Koronavirüs servislerinde çalışan doktorlar 'normalleşme süreci' için ne diyor? 'En büyük korkumuz...'
Türkiye'nin girdiği kısıtlama çalışmalarını esnetme süreci için tartışmalar devam ederken, hastanelerin koronavirüs servislerinde çalışan doktorlar çok erken başladığı görüşünü paylaştı.
Türkiye'de koronavirüs günlük vaka sayıları ve ölümleri belli ölçüde azalırken, yoğun bakım desteğine ihtiyaç duyanların sayısında da düşüş yaşanıyor. BBC Türkçe'ye konuşan hekimler de hastanelerdeki yoğunluğun azalmaya başladığını söylemekle beraber, 'normalleşme' için henüz erken olduğunu belirterek, tedbirlerin gevşetilmeden devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında 20 Mart'ta kapatılan alışveriş merkezleri, kuaförler, berberler ve güzellik merkezleri bugün açıldı.
Hekimlerin büyük bir kısmı, günlük vaka sayılarındaki azalma ile birlikte daha fazla tartışılmaya başlanan 'normalleşme' adımlarıyla ilgili "henüz çok erken" olduğunu düşünüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan hekimlerin hepsi kendi hastanelerindeki hasta sayısında belli oranda bir azalma olduğunu söylemekle birlikte, 'erken' bir şekilde tedbirlerin gevşetilmesi neticesinde vakalarda yaşanacak yeni bir artış döneminden kaygılı olduğunu dile getiriyor.
Haberde isminin gizli kalmasını talep eden kamu çalışanı hekimler, hastanelere başvuran kişi sayısının azalması bir yana, COVID-19 tanısıyla tedavi gören kişilerin iyileşme oranlarında da artış yaşandığını söylüyor.
İstanbul'da bir devlet hastanesinin 21 yataklı COVID-19 yoğun bakım servisinde görevli hekim, henüz yoğun bakımdaki hasta sayısının azalmadığını ve vaka sayısındaki azalmanın yoğun bakım servislerine 2 hafta sonra yansıyacağını anlatıyor:
"Hastanedeki vaka sayısındaki hafifleme henüz yoğun bakımda görülmüyor çünkü yoğun bakım servislerinde hasta sirkülasyonu o kadar hızlı olmaz, dolayısıyla yoğunluk bir anda azalmaz. Biz şu an COVID yoğun bakımda hala tam kapasite çalışıyoruz."
Özellikle salgın çok şiddetli olduğu haftalarda yoğun bakım servisi olarak yetersiz kaldıklarını söyleyen hekim, sosyal yaşamdaki normalleşme adımları sonrası benzer bir döneme girilmesinden endişe duyduklarını şöyle anlatıyor:
"Salgının en şiddetli yaşandığı günlerde hem sağlık çalışanı hem de yoğun bakım kapasitesi olarak yetersiz kaldık. Hastaları dış merkezlerdeki hastanelere yönlendirmek zorunda kaldık. Diğer merkezler bizim eksiğimizi bir iki saat içerisinde doldurdular, hastalar açıkta kalmadı."
"Doktorlar arasında normalleşme adımları için henüz erken olduğu düşünülüyor. Hastaların azalmış olması yeniden bir tepe noktasının oluşmayacağı anlamına gelmiyor. En büyük korkumuz, bu gevşetmeler sonrasında salgında yeni bir artış yaşamak."
İstanbul'da bir eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan doktor da koronavirüs hastaları için ayrılan yaklaşık 50 kişilik yoğun bakım servisinin hala tam kapasite çalıştığını söylüyor.
Doktor, koronavirüs servislerindeki yoğunluğun ise bundan 20 gün öncesine göre daha az olduğunu söyleyerek, "Gerçekten yoğunluğun bir miktar azaldığını görüyoruz" diyor.
Salgının en şiddetli olduğu süreçlerin tekrar yaşanma olasılığıyla ilgili olarak ise çalıştığı hastanenin yatak ve sağlık kapasitesinin yeterli olduğunu belirten doktor, en yoğun dönemde bile yoğun bakım ihtiyacı olan neredeyse her hastanın yoğun bakıma alınabildiğini ifade ediyor.
'Vaka sayısı azaldı diye rehavete kapılamayız'
İstanbul'daki bir üniversite hastanesinde çalışan başka bir hekim, COVID-19 servisindeki hastaların tedavisinde görev alıyor ve hasta takibi yapıyor.
Hekim hastanedeki koronavirüs hasta sayısının azalmasıyla bazı servislerin kapatıldığını ve oradaki hastaların diğer aktif servislere aktarıldığını ifade ediyor ve "Koronavirüs servislerinin kapatılıyor olması veya rakamların azalıyor olması salgın bitti anlamına gelmiyor" diyor:
"Tüm doktorlar normalleşmenin bu kadar erken başlamasına çok şaşkın ve kaygılı çünkü salgın devam ediyor. Elbette vaka sayısında bir düşüş var ancak bu düşüş henüz çok yeni. Gerçekten tepe noktasını görüp görmediğimizi dahi net olarak söyleyemiyorken, bu normalleşme sürecinde yeniden bir artış bekliyoruz. Şu an kapattığımız COVID-19 servislerimizi olası bir vaka artışı için hazır tutuyoruz çünkü vaka sayısı azaldı diye rehavete kapılamayız."
"Kaldı ki bakanlık tarafından açıklanan rakamlar sadece PCR testi pozitif olanları kapsıyor. Halbuki hastanelerde klinik bulguları uyumlu ancak PCR testi negatif olan hastalar da COVID tedavisi görmeye devam ediyor. Bu kişiler sistemde COVID hastası olarak görülmüyor."
Hekim ayrıca İstanbul'un diğer illerden farklı değerlendirmesi gerektiğini ve İstanbul'da başlayan normalleşmenin diğer illerden daha riskli olacağını ifade ediyor.
Ankara'da bir devlet hastanesinin yoğun bakım biriminde yönetici olan hekim de normalleşme adımları için 'henüz çok erken' diyor.
"Bu süreçte Ankara'nın en dolu yoğun bakımıydık. Son günlerde iyi gidiyoruz, koronavirüs taşıyan hasta bazında baktığımızda yoğunluk biraz azalmaya başladı ancak koronavirüs dışındaki hastalarımızın da arttığını söylemek gerekiyor."
"Normalleşme sürecinin gerekli olduğunu düşünüyorum ama bunu çok yavaş adımlarla yapmak lazım. Sağlık sistemi son iki aydır sağlam bir şekilde hizmet ediyordu fakat normalleşme sürecine geçerken dikkatli olmak gerekiyor. Kişisel olarak şunu söyleyebilirim, açılsalar dahi ben bir süre daha AVM'lere gitmem."
'Hastanelere gelen sayısındaki azalma gösterge olamaz'
İstanbul'da 60-65 yaş üstü hastaların bulunduğu bir geriatri hastanesinde çalışan hekim, "Pandemi riski ortadan kalktı diyebilmenin hiçbir şartı oluşmadı" diyor ve normalleşme adımlarının 'ağza bile alınmaması gerektiğini' savunuyor.
Hekim, ileri yaştaki hastaların 'erken başlayan bir normalleşme sürecinden' çok olumsuz etkileneceğini düşünüyor:
"Virüsün mutasyona uğramadı ve henüz etkili bir aşı bulunmadı. Virüsün direkt kendisine yönelik etkili bir tedavimiz de yok. Toplum bağışıklığının kazanılabilmesi için ise en az iki yıl var. İki ay gibi henüz çok erken bir aşamada önlemleri hafifletme metotlarının ağza bile alınmaması gerektiğini düşünüyorum."
"Çünkü bu, ileri yaştaki insanları arkada bırakmak anlamına gelecek. Yaşlı Avrupa'nın başına gelen şey buydu ve bizim yaşlılarımız Avrupa'ya göre çok daha bakımsız ve çökkün. Biz en başından itibaren gençleri ve yaşlıları evde tutarak çok iyi yapmıştık ancak bir süre daha sıkı önlemlere devam etmemiz gerekiyordu."
Hekim, son bir haftadır hastaneye koronavirüs şüphesiyle başvuran ve tanı koyulan hastaların tamamında yüzde 40 civarında bir azalma yaşandığını belirtiyor.
Bununla birlikte hasta sayısında yaşanan azalmanın, önlemleri gevşetmek için yeterli bir gösterge olamayacağını söylüyor:
"Hastanemize başvuran hastalarda, başlangıca göre ciddi bir azalma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Fakat bu hastalıkta insanlar zaten hastaneye gelmekten en başından beri imtina ediyor. Yani toplumun içinde hiç hastaneye gitmemiş, koronavirüs hastası ve taşıyıcısı birçok insan var, evlerinde iyileşiyorlar."
"Bu hastalığın bir miktar semptom göstermediği de düşünüldüğünde aslında şu an elimizde koca bir bomba var şu an. Hastanelere gelen kişi sayısının azalması hiçbir şekilde bir gösterge değil. Yaygın test yapılmadığı sürece hastanelere gelen sayısındaki azalma tek gösterge olamaz."