Emin Çölaşan'dan sert sözler.... 'Ayakta yolcu yasağı'nı Erdoğan üzerinden böyle eleştirdi!
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşesinde, toplu taşımada ayakta yolcu yasağını eleştirdi.
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında tüm illerde getirilen toplu taşımada ayakta yolcu yasağını eleştirdi.
Çölaşan, "Emir vermek, açıklama yapmak, ahkâm kesmek, otorite kullanmak kolay. Sorunlara kalıcı ve akılcı çözüm bulmak ise biraz zor!"
Erdoğan “Mevcut durum kabul edilebilir değil, vaka artışlarından endişe duyuyoruz. Kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı şekilde denetlenecektir. Toplu taşımada tüm illerimizde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir” demişti.
Çölaşan, 'Ayakta yasak, oturalım hanımlar beyler' başlıklı yazısında şunları kaydetti:
Sevgili okurlarım, aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan değerli büyüğümüz, dünya liderimiz Recep Bey medyayı artık iyice avuçlarının içine aldı.
Sabah televizyonu açıyorsunuz, karşınızda o!..
Gece açıyorsunuz, yine o!..
Ertesi gün gazetelerin, hele yandaşların manşetlerinde yine o var!
Onsuz birkaç saatimizin geçmesine izin verilmiyor.
★★★
Son emrini aldık:
“Salgın ülkemizi de tehdit ediyor. Toplu taşımada tüm illerimizde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle izin verilmeyecektir…”
Demek ki bu virüs başkalarına otururken değil, ayakta dururken bulaşıyormuş!
★★★
Vatandaş işinden çıkmış, evine veya başka bir yere gidecek.
Zaten yorgun, bitkin…
Üstelik sinirleri bozuk.
Bu ülkede sürekli yaşanan olumsuzluklar ve atılan iyiye gidiyoruz palavraları nedeniyle adeta bilincini yitirmiş!
Geçim sıkıntısı çekiyor. Zaten çekmiyor olsa otobüse, minibüse, metroya binip ıstırap çekmez.
Ya özel aracına biner, ya da taksiyle gider.
★★★
Toplu taşım araçlarında ayakta gitmenin yasaklandığını dünya liderimiz açıkladı!
Peki ne yapacak bu çaresiz vatandaş?
Durakta bekledi, otobüs, minibüs, metro geldi ama oturacak boş koltuk yok.
Yere oturacak hali yok ki…
Yoksa durakta saatlerce daha beklemeye devam mı etsin?
Tamam, ölümcül bir virüs ortalıkta kol geziyor. Vuracağını zaten şimdiden vurdu da, yarın kimleri vuracağı belli değil…
★★★
Her yer açık…
AVM'ler, çarşı pazarlar, kafeler, restoranlar…
Virüsün kaynağı olan Rusya ve Ukrayna'dan bu yaz aylarında bazılarına göre 200 bin, bazılarına göre 700 bin turist geldi ve biz şimdi onları ağırlamakla meşgulüz.
Bazıları virüsle birlikte geldi!
Onlar deniz kıyısında keyif çatarken bizim vatandaşımız eğer boş koltuk yoksa toplu taşıma araçlarına alınmayacak, duraklarda bekleyip daha beter perişan olmayı sürdürecek ve sadece bu nedenle ne kavgalar çıkacak, belki cinayetler işlenecek.
★★★
Peki ne yapmalı?
Evden dışarıya maskesiz çıkmak yasaklandı.
Çok güzel de, çarşıda pazarda işporta tezgahlarında bile satılan bu maskelerin kalitesi acep nedir!
Pek çoğu hangi cins kumaştan hazırlandığı belli olmayan, merdiven altlarında üretilen tül gibi ince kumaşlar…
Yani değil virüsü önlemek, biraz zorlasanız, arasından giren sineğin ağzınıza burnunuza kaçmasını bile önlemez!
Eeee, sen maskelerin kalitesine karışmayacaksın, görmezden geleceksin ama vatandaşına “Salgın artıyor. Boş koltuk yoksa bekleyeceksin, başının çaresine bakacaksın” diye nasihat vermeye kalkışacaksın!
Emir vermek, açıklama yapmak, ahkâm kesmek, otorite kullanmak kolay.
Sorunlara kalıcı ve akılcı çözüm bulmak ise biraz zor!