Emin Çölaşan: Koronavirüsle ilgili bizi bekleyen çok ciddi bir tehdit var
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, koronavirüs salgınındaki turizm ve Kurban Bayramı sürecinde oluşacak bulaş riskine dikkat çekti.
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında, yaz turizminin başlamasıyla birlikte ülkeye girecek olan turistlerin koronavirüs vakalarını artıracağı yorumunda bulunurken, Kurban Bayramı'nda oluşacak tehlikeye dikkat çekti.
Çölaşan, "Türkiye düzeyinde ve en sağlıksız koşullarda yüz binlerce kurban kesilecek. Etler yine en sağlıksız koşullarda dağıtılacak. İnsanlar birbirleriyle bayramlaşmaya gidecek. Eller sıkılacak, eller öpülecek, herkes birbiriyle kucaklaşıp bayramlaşacak. Salgın işte böyle, göz göre göre yayılacak." diye yazdı.
Çölaşan, şunları kaydetti:
Sevgili okurlarım, turizm mevsimi başladı başlıyor, eli kulağında…
Sektör büyük ölçüde çöktü.
Oteller kapandı, salgın döneminde açılanlar dolmadı. Şimdi bütün umut, Türkiye'ye gelmesi beklenen yabancı turistlerde.
Gelecekler mi?
Şu anda bilemiyoruz.
Gelseler bile oteller ve tesisler dolacak mı?
Sanmıyorum.
★★★
Yerlileri saymazsak Türkiye'de turizmi ayakta tutan belli başlı birkaç ülke var…
Almanya, İngiltere, Rusya, Ukrayna.
Alman vatandaşlarının Türkiye gezilerini Avrupa Birliği engelliyor. O ülkede korona salgını yaygın.
Rusya derseniz, durumu gerçekten feci.
Salgın azmış durumda. Her gün yüzlerce Rus vatandaşı hastanelerde can veriyor.
Ukrayna derseniz durumu daha da kötü…
İngiltere aynı.
★★★
Unutmayalım, Türkiye dahil pek çok ülke salgın rakamlarını gizliyor.
O nedenle Rusya ve Ukrayna tarafından açıklanan yeni vaka ve ölüm sayılarına hiç kimse inanmıyor.
Şimdi ben size özellikle ağustos ayında, yabancılar Türkiye'ye gelmeye başladıktan sonra olacakları kısaca söyleyeyim…
Salgın önemli bir biçimde artacak.
Siz hava alanlarında ve tesislerin giriş kapılarında istediğiniz önlemi alın, bu gerçek değişmeyecek.
Otellerde açık büfelerin yasaklandığı iddialarına falan da hiç bakmayın.
Açık büfelerin kaldırıldığını duyan yabancıların çoğu gelmez…
Zira onlar Türkiye'de karınlarını tıka basa açık büfelerde doyurmaya alışmıştır.
Açık büfeler aynen devam edecek, kaldıran otel zarar edecektir.
★★★
Belli yerlerde ateş ölçme olayına gelince, bunun bizim ülkemizde ciddi yapılmadığına kaç kez tanık olmuş biriyim.
Geçenlerde bir yere giriyorduk, kapıdaki görevliler ve güvenlikçi herkesin ateşini göstermelik bir biçimde ölçüyor ama sonucu söylemiyordu!
Ateşimin kaç olduğunu sordum…
33 dediler!
Güldük geçtik.
Onlar da güldü.
★★★
Korona ne yazık ki Türkiye'de de yayılıyor…
Ve yine ne yazık ki rakamlar halktan gizleniyor.
Özellikle büyük kentlerin hastanelerinde yoğun bakım odaları tıka basa dolu.
Sağlık Bakanı konuşuyor, uyarıyor, iyimser, gerçek olmasa da bazı rakamlar her gün açıklanıyor ama durum ciddi.
Bilim Kurulu üyesi olan değerli hocalarımız derseniz işin şov tarafını çok sevdiler.
Her gün konuşuyorlar ama gerçekleri açıklamaktan kaçınıyorlar.
Bilmiyorum, belki gerçek rakamlar onlara da verilmiyor, onlardan da gizleniyordur. O zaman hiç konuşmamaları gerekmez mi?
★★★
Şimdi önümüzde bu salgın açısından turizmle birlikte bizi bekleyen çok ciddi bir tehlike daha var:
Kurban bayramı.
Türkiye düzeyinde ve en sağlıksız koşullarda yüz binlerce kurban kesilecek. Etler yine en sağlıksız koşullarda dağıtılacak.
İnsanlar birbirleriyle bayramlaşmaya gidecek.
Hiçbir koruyucu önlem dikkate alınmayacak. Güvenli mesafe falan hak getire!
Eller sıkılacak, eller öpülecek, herkes birbiriyle kucaklaşıp bayramlaşacak.
Salgın işte böyle, göz göre göre yayılacak.
★★★
Geçtiğimiz şeker bayramında dört gün sokağa çıkma yasağı getirilmişti.
Şimdi ne değişti de yasak beklenmiyor…
Aslında hiçbir şey değişmedi.
İstedikleri kadar gizlesinler, gerçek durum budur.
Tehlike geçmedi, tam tersine rakamlar artış gösterdi.
Bütün dünya, adına yeni dalga denilen ikinci bir salgın furyası bekliyor.
★★★
Siz bunun üzerine bir de yurt dışından gelmesi, Türkiye'de turistik tesisleri kurtarması (!) ve döviz getirmesi umulan yabancı turistleri ekleyin.
Rus, Ukraynalı, İngiliz, Alman, Orta Asya Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri vatandaşları…
Bizimki yetmezmiş gibi virüsü kendi ülkelerinden buraya taşıyacaklar.
İstesek de böyle olacak istemesek de…
Sonrasını biz yaşayacağız, bedelini biz ödeyeceğiz.
Korkarım ki sağlık açısından bakıldığında işin hem maddi, hem de manevi boyutu Türkiye açısından çok fena sonuçlar doğuracak.
Hele Rusya ile uçak seferlerinin önümüzdeki şu birkaç gün içinde başlaması beklenirken!..
Evet, bu salgın açısından önümüzdeki haftalarda ve aylarda Türk toplumunu çok zor günler bekliyor.
İki ana nedeni kurban bayramı ve gelmesi için dualar edilen yabancı turistler!
Bunu önlemenin çaresi var mı?
Belki vardır ama ben bilemiyorum.
Sayın iktidarımız ve Sağlık Bakanı mutlaka biliyordur!