Uzmanlar uyardı: Maske ve dezenfektan üretimi rant kapısı olarak görülüyor

Filtreleme özelliği olmayan kumaşla üretilen maskelerin virüse karşı koruyuculuk oranı düşük. Dezenfektanların büyük bölümü ise sahte.

Uzmanlar uyardı: Maske ve dezenfektan üretimi rant kapısı olarak görülüyor

Ülkede Kovid-19 vakaları artarken, maskelerin virüse karşı koruyuculuk oranlarının düşük olması ile dezenfektanların büyük bölümünün sahte olması endişeleri artıyor. Hiçbir filtreleme özelliği olmayan kumaşla üretildiği ifade edilen maskelerle ilgili birçok soru cevap bekliyor.

Dezenfektanların virüsten koruyabilmesi için ise içerisinde en az yüzde 10 oranında povidon-iyot bulunması gerektiği ancak sahte ürünlerde bu oranın yüzde 3,3’lere kadar düştüğü belirtiliyor.

Birgün'den Berkay Sağol'un haberine göre; TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Esen Leyla İmren ile Şube Sekreteri Cem Naya, maskelerin en az üç katlı olması gerektiğini düşünüyor. İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, maske ve dezenfektan üretiminin rant kapısı olarak görüldüğüne dikkat çekti.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Başkanı Mehlika Koç ise dezenfektanların satın alınırken mutlaka ambalaj üzerindeki bilgilerinin kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

İmren, “Üretilen ve kullanımı oldukça yaygın olan kumaş maskelere de değinmek gerekiyor. Olay tamamen modaya çevrildi. Baskılı ve logolu maskeler kullanılıyor. Koruyuculuğu en fazla olan maskeler sadece beyaz renkte üretiliyor. Maskelerde boyama işin içine girince, üretim standartları daha da yükselir. Eğer maskeler ve renkli baskılı ise üreteceği farklı bakterileri ve virüsleri bilmiyoruz, aynı zamanda kumaş maskelerin birçoğu test edilmeden satışa sunuldu. Kumaş maskeler de belli testlerden geçtikten sonra kullanılabilir ancak, boyama ve baskı için kullanılan malzemeler sağlığa zararlı” dedi.

MASKELER HATALI

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İmren, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Özellikle tek katlı maskelerin koruyuculuk oranı yüzde 30’ların altında. En baştan beri zaten ham madde konusunda sıkıntı var. Bu konuda yaptırım ve denetleme eksik kalınca piyasaya tüketiciye satışa sunulan maskelerin birçoğu maalesef bu şekilde hatalı oldu.”

Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şube Sekreteri Cem Naya ise, Maskelerin kesinlikle üç katlı olması gerektiğini söyledi:

“Türkiye’de kullanılan maskelerin problemi ve yetersizliği ise tamamen ekonomik. Hammaddeler dolarla satıldığı için üretenler maliyeti düşürmeye çalışıyor.”

‘RANT KAPISI OLARAK GÖRÜLÜYOR’

Dezenfektanların aşırı ve uygunsuz kullanımının insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu ifade eden Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Başkanı Mehlika Koç, sahte dezenfektanlara dikkat çekti. Koç, şunları ifade etti: “Pandemi sürecinde çok yoğun bir talep olunca, firmalar geçici ruhsatı alıp, piyasaya ürün verdiler 3 ay içerisinde de kalıcı ruhsat için başvuruda bulundular. Piyasada sahte dezenfektanlar var. Tüketicinin sahte ürünü anlaması zor olabilir ancak ambalaj üzerindeki bilgiler tüketiciyi yönlendirebilir. Bir de bu dönemde kullanımı çok fazla artan kolonyalara da dikkat etmek gerekiyor.”

BANDROLSÜZ DEZENFEKTAN

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan ise şunları kaydetti:

“Piyasada alkollü ve alkolsüz dezenfektanlar var. Her dezenfektanda alkol olacak diye bir şart yok ancak maske ve dezenfektan üretimi, satışı çok problemli bir boyuta ulaştı. Eczanelerde satılan ürünlerin tamamı bandrollü ve faturalı. Ancak dışarıda üretilen ve bandrolsüz satılan çok fazla dezenfektan var. Bunlar koruyucu özelliğinden ziyade insanlara zarar verebilir. Herkes maske ve dezenfektan üretiyor, satıyor. İnsanlar orayı rant kapısı olarak görüyor” ifadelerini kullandı.