Bekir Coşkun şehidin mektubunu hatırlattı: O askerler niçin öldüler?
“Evimiz eskidi, damın aktığını yazmışsın anne… Babam yaşlandı, aktaramaz… Beni bekleyin şurada az bir gün kaldı… Gelince ben yaparım rahat edersin…”
Bekir Coşkun, ülkenin tüm doğal kaynaklarının talan edilmesine şehitler üzerinden tepki gösterdi.
"O askerler kayalıkları, dikenlikleri, dağı, çölü kendi kerpiç evleri kadar vatan bildikleri için orada can verdiler…" diyen Bekir Coşkun'un "O askerler niçin öldüler?" başlıklı yazısı şöyle:
(Talan sırası Ayvalık'a gelmişti, milli parkı, koylarını, adalarını, Cunda'yı yandaşları için ihaleyle açtılar… Ayvalıklılar sokağa döküldü, tüm siyasi partiler, tüm sivil toplum örgütleri, genci, yaşlısı, kadını meydanlarda gecegündüz direnişe geçtiler… İhale iptal edildi… Bu talan döneminde sığınacak ne devlet, ne de hukuk kalmadığı için, herkes kendi doğasını korumak zorunda… Vatan sevgisi budur…)
★
Bir şehidin, vurulmasından bir gün önce annesine yazdığı son mektuptu:
“Evimiz eskidi, damın aktığını yazmışsın anne… Babam yaşlandı, aktaramaz… Beni bekleyin şurada az bir gün kaldı… Gelince ben yaparım rahat edersin…”
★
O askerler giderken uğruna can verdikleri bir vatan bıraktılar arkalarında…
Bunun bir anlamı yok mu?..
★
Nice aktarılacak kerpiç damlar, ekilecek tarlalar, dikilecek fidanlar, bostanın arkı, oğullarının terli omuzlarına gururla bakmak varken, çökmüş toprak damın dibine oturmuş, boncuk boncuk yaşlı gözler kalmıştı artık arkada…
Ama o askerler kayalıkları, dikenlikleri, dağı, çölü kendi kerpiç evleri kadar vatan bildikleri için orada can verdiler…
★
Bu yurt onların bize emaneti değil midir?..
Bir avluda bir dut ağacı, dalında bir serçe… Karadeniz'in dereleri, zeytin ağaçları, Muğla'nın cennet koyları, Toroslar'ın yaban keçileri, Seyfe'nin, Ege kuş cennetlerinin flamingoları, huzur içinde tek ayak üzerine nöbet tutan balıkçıllar, İstanbul'un canım ormanları…
Ve HES'ler, mermer ocakları, altın kazıları, çelik makinalar, boşuna ağlaşan köylüler, jandarmalar, bir gecede cam gökdelene dönen çocukların parkları…
Nereye dönüp baksanız, bir ihanetin bıçağı saplanır yüreğinize…
Talan, talan, talan…
★
Uzak sınırlarda fidan gençlerin uğruna can verdikleri vatanı, bu tarafta çalıp zıkkımlanan şerefsizlere bu milletin gerektiğinde çıkıp iki lafı olmaz mı?..
Bunca şehitten sonra “vatan” daha anlamlı değil mi?..
O yiğitlerin emaneti değil mi sizce; dereler, altın kumsallar, zümrüt ormanlar, çocukların parkı, bahçedeki dut ağacı…
Hırsız yanaştığında çık sor artık:
O askerler niçin öldüler?