İstismarcı şeyh müritlerine mektup gönderdi: Aileye 'uyuşturucu bağımlılığı' suçlaması!
12 yaşındaki kız çocuğunu istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanan Şeyh Fatih Nurullah tutuklanmasına ilişkin, "İstanbul Sözleşmesi'ndeki beyan esas alınarak, bu durum zuhur etmiştir" dedi.
Sakarya'da, 12 yaşındaki kız çocuğunu istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanan Şeyh Fatih Nurullah, müritlerine mektup yazarak kendisini savundu.
Sözcü'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, gerçek adı Eyyüp Fatih Şağban olan Nurullah'ın cemaate dağıtılan mektubu şu şekilde:
“İcazet töreni öncesinde böyle meşum bir olay yaşanması fakiri üzmüş, yeni halife kardeşlerimizin boynunu bükmüştür. Bütün halifelerimiz, rehber ve zakirlerimiz vazifelerine devam ederek yokluğumuzu hissettirmemesi temennimizdir. Hacı Bayram Külliyemizin tamamlanması ricamızdır. Bize gelince…”
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE SALDIRDI
“Aklıma Ahmet Yesevi Hazretleri geldi. 63 yaşından sonra yer altına inmiş ve bir daha ışığı görmemiş. Kendimi şartladım. Çıkarsam hizmetinize devam edeceğim.
Sizi üzecek bir şey yapmadım. Komployla karşı karşıyayız. Uyuşturucu bağımlısı birinin bozuk aile yapısının korunması için yaptığımız merhameten yardımlar ihanet ve komplo olarak geri dönmüştür. Kızlarını bize teklif etmişler. Bizim de 'Yaşı 18'e geldiğinde belki olur' demekliğimiz olmuştur.
Telefondaki konuşmalarda, yapmadığımız fiilleri bize zorla teyit ettirmek istemişler ve ayrı ayrı para talep etmişlerdir. (70.000 TL) Telefondaki 'yapmayın – etmeyin' ricaları böyle bir sonucun doğmaması içindir. Ne yazık ki İstanbul Sözleşmesi'ndeki beyan esas alınarak, bu durum zuhur etmiştir.”
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İstanbul’da imzaya açılması sebebiyle bu şekilde isimlendirilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik her tür şiddete karşı hukuki çerçevede detaylı bir koruma sağlayan ilk uluslararası belgedir.
Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa Sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dâhil 34 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Böylece Türkiye sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştur.
İstanbul Sözleşmesi’nde, sözleşmeyi parlamentolarından geçirmiş hükümetlerin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin her türüyle mücadele etmek için bir dizi kapsamlı tedbir alması istenmektedir. Sözleşmenin her bir maddesinde şiddet eylemlerinin meydana gelmesinin önlenmesi, mağdurlara yardım edilmesi ve faillerin adalet önüne çıkartılması amaçlanmaktadır. Sözleşme, örneğin aile içi şiddet, ısrarlı takip, cinsel taciz ve psikolojik şiddet gibi, kadına yönelik farklı şiddet türlerinin suç olarak kabul edilmesini ve bunlara karşı yasal yaptırımlar getirilmesini gerekli kılmaktadır.