Koronavirüs salgını, esnafı tefecilerin eline düşürdü: 'Devlet bize sahip çıksın'
Koronavirüs salgını, esnafı bankaların yanı sıra komisyon karşılığı borç veren kişilere mecbur bıraktı.
Koronavirüs salgını, sayıları 1 milyon 700 bini geçen esnaf ve ailelerini de derinden etkiledi. Salgın hastalık nedeniyle yaklaşık 500 bin esnaf iki aya yakın süre dükkanlarını hiç açamadı. Bu süreçte yüz binlerce esnaf, fatura, kira ve kredi ödemeleriyle boğuştu. Bankalardan kredi alamayan bazı esnaf, “komisyon karşılığı” borç veren kişilerin kapısını çalmak zorunda kaldı.
Salgın hastalığın ülkede görülmeye başlandığı marttan bu yana esnaf, hem iş yapamıyor hem de artan borç yüküyle boğuşuyor. Prim ödemeleri bir süreliğine ertelenen esnafın önemli bir bölümü, aranan ağır şartlar nedeniyle destek kredilerinden yararlanamadı.
İktidarın ‘Ekonomik Kalkan’ olarak açıkladığı destek paketi kapsamında, daha önce ertelenen vergi ve SGK primleri, hazirandan itibaren yeniden ödenmeye başlanacak. Ekim ayında ise hem o ayın hem de ertelenen dönemin vergi ve primleri ödenecek.
Esnafın bu borçları ödeyecek gücünün kalmadığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Kamuya olan tüm borçlar 2021 yılından itibaren ödenmeye başlanacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. Esnafın hasarı dışarıdan göründüğünden çok daha fazla oldu” dedi.
65 YAŞ ÜSTÜ ESNAF DAHA MAĞDUR
Ankara Tuhafiye, Parfümeri ve Billuriyeciler Esnaf Odası Başkanı Raşit Kanık ise 65 yaş üstü esnafın sorunlarının daha büyük olduğunu söyledi: “Kısıtlamalardan kaynaklı olarak odamıza bağlı 65 yaş ve üstü esnafımız dükkanlarını açamamaktadırlar. Dükkanlardaki mallar içeride kaldığından ve satış yapılamadığından mağdur oldular. Sadece kendileri değil, her birinin yanında çalıştırdıkları ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde binlerce kişi zor günlerden geçiyor.”
HASTALIK KORKUSU
Salgın hastalık döneminde “sahipsiz kaldıklarını” ifade eden üç esnaf, yaşadıklarını BirGün’e anlattı. Ankara’nın Mamak ilçesinde bakkal dükkanı bulunan Turan Gündüz, hastalığın etkilerinden çok iflas etmekten korktuklarını söyledi. Gündüz, salgın sürecinde hem hastalıkla hem de krizle başbaşa kaldıklarını anlattı: “Kendimiz ve ailemiz için korkuyoruz ama içinde bulunduğumuz ekonomik kriz, hastalığın bulaşması korkusunu geride bırakıyor.”
Gündüz, şöyle devam etti:
“Bankalar esnaftan kredi için ağır şartlar ve neredeyse ‘sıfır’ borçluluk istiyor. Bu şartları sağlamak çok zor. Bu krediyi almak için borçlarını kapatmak zorunda olduğundan borç alan arkadaşlarımız var. Bana kredi vermediler ve başka yollar aramaya başladım. İnternette, ‘Kredi alamayanlara müjde’ şeklinde bağlantılar üzerinden kredi kullandım.”
Mülk sahibinin işyerinin kirasını ertelemeyi reddettiğini ifade eden Gündüz, “Biz de mecburen her ay ödemeye devam ettik. Sokağa çıkma yasağı öncesinde bir yığılma oluyor ama bu bizim normal günlerdeki kazancımıza ulaşamıyor. Herkes o dönemde dükkanı boşalttığımızı sanıyor fakat benim mallarım raflarda bozulmaya başladı. Elektrik parası hiç olmadığı kadar fazla geliyor. Bizler ne yapacağız? Tek tesellim yanımda kimsenin çalışmıyor olması. Benim ailem perişan oldu, ben perişan oldum, bari bir başkasının daha hayatı mahvolmadı” diye konuştu.
Ankara’nın Çankaya ilçesinde lokanta işleten Ali Dilek ise “Birçok arkadaşımız kepenk kapattı. Evlerden sipariş verenlerin sayısı da ‘korktukları için’ azaldı. Olan siparişler için de ben kendim paket servisini gerçekleştiriyorum. Çoğunlukla müşterilerin korku dolu yaklaşımıyla karşı karşıya kalıyoruz “ diye konuştu. Hijyen kurallarına dikkat ettiklerini ve bunun da fazladan yük getirdiğini ifade eden Dilek, şunları anlattı:
“Salgından önce devlete hiç borcum yoktu. Şimdi dezenfekte olmak için bile borç alır durumdayım. Bu dükkanda üç aile ekmek yemeye çalışıyoruz. Dükkanın kepengini hiç açmazsam aylık 11 bin TL aylık giderim var. Sadece kısa çalışma ödeneğine başvurabildik. Bizim önümüze kredi seçeneği sunuldu. Krediyi kullandım. Kiramı, borçlarımı buradan ödedim. Fakat kısa süre sonra o kredinin de son ödeme günü gelecek. O zaman ne yapacağım hiçbir fikrim yok. Devletin bu noktadan sonra bize sıkı sıkıya sahip çıkması gerekiyor.”
‘BU SÜREÇTE 20 BİN TL ZARAR ETTİM’
Başkentte berberlik yapan Orhan Yılmaz esnafın kaldıramayacağı kadar ağır bir yükün altında kaldığını ifade etti. İki ay boyunca dükkanını hiç açamadığını, şimdi ise ayda en fazla 20 gün hizmet verebileceğini bildiren Yılmaz, “Dükkanı hiç açmadan 20 bin TL zarar ettim. Şimdi ise 8-10 gün arası çalışamayacağım. Ben o günlerde kiramı çıkartıyordum. Şimdi ne yapacağım?” diye sordu.
Yılmaz, “Kredi çekmek için çok uğraştım. Maalesef bir sonuç alamadım. Eğer akrabalarımız, tanıdıklarımız olmasa ben bugün ayakta kalamazdım. Bir tek kuru ekmek almaya muhtaç hale gelmiş berber arkadaşlarımız var. Ankara Büyükşehir Belediyesi, isteyen berbere hem yardım kolisi hem de 500 TL nakit yardım sağladı. O paralarla herkes faturalarını ödedi. Devlet bunu da yapmadı. Hiçbir şey yapmıyorlarsa bari kiramızın yarısını ödeselerdi” dedi.