İdlib’deki saldırı sırasında havada kimin uçakları vardı?
"Sahadan gelen ve inandırıcılık taşıyan yeni bilgiler İdlib’in güneyinde gerçekleşen bu hava saldırısının Suriye ve Rus savaş uçaklarınca birlikte icra edildiğine işaret ediyor."
Hürriyet yazarı Sedat Ergin, İdlib'de 27 Şubat akşamı gerçekleşen ve 34 askerimizin şehit olduğu hava saldırısını Suriye ordusunun gerçekleştirdiğinin açıklanmasına rağmen, saldırıyı Suriye ve Rusya uçaklarının birlikte gerçekleştirdiğine dair bilgiler olduğunu yazdı.
'Suriye uçakları şaşırtmak için uçtu, İdlib'de Türk askerlerini Rus uçağı vurdu' iddiası
Sedat Ergin'in "İdlib’deki saldırı sırasında havada kimin uçakları vardı?" başlıklı yazısındaki dikkat çeken iddialar şöyle:
Geçen cumartesi günü bu köşede yayımlanan ‘İdlib’deki Saldırıda Rusya’nın Sorumluluğu’ başlıklı yazıda İdlib’deki gelişmelerle ilgili olarak Rusya’nın genel anlamdaki belirleyici rolünü vurgularken söz konusu saldırının Suriye savaş uçakları tarafından gerçekleştirildiğini kaydetmiştik. Yazıdaki bu ifade perşembe akşamı yaşanan bu olayın hemen ertesinde yapılan açıklamalara, ilk haberlere dayanıyordu.
Buna karşılık sonradan sahadan gelen ve inandırıcılık taşıyan yeni bilgiler İdlib’in güneyinde gerçekleşen bu hava saldırısının Suriye ve Rus savaş uçaklarınca birlikte icra edildiğine işaret ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı’nın bunu inkâr etmesi, sorumluluğu doğrudan Suriye’ye atfetmesi bu durumu değiştirmiyor.
Birden çok kaynak tarafından aktarılan bilgiler, İdlib’in güneyinde Balyun’daki Türk askeri konvoyuna düzenlenen ilk hava saldırısının ardından konvoydaki askerlerin buradaki binalara girerek savunma düzeni aldıklarını, buna karşılık uçakların bir süre sonra yeniden gelerek bu kez doğrudan bu binaları bombaladıklarını ve askerlerin büyük bir bölümünün bu şekilde şehit olduğunu gösteriyor.
Asker kökenli güvenlik uzmanı Metin Gürcan, Al Monitor web sitesinde bu konuda çıkan yazısında saldırılara 2 Rus Su-34 ve 2 Suriye Su-22 tipi savaş uçağının katıldığını yazıyor. Gürcan’a göre ikinci saldırıda askerlerin çekildikleri binaların üstüne muhtemelen Rus uçakları tarafından KAB-1500 L tipi tahrip gücü yüksek güdümlü bombalar bırakılmıştır.
BÜYÜKELÇİ SİNİRLİOĞLU BM’DE NE DEDİ?
Aslında bu saldırıda Rusya’nın sorumluluğunu tartışmaya açan bir açıklama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin geçen cuma günü bu konuyu görüşmek üzere düzenlenen olağanüstü toplantısında konuşan Türkiye’nin BM Daimi Delegesi Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’ndan gelmiştir.
Sinirlioğlu BM Güvenlik Konseyi'nde mesajı verdi: Türkiye savaş istemiyor ancak...
Büyükelçi Sinirlioğlu’nun Güvenlik Konseyi’nde yaptığı bu konuşma olayın akışına ilişkin önemli ayrıntılar içeriyor. Sinirlioğlu, bir Türk askeri konvoyunun Balyun köyü civarında beş saat süreyle bir dizi hava saldırısına hedef olduğunu anlatıyor. Uzun bir zaman dilimi içinde aynı hedefe dönük olarak tekrarlanan bir saldırı kalıbı söz konusudur.
Sinirlioğlu, “Saldırıya uğrayan konvoyun o bölgede tek başına olduğunu, bundan mantıken kasıtlı bir şekilde hedef alındığı sonucunun çıktığını” ifade ediyor. Büyükelçi, ayrıca öncesinde “Konvoyun konumunun Rus askeri makamlarıyla yazılı olarak koordine edildiğini” de söylüyor.
Daimi delege, ilk saldırıdan hemen sonra yapılan uyarılara rağmen saldırıların devam ettiğini de hatırlatıyor Güvenlik Konseyi’nde.
Bir başka anlatımla, Türk tarafının İdlib’deki Rus askeri karargahına ‘saldırıya uğradık’ şeklinde yaptığı bildirimlere, uyarılara rağmen bu saldırıların beş saat gibi bir zaman aralığına yayılarak devam edebilmiş olması hadisenin en düşündürücü yönlerinden birini oluşturuyor.
RUS VE SURİYE UÇAKLARI GÖREV KOLU DÜZENİNDE
Ancak Sinirlioğlu’nun konuşmasının en çarpıcı kısmı o sırada havadaki Rus savaş uçaklarına da dikkat çekmesidir. Büyükelçi şöyle diyor:
“Radar izleri rejim ve Rus uçaklarının bu (saldırı) sırada görev kolu düzeninde uçtuklarını göstermektedir.”
Sinirlioğlu, BM Güvenlik Konseyi’nde bütün dünyanın önünde Rus ve rejim uçaklarının saldırı gerçekleştirildiği sırada aynı görev düzeni çerçevesinde işbirliği içinde uçtuklarını kayda geçirerek, her iki hava kuvvetini de tarif etmiş oluyor.