Emin Çölaşan: Milyonlarca insanımızdan bu yolla intikam almayı yeğlediler
Sözcü yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşesinde yılbaşı gecesi dahil getirilen 4 günlük sokağa çıkma yasağını değerlendirdi.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşesinde yılbaşı gecesi dahil getirilen 4 günlük sokağa çıkma yasağını değerlendirdi.
Çölaşan, "Saray ve iktidar açısından bakıldığında bunun adına bir taşla iki kuş vurmak denir! Yılbaşı gecesinden başlayarak dört gün kesintisiz yeni bir yasak! Böylece, zaten gıcık oldukları yılbaşı kutlamalarını devre dışı bırakmayı başaracaklar. Kendilerince hem alkole, hem de yılbaşı gecesine iyi bir darbe indirmiş olacaklar! Oysa yine yanılıyorlar…Varlıklı kesimler o geceyi beş yıldızlı otellerde, kuş sütü eksik görkemli ve alkollü sofralarda kutlayacak" diye yazdı.
Çölaşan, "Milyonlarca insanımızdan bu yolla intikam almayı yeğlediler. Kalıcı ve ciddi bir yasak olsaydı alkış tutardık ama böylesine değil" dedi.
Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım, aynı kafa yapısına sahip olan arkadaşlarla bazen konuşuyoruz, alınması gereken korona önlemlerini aramızda tartışıyoruz.
Belki şaşıracaksınız ama doktorlar dahil herkesin beklentisi aynı:
Salgını önlemek için uzun süreli bir tam kapanma olmalı. Yeter ki Saray bu konuda parasal açıdan mağdur olacak insanlarımıza biraz kolaylık sağlasın, zararı mümkün olduğunca azaltmaya çalışsın.
Yani bu işin basitçe anlatımı şöyle oluyor…
Belki iki veya üç haftalık tam bir kapanma gerekiyor…
Ve düşün ki, iktidar karşıtı büyük kesimler bile bunu istiyor.
★★★
Değerli hocalardan oluşan Bilim Kurulu derseniz, bu konuda sessiz. Ortaya somut bir öneri getiremiyor.
Hocalar medyayı sadece bireysel açıklamaları için bol kepçe kullanıyor.
Bu durumda iş sadece ve sadece Saray'ın verdiği kararlara kalıyor.
Bu kararlar da elbette ki AKP'nin siyasi çıkarları gözetilerek alınıyor. Oysa öbür yanda her gün nice insanlarımız salgının pençesinde kıvranarak can veriyor.
★★★
Korona salgını açısından bakıldığında durum gerçekten vahim…
Birkaç hafta öncesine kadar açıklanan hasta sayıları ve ölüm rakamları gerçek değildi. Türk Milleti'ne resmen yalan söyleniyordu.
Şimdi baktılar ki pabuç pahalıdır, gerçek olmasa bile buna daha yakın sayıları açıklamaya başladılar.
Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere bütün büyük kentlerimizin belediye başkanları gerçekleri ısrarla dile getiriyor:
“Rakamlar korkunç. Pek çok dünya ve Avrupa ülkesi gibi biz de uzun süreli tam kapanmaya gitmezsek iş çok daha fazla büyüyecek.”
Gerçekten de öyle…
Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa gibi ülkelerde tam kapanma uygulanırken, bizi yönetenler sürekli kıvırtıyor. Ciddi önlemler almaları mümkün olmuyor.
Bunun bedeli ise insanların canı oluyor.
★★★
Bir gerçek artık iyice ortaya çıktı. Bu salgınla baş etmenin yolu olarak maske-mesafe-temizlik üçlüsü yetmiyor. Başka, çok daha ciddi önlemler alınması gerekiyor da bunu kim yapacak!
Neden korktukları belli değil!
Yok, aslında belli…
Korkuları oy kaybetmek…
İyi de, büyük kitlelerin sağlığı ve canı, bu iktidarın oy hesaplarına terk edilecek kadar ucuz mudur?
★★★
Son yasak önceki gün geldi. Saray ve iktidar açısından bakıldığında bunun adına bir taşla iki kuş vurmak denir!
Yılbaşı gecesinden başlayarak dört gün kesintisiz yeni bir yasak!
Böylece, zaten gıcık oldukları yılbaşı kutlamalarını devre dışı bırakmayı başaracaklar.
Kendilerince hem alkole, hem de yılbaşı gecesine iyi bir darbe indirmiş olacaklar!
Oysa yine yanılıyorlar…Varlıklı kesimler o geceyi beş yıldızlı otellerde, kuş sütü eksik görkemli ve alkollü sofralarda kutlayacak. (Otellere müşteri olarak girecekler.)
★★★
Orta direk ve fakir fukara kesimin kutlamaları ise her yılbaşında aynıdır.
Evde pişirilen tavuklu pilav gibi mütevazı bir yemek, kuru yemiş, meyve ve bir miktar içki.
Şimdi getirdikleri bu son yasakla birlikte o kesimin bir gecelik kendince eğlenti beklentisini bile silindir gibi çiğneyip geçtiler.
Çok değil, şu sıkıntılı ortamda sadece bir gecelik!
Milyonlarca insanımızdan bu yolla intikam almayı yeğlediler.
Kalıcı ve ciddi bir yasak olsaydı alkış tutardık ama böylesine değil.
★★★
Sevgili okurlarım, bu durumun biraz olsun üstesinden gelebilmek için tek bir çare var.
Sokak yasağı 31 Aralık gecesi saat 21'de başlıyor.
Siz erken saatlerde yine birileriyle bir araya gelebilir, hatta sofraya oturabilirsiniz.
Ancak bir şeye dikkat edeceksiniz!..
Saat 21'de evinizde olmak için sofradan en geç 20.30'da kalkmanız gerekiyor.
Peki ama isterseniz o saatleri uzatabilir misiniz?
Elbette uzatabilirsiniz, burası demokratik bir ülke… Cumhurbaşkanına hakaret olmadıkça kimse kimseye karışmaz!
Yeter ki 4 Ocak gününe kadar hiç dışarı çıkmadan aynı evde kalmayı göze alın! Tercih sizindir!
★★★
Hepinizi şimdiden uyarmış olayım…
Bir kere de bizi yönetenlerin çağrılarına uyun ve bu yılbaşı gecesi sakın ola ki alkol almaya cüret etmeyin…
Çünkü biliyorsunuz, bu korona salgının baş nedeni alkol!
Maske, mesafe, sokak yasağı falan işin hikayesi!
İkincisi, ille de aile boyu bir yemek yiyelim diyorsanız, sofradan en geç saat 20.30'da kalkmanız gerektiğini unutmayın.
Bu yıl sofralar erken bitecek, aile ve arkadaş muhabbetleri yarım kalacak.
Önemli olan bu kafaların yılbaşı yasağı getirmeleri idi ve salgından yararlanıp onu da başardılar.
Orta direk ve fakir fukaranın kendince bir tek eğlence gecesi vardı.
Fırsat bu fırsattır deyip yasağı oraya kadar uzattılar ya, Saray'a helal olsun!