HIV’de tedavi mümkün, kişilere ulaşmak zor
HIV’de tedavi mümkün ancak ‘HIV pozitif’ kişilere ulaşmak zor. Dünya AIDS günü nedeniyle bir araya gelen uzmanlar tedavinin önündeki en büyük engelin ayrımcılık ve damgalama olduğunun altını çiziyor.
HIV’de tedavi mümkün ancak ‘HIV pozitif’ kişilere ulaşmak zor. Dünya AIDS günü nedeniyle bir araya gelen uzmanlar tedavinin önündeki en büyük engelin ayrımcılık ve damgalama olduğunun altını çiziyor.
İnsan Bağışıklık Eksikliği Virüsü (HIV) enfeksiyonu, zamanında tanı konmadığı ve tedavi edilmediği takdirde İnsan Bağışıklık Eksikliği Sendromu’na (AIDS) ilerleyerek ölümcül bir seyir gösteriyor. Dünyada 2019 sonu itibariyle ‘HIV pozitif’ kişi sayısı 38 milyon olarak açıklandı. Türkiye’de ise bu sayı 26 bin 164.
Birgün'den Dilara Şimşek'in haberine göre, 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında uzmanlar bir araya gelerek erken tanının önemine dikkat çekti.
Tanı ve tedavinin kolay olduğunu; zor olanın ise HIV pozitif kişilere ulaşmak olduğunun altını çizen İç Hastalıkları ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, şöyle konuştu: “Virüse karşı olan bir antikor bulaşmadan sonra 10-15 gün içerisinde pozitif oluyor. Tedavide başarılı sonuçlar alıyoruz. Zor olan hastaya ulaşmak, bunun için de son yıllarda önemli adımlar atıldı. HIV, evlilik öncesi, ameliyat öncesi ve kan bağışı öncesi alınan testlerle tespit edilebiliyor.”
Prof. Dr. Tabak, birçok kentte anonim test merkezlerinde kişilerin ücretsiz ve kimlik bilgisi istenmeden test yapabileceğini vurguladı.
EN ÖNEMLİ SORUN DAMGALAMA
Ege Üniversitesi HIV/AIDS Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Gökengin, tanı ve tedavide yaşanan en önemli sorunun ayrımcılık olduğunun altını çizdi: “Ne yazık ki damgalama ve ayrımcılık bir miktar azalmış olmakla birlikte yaşamın her alanında devam ediyor. Damgalama sorunu önemli çünkü hem hastalığın önlenmesi hem de tedavi hizmetlerine erişimin önünde önemli bir engel oluşturuyor. 2011 yılında HIV ile yaşayan bireylerde yaptırdığımız bir anket sonucuna göre, bireylerin yüzde 21’inin damgalanmış olduğunu ortaya koydu. En sık damgalanma nedenleri ise, birey hakkında dedikodu yapılması ve sözle incitilmesiydi.
HIV ÖLÜMCÜL DEĞİL
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilara İnan ise, erken tanının hayatı kurtaracağını söyledi: “Hastalığa yönelik günümüzde de çok etkin ilaçlar geliştirildi. Bu etkili ilaçlarla birlikte virüsün çoğalmasını da çok etkin bir şekilde baskılayabiliyor, bağışıklık sisteminin onarılmasını ve korunmasını sağlayabiliyoruz. Böylelikle HIV ile ilişkili sağ kalım süresini de uzatmış oluyoruz. Tanı konanlarda tedaviye başlama oranımız yüzde 95-100 seviyelerinde olabiliyor. Burada önemli olan tanı konması. Tanı konduktan sonra doğru tedavi ile, HIV pozitiflerde beklenen yaşam ömrü, HIV ile enfekte olmayan kişilerle aynı olabiliyor.”