AYM'den down sendromlu çocuğa açık görüş vizesi
Ahmet Gülen, “FETÖ/PYD’ye üye olmak” suçlamasıyla Aralık 2015’te tutuklandı. Üç yıl boyunca tutuklu kalan Gülen’in mahkumiyetine ve hükmen tutukluluk halinin devamına Nisan 2018’de karar verildi.
Ahmet Gülen, “FETÖ/PYD’ye üye olmak” suçlamasıyla Aralık 2015’te tutuklandı. Üç yıl boyunca tutuklu kalan Gülen’in mahkumiyetine ve hükmen tutukluluk halinin devamına Nisan 2018’de karar verildi.
Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan Gülen, yüzde 90 oranında engelli ve down sendromlu oğlu ile haftada bir açık görüş yapma talebini cezaevi yönetimine iletti.
Gülen’in talebi, İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile reddedildi. Gülen’in kurul kararına itirazını değerlendiren Manisa İnfaz Hakimliği de itiraza olumsuz yanıt verdi. Yanıtta, tutuklunun terör örgütüne üyelik suçlamasıyla tutuklu bulunduğunun altı çizildi.
OĞLUYLA 40 DEFA GÖRÜŞTÜ
Tutuklu Gülen’in, cezaevinde bulunduğu üç yıl boyunca down sendromlu oğlu ile 40 defa görüştüğü belirtildi. Cezaevi yönetimi, FETÖ/PYD üyeliği suçlamasıyla 30 Aralık 2015’ten bu güne kadar tutuklu olan Gülen’in, ayda bir açık görüş hakkından yararlandırıldığını bildirdi.
İHLAL ORTADAN KALDIRILSIN
Gülen, down sendromlu oğlu ile haftada bir görüşme talebine ilişkin verilen ret yanıtları üzerine AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Gülen’in talebinin reddedilmesi ile aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği belirledi. AYM, ihlalin ortadan kaldırılması için dosyanın Manisa İnfaz Hakimliği’ne gönderilmesine karar verdi.
Yüksek Mahkeme’nin oy çokluğuyla aldığı ihlal kararına AYM Üyesi Emin Kuz itiraz etti. Kuz’un cezaevi idaresinin ödül mekanizması ile bu olanaktan yararlanabileceğini başvurucuya ilettiğini belirten Kuz, ancak başvurcunun buna karşın haftada bir açık görüş talebiyle yargı yoluna gittiğini ifade etti. Kuz karşı oy yazısında şu görüşleri dile getirdi:
“Hükümlü ve tutukluların yalnızca down sendromlu ve engelli çocukları için değil, yaşının küçük olmasından dolayı kapalı görüşte veya telefonda görüşmenin mümkün olmadığı ve bunu algılayamadığı için bu durumdan olumsuz etkilenen bütün çocuklar için de kamu makamlarının aile hayatına saygı hakkını yerine getirmediği değerlendirmelerine yol açacaktır.”