O konferansa Türkiye katılmadı: AKP, Suriyelilerin geri dönmesini istemiyor mu?

Suriyeli sığınmacılar ile ilgili 11-12 Kasım’da Birleşmiş Milletler’in de katılım sağladığı “Uluslararası Sığınmacıların Geri Dönüşü” konferansı yapıldı. Toplantıya katılmayan tek ülke ise Türkiye oldu.

O konferansa Türkiye katılmadı: AKP, Suriyelilerin geri dönmesini istemiyor mu?

Aykırı'dan Gülcan Havva Eraslan, dün kaleme aldığı yazısında Suriyeli sığınmacılarla ilgili yaşanan toplantı gelişmesini aktardı. Eraslan, “Uluslararası Sığınmacıların Geri Dönüşü” konferansına katılmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu yazdı.

Eraslan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:

Türkiye’nin artık en büyük beka sorunu hâline gelen Suriyeli sığınmacılar ile ilgili 11-12 Kasım’da Birleşmiş Milletler’in de katılım sağladığı “Uluslararası Sığınmacıların Geri Dönüşü” konferansı yapıldı. Suriyeli sığınmacıların sebep olduğu sorunlardan kurtulmak isteyen bütün ülkeler bu konferansa katıldı da bir tek Türkiye’den katılım olmadı. Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hafta içinde sarf ettiği “Türkiye 9 milyon Suriyeliye hem kendi içinde hem de Suriye’de bakmaktadır” sözüne rağmen.

Sığınmacılar konusunda iktidar kadar muhalefet de başını kuma gömmüş durumda. Konferansı ne Türk kamuoyuna duyurdular, ne de aldıkları milyonlarca hazine yardımından minik bir bütçe ayırarak bu konferansa katılım için bir girişimde bulundular.

Türk kamuoyu bu konferansın varlığından Suriyeliler meselesinde önemli çalışmalarda bulunan İlay Aksoy’un şahsi çabası ile haberdar oldu.

9 Kasım’da Putin yönetimine yakınlığıyla bilinen Sputnik Türkiye’de yer alan bir haberde Putin’in “Suriye'de şiddetin belirgin şekilde azaldığı, barışçıl yaşam kurulmaya başlandığı ve BM himayesinde kapsayıcı siyasi süreç yürütüldüğü, Suriye'nin büyük bölümünde barışın sağlanmasının, sığınmacıların kitleler hâlinde dönmeleri için gereken koşulları oluşturduğu”na dair sözlerine yer verildi.

Türkiye’de geçici koruma kapsamına rağmen sığınmacı olarak bulunan Suriyelilere, ısrarla mülteci statüsü kazandırılmaya çalışılırken, Sputnik’in sığınmacı ifadesini kullanması ise çok dikkat çekiciydi.

Yine aynı haberde Putin’in Beşar Esad’a "Şu anda Suriye topraklarının büyük bölümünde barış, sükûnet sağlanmışken sığınmacıların kitleler hâlinde evlerine dönmeleri için güzel bir fırsat doğdu. Bu sürecin zorlama olmadan doğal bir şekilde ilerlemesi önem taşıyor. Her Suriyeli, siz sayın Devlet Başkanı ve Suriye yönetimi tarafından barışçıl bir yaşam kurmak için atılan adımlar da dâhil, ülkenizdeki durum hakkında güvenilir bilgiler edinerek kendi başına karar vermelidir" ifadelerini kullandığı belirtildi.

Türkiye’nin, yanlış ve devam eden hamasî dış politikaları sonucu Akdeniz’de ve güneyimizde ve şimdide kuzeydoğumuzda sınır komşumuz hâline gelen Rusya bile, sığınmacılar ülkelerine dönmeli gereken şartlar oluştu derken, Türkiye’nin idarecileri âdeta biz Suriyelileri yollamayacağız tavrında ısrar eden bir görüntü çiziyor. Suriye ile uzlaşmaktan ısrarla kaçınıyor ve Suriye’de Türkiye, neredeyse Türkiye’de yapmadığı altyapı ve sosyal yatırımları ile inanılmaz paralar harcıyor. Bunları da Türk milletinin bütçesinden karşılıyor.

Suriyelilerin uyumu...

Salgından dolayı uzaktan eğitimin zaruri bir hâl olduğu bu dönemde, eğitimde Suriyeli çocuklar meselesini neredeyse unutmuştuk. Adana Valisi, çok önemli ve kilit sözcükler olan “uyum ve entegrasyon” ile bize yeniden hatırlattı. Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum Projesi tanıtımında konuşan Vali Elban, “Suriyelilerin ülkemiz içerisindeki yaşama uyumları büyük önem arz ediyor.

Bu proje, Türk ve Suriyeli gençlerin, istihdama daha rahat katılmalarını hedefliyor." diyerek kalıcılaştırılan Suriyelilerin eğitim, istihdam ve uyumunun öneminden bahsediyor.

Türkiye’de resmî olarak kayıtlı Suriyelilerin %48’inin 0-18 yaş aralığında olduğu, sadece 0-14 yaş grubu çift dilli ortamda bulunan ve eğitime dâhil etmesi gereken 1 milyon 450 bin Suriyeli kitlesi var. Bu çift dilli çocuklara eğitimin hangi dilde, nasıl ulaştırıldığı ise başlı başına bir yazı konusu.

Etiketler
Suriye Türkiye Birleşmiş Milletler