Sağlık çalışanları bayramda çocuklarından ayrı: 'Aynı evin içinde gurbeti yaşıyoruz'
Koronavirüse karşı mücadele veren hemşire Esra Taşkın, ' 2 aydır onlara sımsıkı sarılmak istiyorum ama sarılamıyorum' ifadelerini kullandı.
Konya'da pandemi hastanesi olarak belirlenen Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin koronavirüs yoğun bakım ünitesinde görevli hemşire Esra Taşkın(34), bayramda nöbetçi olduğu için çocuklarından ayrı bayram kutluyor.
Koronavirüs nedeniyle evde de çocuklarından uzak adeta gurbet hayatı yaşadığını ifade eden Taşkın, ''Çocuklarımızdan ayrı bayram geçirmek zor oluyor. 2 aydır onlara sımsıkı sarılmak istiyorum ama sarılamıyorum. Aynı evin içinde gurbeti yaşıyoruz. Onlar farklı odadalar, ben farklı oda da kalıyorum'' dedi.
Kentteki koronavirüs vakalarının yüzde 60'ının tedavi gördüğü Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin pandemi hastanesi olarak belirlenen Yazır kampüsünde görev yapan Esra Taşkın, bayramda nöbetçi olduğu için çocuklarından ayrı kaldı. Taşkın, çocuklarının bayramını ise cep telefonundan görüntülü konuşarak kutladı. Meslek hayatının 11’inci yılında olduğunu belirten Esra Taşkın, koronavirüs salgını nedeniyle son dönemlerde yoğun bir tempoda çalışıyor. Koronavirüs yoğun bakım ünitesinde görev yaptığı için stres ve sorumluğu da artan Esra Taşkın, mesaisinden sonra evine gittiğinde de, tedbir amaçlı sosyal mesafe ve izolasyonu korumaya çalışıyor. Bu nedenle çocukları Zeynep Dila (8) ve Ali Asaf'la (4), 2 aydır ilgilenemediğini, çocuklarının her ihtiyacını veteriner eşi Ali Taşkın'ın karşılamaya çalıştığını belirtti.
''AYNI EVİN İÇİNDE GURBETİ YAŞIYORUZ'
Hemşire bir anne olmanın çok zor olduğunu ifade eden Taşkın,
''Anne olmak en zor mesleklerden birisi ve çalışan anne olmak daha zor. Hemşire olmak ise en zoru, tarifi zor. Çünkü hemşirelik çalışma şartları olarak zor ve belirsiz kuralları olan bir meslek grubudur. Herkesin evde olduğu, çocuğuyla, ailesiyle vakit geçirdiği zaman dilimlerinde; akşamları, hafta sonları, yılbaşı ve bayramlarda biz mesleğimizin, görevimizin başında durmak zorundayız. Onlardan ayrı vakit geçirmek çok yıpratıcı ve üzücü'' dedi.
Koronavirüs nedeniyle evde çocuklarından ayrı kalmak zorunda kaldığını belirten Taşkın, şunları söyledi:
''Eve ilk gittiğim anda, mesaiden gelen annelerine sarılmak için koşup gelen çocuklarımı durdurmakla başlıyorum. En acı veren de bu kısım. Aynı evin içinde gurbeti yaşıyoruz. Onlar farklı odadalar. Ben farklı odadayım. Eve ilk girdiğimde kıyafetlerimi steril ediyorum. Daha sonra kendi sterilitemle ilgileniyorum. Mesaiden geldiğim gün onlarla hiçbir şekilde iletişim kurmuyorum. Sosyal izolasyonumuzu evin içinde de devam ettiriyoruz. Ertesi gün de maskemi takmış bir şekilde onlarla belirli saatler içinde ortak alanlarda birlikte vakit geçiriyoruz ama sarılamıyoruz. Ben yine kendimi bir nebze olsun şanslı hissediyorum, 2 aydır çocuklarını görmeyen arkadaşlarımız var. Ben yine aynı evin içinde onları görebiliyorum, ama gurbeti yaşıyoruz. Sürekli mesafeliyiz, sarılmıyoruz. Çok üzülüyorlar, ağlıyor. Küçük çocuğum 4 yaşında, görmediği soyut bir virüs yüzündün bunları yaşadığımızı ona anlatamıyorum. Ağlıyor, sarılmak istiyor, özlediğini belirtiyor. Bunları yaşamak sıkıntılı ama bu süreci hep birlikte atlatacağız. ''
Taşkın, bu bayramda da nöbetçi olduğu için görevinin başında olduğunu belirterek, ''Bu bayramda nöbetçiyiz, görevimizin başındayız. Çocuklarımızdan ayrı bayram geçirmek zor oluyor. Bu sektörün de sıkıntısı bu, yapacak bir şey yok. Görevimizin başındayız'' dedi.
''OĞLUM, 'SEN BENİM SÜPER KAHRAMANIMSIN' DİYOR''
Oğlu Ali Asaf'ın kendisine 'Sen benim süper kahramanımsın' diye hitap ettiğini ifade eden Taşkın, '''Küçük oğlum 4 yaşında ve haberleri izliyor. 'Anne bu koronavirüs bitince sımsıkı kocaman sarılacağım, hiç bırakmayacağım seni' dedi. İnşallah oğlum, bitecek bu günler ve iyileşeceğiz. Geriye dönüp baktığımızda biz sürecin kahramanları olarak kalacağız, dedim. 'Evet sen benim süper kahramanımsın' dedi. Ona o an sarılmak istedim. Ama sarılamadım'' diye konuştu. (DHA)