Elit İşcan: Erkek şiddetine maruz kalan her kadının yanındayım

Efecan Şenolsun’un, dizi setinde Elit İşcan‘a yönelik hakaretleri ve cinsel saldırıda bulunması nedeniyle yargılandığı davanın beşinci duruşması 4 Şubat 2021 saat 13.30’da İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görülecek.

#MeToo hareketiyle tüm dünyada başlayan akımın etkileri Türkiye’de de hissedilmeye başlandı. Türkiye'de kadınlar çeşitli zamanlarda maruz kaldıkları cinsel saldırıları sosyal medya üzerinden birbiri ardına açıklamaya başladı. Kadınlar her gün; evde, işyerinde, sokakta, okulda, aslında yaşamın olduğu her yerde erkekler tarafından cinsel ve fiziksel saldırıya uğruyorlar. Sinema ve televizyon sektörünün bel kemiği setlerde de pek çok saldırı haberine ne yazık kı tanık oluyoruz. Bu saldırıların birçoğu ise maalesef cezasız kalıyor.

Elit İşcan, Efecan Şenolsun’un Yaşamayanlar dizisinin setinde kendisine hakaret ettiğini ve cinsel saldırıda bulunduğunu açıkladı. Tarih, Ekim 2018’di. Yaklaşık yedi ay sonra İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede Şenolsun'a, oyuncu Elit İşcan’a "cinsel saldırı" ve "hakaret" suçlarından 17 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. O bugünden bugüne tam dört duruşma geçti. Mahkeme tanıkları dinledi, tanıklar “cinsel saldırıyı” doğruladı.

Duruşma, 4 Şubat 2021’e ertelendi ve duruşmada doğrudan görgü tanığının dinlenmesine karar verildi. 5. Duruşma öncesi Elit İşcan ile dünyadaki #MeeToo ve Türkiye’deki #SusmaBitsin hareketleri, mücadelesi, dava süreci ve mesleği hakkında konuştuk. Efecan Şenolsun tarafından cinsel saldırıya maruz kalan Elit İşcan çalıştığı Icon Talents isimli oyuncu ajansının Efecan Şenolsun’a hiçbir yaptırımda bulunmadığını ve fail ile dayanışma içerisinde olduklarını vurguluyor. İşcan saldırı gerçekleştiğinde tıpkı Şenolsun gibi Icon Talents’ın oyuncusuydu ve olaydan sonra, ajansın tavrı nedeniyle ajanstan ayrıldı. Şenolsun hala aynı ajansla çalışıyor. Erkek şiddetine maruz kalan her kadının yanında olduğunu belirten Elit, “MeToo hareketiyle tüm dünyada başlayan akımın etkileri sonunda Türkiye’de de hissedilmeye başlandı. Benim şikayetimin ardından Mor Yapımcılar bir dayanışma çağrısı yaptılar ve Kasım 2018’de 100’ü aşkın kadın bir araya gelerek #SusmaBitsin platformunu kurduk. Şu an 300’e yakın üyemiz var ve hepimiz gönüllülük esası ile iş ortamlarında maruz kaldığımız erkek şiddeti ve ayrımcılığı bitirmek üzere çalışıyoruz.” diye konuştu.

Av. O. Meriç Eyüboğlu: Bu dava sadece Elit’in ya da bu sektörde çalışan kadınların değil, erkek şiddetine maruz kalan hepimizin davası!

Elit İşcan’ın avukatı O. Meriç Eyüboğlu, “Dizi setlerinde yaşanan erkek şiddeti, Talat Bulut’un cinsel tacizi sonrası yüksek sesle konuşulmaya başlandı. O şikayet maalesef takipsizlik kararı ile sonuçlandı, bir dava açılmadı. Bu sonuç sinema ve TV setlerinde kadınların maruz kaldığı eşitsiz, ayrımcı ve cinsiyetçi tutumları yine flulaştırdı, hatta görünmezleştirdi muhtemelen. Bu tip saldırılara maruz kalan kadınlara da “şikayetçi olursanız işiniz çok zor” mesajını vermiş oldu. Elit’in, önüne çıkan onca engele rağmen yaşananları yüksek sesle söyleme ve vazgeçmeme kararlılığı, hem gözlerin tekrardan setlere çevrilmesine yol açtı. Bu zorlu süreç, sinema ve televizyonlarda çeşitli aşamalarda yer alan kadınların bir platform olarak örgütlenmesini de hızlandırdı. “Susma Bitsin” sadece bu davada değil setlerde yaşanan her türlü erkek şiddetine karşı bir dayanışma örgütlemeye çalışıyor. Gerek yaşamın her alanında kadınların itirazlarını ve isyanını yüksek sesle söylemesi, gerekse somut olarak bu alandaki kadın örgütlenmesi, önemli bir baskı unsuru yarattı. Ozan Güven’e yönelik tutumun ve yaptırımın, Talat Bulut’un taciz sürecinden çok farklı işlemesinin nedeninin kadınların bu bir araya gelişi ve örgütlülüğü olduğunu düşünüyorum. Ayrı bir kampanya yürütmeye gerek kalmaksızın yapım firması Güven’in diziden ayrıldığını duyurmak zorunda kaldı. Bu sonuçta Elit’in araladığı kapının ve bu davanın önemli bir payı var. Hem bu nedenle hem içeriği ve konusu nedeniyle bu dava sadece Elit’in ya da bu sektörde çalışan kadınların değil, erkek şiddetine maruz kalan hepimizin davası…” dedi.