Sokağa çıkma yasağı hafta içi de mi geliyor?
Vaka sayılarının 6 bini geçmesiyle oluşan tablo endişe yarattı. Bilim Kurulu Üyesi Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, kısıtlamalar ve bireysel tedbirlerle ilgili NTV'ye konuştu.
Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, "Bireysel olarak uyacağımız tedbirlerle birlikte kamusal anlamda alınan tedbirlerin etkili olacağını düşünüyorum ben açıkçası. Çünkü herkeste ciddi bir farkındalık ve pandeminin ilk zamanlarında olan duyarlılık yeniden oluşmaya başladı.
İnsanların birçoğu bu hastalığın gerçekten de ne kadar ciddi olabildiğini ve yayılımının önlenmesi için evlerimizde vakit geçirmemiz gerektiğini biliyor. Ondan dolayı, artık bu kısıtlamaların gelmesi de aslında hastalığın geldiği boyutun bir göstergesi. Bunlarla birlikte bireysel tedbirlerle birlikte bu etkilerin olacağını düşünüyorum açıkçası.
Ancak bütün bu tedbirlere rağmen bireysel tedbirlere uymamakta ısrar edersek veya koyulmuş bu kısıtlamalara uymamaya devam edersek elbette ki daha sert kısıtlamalar bizi bekliyor." dedi
Bireysel toplanmalar konusunda da uyarılarda bulunan Kayıpmaz, "Evlerde kalırken, evlerde de toplanmamaya dikkat etmek gerekiyor. Çünkü şu anda salgının yoğunlaştığı, yani bulaşmanın en yoğun olduğu yerler ev içerisidir. Bu toplanmalara; doğum günü partisi cenaze ziyareti ya da kutlama ziyareti gibi uzun süreli kötü havalandırılmış kapalı ortamlarda vakit geçirmeyi ekleyebiliriz. Ondan dolayı bu dönemde zorunlu haller dışında ev ziyaretleri olmamalı." dedi.
"HAFTAİÇİNE DE YAYILABİLİR"
Mevcut olan ve ileride gelebilecek kısıtlamalarla ilgili de konuşan Kayıpmaz, "Hafta sonunda belirli saatlerde olan kısıtlama hafta içine de yayılabilir. Şuanda, saat 10 ile akşam 8 saatleri arasında faaliyetlerine devam eden alışveriş merkezi gibi yerlerde belki bu çalışma saatleri sınırlandırabilir. Sokağa çıkış serbestliği sadece belirli meslek gruplarındaki üretim, tedarik ve sağlık gibi meslek kollarındaki kişiler için geçerli olabilir. Yani birçok alternatif söz konusu olabilir. Ama umuyoruz ki bu alternatiflere hiç gerek kalmasın" diye konuştu.
"HASTALIK SADECE YAŞLILARIN HASTALIĞI DEĞİL"
Hastalığın yalnızca yaşlılarda ağır seyretmediğinin altını çizen Doç. Dr. Kayıpmaz, "Yoğun bakımlarda yatan hastalarımızın büyük çoğunluğunun 65 yaş üstünde ve kronik hastalıkları olan kişiler olduğunu göz önünde bulunduralım. Ayrıca gençlerden de şuanda yoğun bakımda yatarak tedavi gören hastalarımız var. Yani hastalık sadece yaşlıların ya da kronik hastalığı olan kişilerin hastalığı değil. Gençleri de hasta edebiliyor. Gençlerin de servise ya da yoğun bakıma yatmasını gerektirecek kadar ağır seyretmesine yol açabiliyor. Özellikle bu, ‘makrofaj aktivasyon sendromu’ dediğimiz hastalığın 8. 10. günlerinde bir provizyonla karakterize olan tabloda gençlerde de daha sık görüldüğünü biliyoruz" dedi.
Ondan dolayı her birimizin dışarıdaki davranışlarına dikkat etmesi gerekiyor. Dışarıda yapacağımız her tedbirsiz davranış evdeki büyüklerimize yaşlılarımıza kronik hastalığı olan yakınlarımıza bu hastalığı bulaştırma anlamı taşıyor" diye ekledi.
Doç. Dr. Kayıpmaz, tedavi ve aşı süreciyle de ilgili açıklamalarda bulundu. Kayıpmaz, "İlaç tedavisinde önemli gelişmeler var ve ciddi yol aldık bizler de salgının başındaki noktada değiliz. Mart ayından bu yana hastanelerde tedavi aşamasındayız ama bu işin teknik tedavi aşamasına kalmadan daha kaynağında kontrol ederek yani bizim hastalığın yayılımını önleyerek dünya çağında bahsediyorum bundan sağlık kapasitelerini zorlamamız lazım.
Aksi takdirde bu kış sert, zor geçer. Yerli milli aşımızı artık bizim üretmemiz lazım. Sadece Covid-19 değil aynı zamanda grip ve diğer aşılar anlamında da konuşuyorum. O yüzden bizdeki aşı çalışmaları ümit verici."