‘İşimizi geri istiyoruz’ diyen Yüksel direnişçilerinin tutuklanma gerekçesi açıklandı
Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) meslekten çıkarılan ve Yüksel Caddesi’nde “İşimizi geri istiyoruz” eylemi yapan öğretmen Acun Karadağ ve mimar Alev Şahin’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin tutuklanma gerekçesi açıklandı.
Sulh ceza hâkimi, “Eylemlerin, haklarında verilen adli kontrol tedbirlerine rağmen yoğun bir şekilde devam etmesi sebebiyle şüpheliler hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağını” savundu.
‘İŞİMİZİ İSTEMEK SUÇ DEĞİL’
13 Ağustos’ta evlerinden gözaltına alınan Acun Karadağ, Alev Şahin, Mahmut Konuk, Mehmet Dersulu, Nazan Bozkurt ve Armağan Özbaş, 22 Ağustos’ta “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nde suçlamaları reddeden memur Nazan Bozkurt, “Ben örgüt üyesi değilim. Sadece işimi geri istiyorum. İhraç kararım hukuka aykırıdır. Kıyafetlerimizdeki sarı ve kırmızı renkleri ‘sosyalist olduğumdan’ giyiyorum” dedi.
Mimar Alev Şahin, “Bir araya gelip işimizi geri istemek suç değildir” ifadesini kullandı. Sulh ceza hâkiminin tutuklama gerekçesinde, “ihraç edilen kamu görevlilerinin haklarının aranması gerekçesiyle yapılan eylemlere diğer örgütlerden katılımcı sağlamaya çalıştığı”, “ölen örgüt üyelerinin sahiplenilmesi” gibi ifadeler yer aldı. Karardaki bu kişilerin Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek ve Helin Bölek olduğu öğrenildi.
‘AÇLIK GREVİ SUÇ’
Kararda, “şüphelilerin bazılarının gözaltına alındıktan sonra örgütsel bir tavırla açlık grevi yapmaları, eylemlere ilişkin finansal gelirlerin henüz açıkça ortaya konulmamış olması değerlendirildiğinde, şüpheliler tarafından terör örgütü DHKP/C’nin talimatları tarafından eylemlerini gerçekleştirdiği” ileri sürüldü.
Tutuklama gerekçesinde, “eylemlerin haklarında verilen adli kontrol tedbirlerine rağmen yoğun bir şekilde devam etmesi sebebiyle şüpheliler hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağı” savunuldu.
‘ANAYASAL HAKKIM’
Öğretmen Acun Karadağ ifadesinde “örgüt üyesi olmadığını, bu direnişi sadece işini geri istemek için yaptığını” savundu. Sağlık sorunları ve pandemi nedeniyle uzun zamandır eyleme gitmediğini belirten Karadağ, “Anayasal haklarımı isteme dışında herhangi bir suç işlemedim. 51 yaşındayım. Bundan sonra da bir örgüte üye olacak değilim” diye konuştu.
‘BİLDİĞİM HALDE KAÇMADIM’
14 yıllık öğretmenken ihraç edildiğini belirten Mehmet Dersulu, bu soruşturmayı 6 ay öncesinden bildiği halde kaçmadığını belirterek “Beni arayan herkes Yüksel Caddesi’nde bulabilir” dedi.
AVUKATLARDAN YAŞAM ÇAĞRISI
“Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ı yaşatmak için Türkiye ve dünyanın dört bir yanından avukatlardan çağrı geldi. Açıklamada, “Bizler Ebru ve Aytaç’ı kaybetmek istemiyoruz. Tahliyeleri sağlanırsa, onların yaşamları hakkında aldıkları bu kararı yeniden değerlendirmeleri konusunda ısrarcı olacağımızı taahhüt ediyoruz” denildi.
‘SAĞLIKLARI KRİTİK’
“Yaşam İçin Çağrı” başlığıyla yapılan açıklamaya, Türkiye’nin yanı sıra Almanya’dan Kongo’ya, Japonya’dan Kanada’ya, dünyanın birçok ülkesindeki binlerce avukat imza verdi. Açıklama da şöyle denildi: “Ebru ve Aytaç’ın da aralarında bulunduğu avukatlar hukuk her yönden çiğnenerek mahkûm edildiler. Bizler bu yargılamanın takipçisi ve tanığı avukatlar olarak Ebru ve Aytaç’ın taleplerini tartışmasız şekilde destekliyor ve yükselttikleri çağrıyı duyuyoruz. Adil yargılanma hakkının tesisi ve hukuk güvencesi bizlerin de talebidir ve bu yolda mücadelemiz sürecektir. Tartışmasızdır ki bu mücadelede, Ebru ve Aytaç’ın varlığına, aramızda ve yanımızda olmalarına ihtiyacımız var. Bunun meslektaşlarımızca bilindiğini temenni ediyoruz. Buradan başta Yargıtay olmak üzere yetkililere çağrıda bulunuyoruz: Meslektaşlarımızın sağlık durumları kritik aşamada olup bir an önce tahliyeleri sağlanmazsa geri dönüşü olmayan sonuçlar yaşanacaktır. Bizler Ebru ve Aytaç’ı kaybetmek istemiyoruz! Tahliyeleri sağlanırsa, onların yaşamları hakkında aldıkları bu kararı yeniden değerlendirmeleri konusunda ısrarcı olacağımızı taahhüt ediyoruz! Yaşanan bu hukuksuzluğa son verin, biz meslektaşlarımızı yaşatalım!”