Yedi maddede AKP’nin ihmaller zinciri
İhmallere gözünü kapatan iktidar ve medyası felaketi yine kadere bağladı. İMO, iktidarın ihmallerini yedi maddede özetleyerek AKP’nin depremlere karşı hiçbir önlem almadığını ve Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararlarını dahi uygulamadığını açıkladı.
İhmallere gözünü kapatan iktidar ve medyası felaketi yine kadere bağladı. İMO, iktidarın ihmallerini yedi maddede özetleyerek AKP’nin depremlere karşı hiçbir önlem almadığını ve Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararlarını dahi uygulamadığını açıkladı.
İzmir’de cuma günü meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından arama kurtarma çalışmaları tamamlandı. Depremden en fazla etkilenen Bayraklı ilçesinde kısmen ya da tamamen yıkılan 17 binada enkaz kaldırma çalışmaları yapıldı.
114 kişinin hayatını kaybettiği ve bin 35 kişinin de yaralandığı depremin yaraları sarılmaya çalışılırken iktidar ve yandaş medya felaketi yine kadere bağladı.
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan’ın “Deprem tam olarak ‘ne yapalım Allah’tan geldi’ diyeceğimiz bir şeydir”sözleri tepkilere neden oldu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Özer Akkuş BirGün’e yaptığı açıklamada AKP’nin yıllar boyunca depreme karşı hiçbir önlem almadığı vurgulayarak “Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlar dahi hayata geçirilmedi” dedi.
BAKANLAR KURULU KARARI İLE YAYIMLANMIŞTI
Deprem vergilerinden belediyelerin imar planı değişikliklerine karar birçok konuda iktidarın büyük sorumluluğu olduğunu bildiren Akkuş, ihmaller zincirini yedi maddeyle şöyle sıraladı:
1- 2011 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile yayımlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı Kapsamında 2012 ve 2017 yıllarında yapılması kararlaştırılan yapı envanteri taranması çalışması için hiçbir şey yapılmadı. Depreme dayanıksız yapıların bu beş yıl içerisinde tespit edilerek ya yıkılması ya da güçlendirilmesi gerekirken hiçbir uygulama İMO’nun tüm çabalarına rağmen hayata geçirilmedi.
DEPREM VERGİLERİ BAŞKA ALANLARDA HARCANDI
2- Marmara depremi sonrası toplanan deprem vergileri yapı stokunun iyileştirilmesi için kullanılmadı, bambaşka alanlarda harcama yapıldı.
3- Kentsel dönüşüm depreme dayanıksız yapıların güçlendirilmesi veya yenilenmesi amacıyla değil inşaat sektörü üzerinden rant yaratmak için kullanıldı.
4- Marmara depremi sonrası uygulamaya konulan yapı denetim sistemi sağlıklı bir mühendislik denetimi yapabilmek için yetersiz kaldı.
İMAR AFFI VE ÇARPIK KENTLEŞME
5- Belediye meclislerinin imar planı değişikliklerinin büyük çoğunluğu çarpık kentleşmeye yol açtı.
6- İmar affı ile binlerce mühendislik hizmeti almamış yapıya ruhsat verilerek sözde güvenli hale getirildi, depreme dayanıksızlığı belli olan yapılar kullanıma açıldı.
TOPLANMA ALANLARI AVM OLDU
7- Deprem Toplanma Alanı; barınma ihtiyacını karşılayacak şekilde, elektriği, suyu, altyapısı olan çadırların ve konteynırların kurulabileceği alanlar olmalı. 5-10 kişinin ayakta beklediği alanlar deprem toplanma alanları olarak belirlendi.
2002 yılında İstanbul Valiliği 496 merkezi deprem toplanma alanı ve 562 adet alanı da acil kaçış yolu olarak tespit etti. Bu alanların dörtte üçü imara açıldı, imara açılan alanlarda ise toplu konutlar, rezidanslar ve alışveriş merkezleri (AVM) yapıldı. Kala kala 70 ile 100 adet arasında değişen ancak altyapısı hazır olmayan deprem toplanma alanı kaldı.
Verilen sözler tutulmuyor
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum dün yaptığı açıklamalarda ““TOKİ en geç 1 ay içinde konutların inşasına başlayacak, 1 yıl içinde de konutları teslim edeceğiz” derken akıllara Elazığ Depremi’nden sonra verilen sözlerin tutulmadığı geldi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, önceki gün Elazığ Depremi’nden 9 ay geçmesine rağmen 10 deprem konutundan sadece birinin teslim edildiğini söylemiş ve şöyle devam etmişti: “5 bin 24 deprem konutundan sadece 446’sı depremzedelere teslim edildi. Hâlâ binlerce kişinin çadır ve konteynırlarda yaşıyor.”