihbarcılık, gizli tanıklık gibi sözde delillerin ortadan kaldırılmasını istiyoruz.
Vatanımızın her metrekaresinde doğal, tarihi, kültürel güzellikler dizginsiz bir yağmaya açılmış durumdadır. Her şeyi kâr ve tüccar mantığıyla alınır satılır hale getiren, piyasalaştıran iktidar politikalarının halkımızın, çocuklarımızın geleceğini çalmaması için açlık grevindeyiz.
Maden sahası, nükleer tesis, taş ocağı, boru hattı, turizm, ‘kentsel dönüşüm’ vb. gerekçelerle Munzur Vadisi’nin, Ayder Yaylası’nın, Salda Gölü’nün, Hasankeyf’in, Kaz Dağları’nın, Mersin’in, Sinop’un, Kuzey Anadolu Ormanları’nın, İstanbul’un, yüzlerce yıllık zeytinliklerin, Trakya topraklarının talanına, yok edilmesine karşı, bu memleketin her santimine duyduğumuz sorumlulukla açlık grevindeyiz.
Tecride ve hasta tutsaklara yapılan işkencelere karşı insan onurunu savunmak için açlık grevindeyiz.
Asla çaresiz kalmayacağımızı, hakkımız olanı istemekten, onurumuzu her şeyin üstünde tutmaktan vazgeçmeyeceğimizi göstermek için açlık grevindeyiz ve biz kazanacağız!”