Turkuaz tablodaki kritik ayrıntı: Ölüm sayıları neden vaka sayıları kadar düşmüyor?
Koronavirüs salgınında Türkiye'deki vaka sayılarında belirgin düşüş sürerken ölü sayılarındaki yükseklik ise dikkat çekiyor.
Koronavirüs salgınında Türkiye'deki vaka sayılarında belirgin düşüş sürerken ölü sayılarındaki yükseklik ise dikkat çekiyor.
Sözcü'de yer alan habere göre, koronavirüs salgınında alınan tedbirler birlikte vaka sayısında kasım ayından bu yana belirgin bir düşüş göze çarpıyor. Ancak vaka sayılarının bu düşüş hızı ile ölü sayılarının düşüş hızının aynı olmadığı görülüyor.
Günlük verilerin açıklanmasından bu yana korona vaka sayıları ilk kez 3 Ocak'ta 10 binin altına düşmüş ancak kalıcı olmayarak tekrar yükselişe geçmişti. Vaka sayısının kalıcı olarak 9 Ocak'ta 10 binin altına düştüğü verilere bakıldığında, vaka sayısının 9 bin 537, hasta sayısının bin 103, vefat sayısının ise 181 olduğu görülmüştü.
Yine önemli bir tarih olan 12 Ocak'ta hasta sayısı uzun süre sonra binin altına düşmüş, 983 kişi olarak açıklanmıştı. Hasta sayısının binin altına düşmesi açısından önemli bir tarih olan 12 Ocak'ta vaka sayısı 9 bin 809, vefat sayısı 171 olarak açıklanmıştı.
Turkuaz tabloya bakıldığında birçok veride gözle görülür derecede düşüş olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Ancak vefat sayılarında aynı oranda ciddi bir düşüş kaydedilmedi. Peki neden diğer rakamlarda bu kadar düşüş olurken, vefat sayılarında önemli bir düşüş kaydedilemiyor?
Bu sorulara İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz şöyle yanıt verdi:
‘YOĞUN BAKIMDA AĞIR HASTALAR BİRİKTİ’
Uzun süre tedbir alınmadan, yüksek vakalarla seyreden sürecin ardından yoğun bakımda ağır hastalar oluştuğunu söyleyen Saip, “Maalesef o hastaların azalması günlük ölümlerle gerçekleşiyor. 250'ler ile başlayan, bir süre sonra 200'lere, ardından 150, 160'lara gelen günlük ölüm sayıları mevcut.” açıklamasında bulunuyor.
VAKA ARTIŞ ORANI DÜŞTÜ, PEKİ ÖLÜMLER?
Tedbirlerin işe yaradığını ve vakaların oluşma hızının düştüğünü anlatan Saip, vefat sayılarında aynı oranda düşüş olmaması hakkındaki görüşlerini şu sözlerle dile getiriyor: Var olan ve zaten durumu kötü olan hastalar bir şekilde orada destekle yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu süreçte kaybettiğimiz hastalar da ölüm sayılarına yansıyor. Dolayısıyla vaka hızındaki düşüş gibi vefat ve yoğun bakım doluluk oranlarında hızla düşüş göremiyoruz. Bunları o çok yoğun dönemde, yoğun bakımda olan hastaların devamı gibi değerlendirmek gerekir. Bu insanlar uzun süre yoğun bakımda ya da servislerde kalıyorlar. Onları da ne yazık ki zaman içinde yavaş yavaş kaybediyoruz.
‘KASIM AYINDA YATIRDIĞINIZ HASTAYI ŞU AN KAYBEDEBİLİYORSUNUZ’
Ağır olan hastaların uzun süredir yatışının devam ettiğini vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bazı hastaların tedavisinin 6 hafta sürdüğünü söyleyerek, “Bu yüzden direkt olarak bu rakamlarda düşüş göremiyoruz. Ağır seyreden Covid-19 hastaları yoğun bakımda çok uzun süre yatıyorlar. Belirli bir birikme söz konusu. O hastaların bir kısmı iyileşirken bir kısmını da ne yazık ki kaybediyoruz. Bu hastalar kasımdan itibaren hastalanmış hastalar. Ağır hastalar uzun süreli takip ediliyorlar. Kısa sürede iyileşemiyorlar. Kasım ayında yatırdığınız hastayı bile şu an kaybedebiliyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
ABD'DE DE BENZER DURUM VAR
Amerika Birleşik Devletleri'nde 46 eyalette Covid-19 vaka sayılarında düşüş görüldü. Bu düşüş hastaneler üzerindeki baskıyı bir nebze de olsa azalttı. Ancak bu düşüş ölüm rakamlarına henüz yansımadı. Beyaz Saray'da brifing toplantısında konuşan Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Anthony Fauci, virüsün bulaş hızında bir plato olabileceğinden bahsetmişti. Diğer yandan ABD Başkanı Joe Biden, vefat sayılarının artmasıyla ilgili uyarılarda bulundu. Biden, virüsle mücadele konusundaki stratejisini açıkladığı sırada, vefat rakamlarının gelecek ay ABD'de 500 bini bulabileceğini belirtti.
ZATÜRRE ORANINDAKİ ARTIŞ DA KAYGI VERİCİ Mİ?
Hastalığın pnömoni (zatüre) oranının bilindiğinin altını çizen Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu konuya “Zatürre oranlarındaki artışta kaygı duymayı gerektirecek bir şey yok. Hastalığın zatürre oranı belirli düzeyde zaten aynı çıkıyor. Bu yüzden birkaç günlük bir artışta kaygı duyulacak bir şey yok. Sonuçta bir yıldır bu hastalığın ne kadar zatürre yaptığını biliyoruz. Daha çok zatürre yapar hale döndü gibi bir şey söylemek doğru olmaz.” sözleriyle açıklık getirdi.