Habertürk yazarı Tümamiral Yaycı'nın kızağa alınmasını böyle savundu: Trump da aynısını yaptı

"Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cihat Yaycı’nın görev değişikliğini onaylamasına ve istifasına ses çıkarmamasına bir de bu gözle bakın."

Habertürk yazarı Tümamiral Yaycı'nın kızağa alınmasını böyle savundu: Trump da aynısını yaptı

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alınıp, Genelkurmay Başkanlığı emrine verilen Tümamiral Cihat Yaycı, "Yapılanı şey gururumu incitti" diyerek istifa etti.

İstifa kararının ardından yapılan pek çok değerlendirmede, yakın zamana kadar Erdoğan'ın övgüyle bahsettiği Yaycı'nın istifasına neden onay verdiği sorusunun yanıtı arandı.

Habertürl yazarı Kübra Par, "Cihat Yaycı'nın istifasına Cumhurbaşkanı ne diyor?" başlıklı yazısında Tümamiral Yaycı'nın kızağa alınması kararını savundu ve Trump'ı örnek gösterdi.

Tümamiral Yaycı'nın son dönemde isminin öne çıkması nedeniyle TSK içinde başka komutanların da rahatsız olduğunu öne süren Kübra Par, "Bir güvenlik bürokratına siyasi iradeye karşı dokunulmazlık payesi verilemez.Hiçbir asker bu durumdan muaf olamaz.Bunun dışındaki tartışmalar askeri vesayet dönemlerini hatırlatır. Anti-demokratiktir." diyerek konuyu askeri vesayete bağladı.

Kübra Par'ın konuyla ilgili yazısı şöyle:

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alınıp, Genelkurmay Başkanlığı emrine verilen Tümamiral Cihat Yaycı’nın istifası konuşuluyor iki gündür.

Hem Fetömetre hem de Libya ile deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının mimarı olması nedeniyle kamuoyunun Yaycı’ya sempatisi büyük.

“Doğu Akdeniz’in Paylaşım Mücadelesi ve Türkiye” isimli kitabı gerçekten de kritik bilgiler içeriyordu.

Görevden alınmasının haksızlık olduğuna dair genel bir kanaat oluştu.

Kimileri daha ileri gitti, FETÖ ve kumpas imasında bulundular.

Peki ne oldu da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar böyle bir değişiklik istedi?

Hulusi Akar’ın, bir süredir Yaycı’ya dair memnuniyetsizliği sır değil.

Üstelik Hulusi Akar diğer rütbeli askerlerin de Yaycı’dan rahatsız olduğundan söz ediyormuş.

Asıl dikkat çekici olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dönem övgüyle söz ettiği Yaycı’nın görev değişikliğini onaylaması.

Belli ki Cihat Yaycı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir gerilim söz konusu değildi. Zaten Yaycı da Mehmet Metiner’e yaptığı açıklamada “İstifam asla Cumhurbaşkanımıza tepki değildir. Ona olan sadakatim ömrüm boyunca devam edecektir” diyor.

O halde Cumhurbaşkanı Erdoğan neden Hulusi Akar’ın atama kararını onayladı, bu mesele yüzünden Milli Savunma Bakanı’nı karşısına almadı?

Duyduğuma göre Cumhurbaşkanı Yaycı’yı korumadı çünkü meseleye askeri disiplin ve hiyerarşi çerçevesinden bakıyor.

Cihat Yaycı’nın vatanperver bir insan olduğu konusunda kuşku yok, fakat son dönemde kendini öne çıkarmak için attığı kimi adımların askeri disiplini zorladığı düşünülüyor. Görev değişikliğinin ardından bazı gazetecilere bilgi sızdırması ve yazılar yazdırması da ciddi bir memnuniyetsizlik yaratmış.

YAYCI’YA DOKUNULMAZLIK PAYESİ VERMEK YANLIŞ

Aslına bakarsanız bu mesele yorumlanırken ilkesel anlamda yaygın bir hata yapılıyor.

Cihat Yaycı’nın görev değişikliğine kırılıp istifa etmesi normal.

Fakat unutmayalım ki seçilmiş siyasi iradenin yasalar çerçevesinde gerekli gördüğü askeri atamayı yapması da son derece normal.

Bir güvenlik bürokratına siyasi iradeye karşı dokunulmazlık payesi verilemez.

Hiçbir asker bu durumdan muaf olamaz.

Bunun dışındaki tartışmalar askeri vesayet dönemlerini hatırlatır. Anti-demokratiktir.

TRUMP DA AYNISINI YAPTI

Yakın zamanda benzer bir örnek ABD’de de yaşandı.

Haberi görmeyenler için anlatayım.

'USS Theodore Roosevelt' adlı uçak gemisinin kaptanı Brett Crozier, mürettebatı korona virüse yakalanınca ABD donanmasına bir mektup yolladı.

Mektubunda gemide bulunan personelin 14 günlük karantina ve sosyal mesafe kurallarını uygulamasının mümkün olmadığını gemideki herkesin karada karantinaya alınmasını istiyordu.

Fakat bu mektubu basına ve komuta zincirinin dışındaki kişilere de gönderdiği anlaşılınca görevden alındı.

Kaptanı görevden alan ABD Deniz Kuvvetleri Genel Sekreteri Thomas Modly "Yaşadığımız bilgi çağında gönderdiği bu e-mailin kamuoyuna sızdırılacağını düşünmemişse bana göre bu gemiye kaptanlık etmek için ya çok naif veya çok aptaldır” deyince kıyamet koptu.

Mürettebatını korumaya çalışan bir kaptana ‘aptal’ demesi kamuoyunun büyük tepkisini çekti.

Modly önce özür diledi. Tepkiler dinmeyince de istifa etti.

Başkan Trump, Modly için “Başarılı bir kariyeri var. Kötü bir gün geçirdi diye cezalandırılmasını istemem” dedi ama yine de ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in kararına uyumlu davranarak Modly'nin yerine James McPherson'ı atanmasına onay verdi.

Özetlemek gerekirse, geminin kaptanı Crozier, mürettebatı korumak için mektup yazmakta haklıydı ama mektubu basına sızdırması askeri disipline tersti.

Aynı şekilde Deniz Kuvvetleri Genel Sekreteri Moldly, kaptanı eleştirmekte haklıydı ama ona ‘aptal’ demesi askeri disipline aykırıydı.

Sonuç itibarıyla siyasi iradeyi temsil eden Başkan Trump, başarılı bir kariyeri olduğunu düşünmesine rağmen Moldly’nin istifasını kabul etti.

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cihat Yaycı’nın görev değişikliğini onaylamasına ve istifasına ses çıkarmamasına bir de bu gözle bakın.

Etiketler
Cihat Yaycı Habertürk