Prof. Dr. Deniz: Afganistan ve İran'dan yeni göç dalgası geliyor
VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz, Hem Afganistan, hem de İran'daki mevcut koşulların ağırlaşmış olması nedeniyle Türkiye'ye yeni bir göç dalgası beklediklerini söyledi.
Türkiye, batı ülkelerinin arasında bir köprü niteliğinde bulunması nedeniyle düzensiz göçmenler tarafından transit güzergâh olarak kullanılıyor. İran'a uzun bir sınırı olan Van ise önemli kavşak noktaları arasında yer alıyor.
Zor ve dağlık alanların hakim olduğu bölgede kaçak göçmenler kimi zaman göçmen kaçakçıları tarafından yarı yolda bırakılıyor, kimi zaman da soğuk hava koşullarına dayanamayarak hayatını kaybediyor.
SINIRLARIMIZI KAR KORUYOR
Fakat bölgede ağır kış şartlarının yaşanması nedeniyle düzensiz göçmenlerin geçişi de zorlaşıyor. Türkiye'nin doğu sınırındaki yasa dışı geçişlerle ilgili çalışma yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz, şuanda kış şartlarının ağır olması nedeniyle sınırlardan kaçak göçmenlerin geçişinin az olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Deniz, "İran'da göçmen yığılması var. İran'da gerek ambargonun oluşturduğu koşulların ağırlaşması, gerek İran-Amerika arasındaki Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin ardından ortaya çıkan yeni durum, yeni bir göç kitlesini hareketlendirme noktasında mevsimsel olarak bekleyemeyiz. Şuan için İran sınırından Türkiye'ye geçişler kış mevsimi nedeniyle oldukça azalmış durumda. Sayıda son derece düşük. Bu bizim güvenlik kuvvetlerimizin aldığı önlemlerden daha etkili olan bir koruma kalkanı olarak coğrafi koşulları ve karı gösterebiliriz. Sınırımızı şuanda kar koruyor" dedi.
BAHAR AYLARIYLA BİRLİKTE YOĞUN GÖÇ OLABİLİR
Şuanda bölgede yaşanan ağır kış şartlarından dolayı yoğun göçün yaşanmadığını fakat karların erimesiyle birlikte yeni bir göçmen kitlesinin gelmesini beklediklerini belirten Prof. Dr. Deniz, "İran'daki göçmenler için koşulların ağırlaşmış olması ve 2019 yılı içerisinde Türkiye'ye gelen özellikle Afgan göçmen sayısının oldukça artmış olması, 2020 yılı içinde yeni rakamların yani geçmiş yılın çok daha üzerinde göçmen kitlesinin gelmesini bekleyebiliriz. Hem Afganistan hem de İran'daki mevcut koşulların ağırlaşmış olması bahar ve yaz ayları için Türkiye'ye yeni ve daha güçlü bir göç dalgasını yaratma olasılığını çok yüksek görüyoruz" diye konuştu.
CİDDİ ÖNLEMLER ALINMALI
Prof. Dr. Deniz, komşu ülkelerde gelişen olayların ve mevcut koşulların kısa veya orta vadede çözülme olasılığının görülmediğini belirterek, ülke olarak bu göçmen kitlelerinin akışına maruz kalacağımızı söyledi. Bununla ilgili ciddi önlemlerin alınması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Deniz, "Burada tabi ki bazı önlemlerin ve ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor. Özellikle göçmen akışına maruz kaldığımız sınırlarımızı ciddi anlamda koruma altına almamız gerekiyor. Türkiye-İran sınırı bu anlamda doğudan gelen göçmenler açısından önemli bir alan. Bu bölge coğrafi koşullar açısından sınır kontrolü oldukça zorlaştırıyor. Güvenlik kuvvetlerimizin işini oldukça zorlaştıran bir şey. Burada daha katı bir koruma politikasına geçmemiz gerekiyor" dedi.
GÖÇMEN KAÇAKÇILARINA CİDDİ YAPTIRIMLAR GEREKİYOR
Sınırlarımızda ciddi önlemler almamız gerektiğini de belirten Prof. Dr. Deniz, göçmen kaçakçıları için de ciddi yaptırımların olması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Deniz, şöyle konuştu:
"Bunun dışında göçmen kaçakçılarına da ciddi yaptırımlar gerekiyor ki bu konuda yasal düzenlemeler ve çalışmalar var. Bunların biran evvel hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü hiçbir göçmen tek başına Türkiye'ye veya bir Avrupa ülkesine gitmek için yola çıkmıyor. Mutlaka göçmen kaçakçılarının aracılığıyla yola çıkıyorlar. Bu anlamda göçmen kaçakçılarıyla da ciddi anlamda mücadele etmemiz gerekiyor. Bizim özellikle geri kabul anlaşmaları konusunda kendi ülkelerine daha hızlı bir şekilde geri kabullerin yapılması için, bize göçmen gönderen ülkelerle daha yoğun bir diyaloğa girmemiz gerekiyor. Özellikle Afgan hükümeti ile bu düzensiz göçmenlerin geri kabulünde kolaylaştırıcı bir prosedürün bulunması gerekiyor. Aksi takdirde Türkiye'de uzun prosedürler sonucunda gerçekleşen göç geri kabulü bize oldukça maliyet çıkarıyor. Bugün bir göçmenin kendi ülkesine gönderilmesi 10 bin lirayı buluyor. Bu da çok ciddi bir maliyet."