Gözaltına alınan öğrencilere 'suç yaratmaya yönelik' suçlamalar
Rektörlük binasının önünde nöbet tutan öğrencilerin, Bulu’nun binadan çıkışını engelleyerek “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “iş ve çalışma hürriyetini ihlal” suçunu işledikleri öne sürüldü.
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li Rektör Prof. Dr. Melih Bulu’yu rektörlük binası önünde tuttukları nöbetle protesto ettikleri için gözaltına alınan 51 öğrenciye İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde “suç yaratmaya yönelik” suçlamalar yöneltildi.
Öğrencilerin rektörlük çevresinde nöbet tutmalarının, Bulu’nun rektörlük binasından çıkmasına engel olunduğu öne sürülerek öğrencilere, “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “İş ve çalışma hürriyetini ihlal”, Bulu’nun arabasının tekerleğinin patlatılmış olduğu iddiasıyla ise “Mala zarar verme”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlamaları yöneltildi. Emniyetteki ifadeleri tamamlanan 51 öğrenci dün İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
Polis sorgusunda öğrencilere, “Rektörlük binası önünde bekleme yaparak, rektörlüğün 3 kapısını abluka altına alarak, slogan ve alkışlar eşliğinde bekleme yaparak bina içerisinde bulunan çalışanların dışarı çıkmasına engel mi oldunuz?” ve “Rektörlük aracına zarar veren grup içerisinde bulunduğunuz tespit edilmiştir. Suçlama hakkında ifadeniz nedir?” şeklinde sorular yöneltildi.
ÖĞRENCİLER: ABLUKA YOK
Barışçıl ve demokratik haklarını kullandıklarını belirten öğrenciler suçlamalar karşısında şaşkınlık yaşadı. İfadelerinde benzer şeyler söyleyen öğrenciler, “Bu suçları işlemedik. Rektörlük binasını ablukaya almak gibi bir durum söz konusu değil. Çalışanların binadan çıkışını engellemedik. Rektörlük arabasına ise zarar vermedik. Gösteri ve yürüyüşlere katılmak ise yasal bir hak. Bu hakkımızı kullandık” dediler.
Rektör Melih Bulu’nun öğrencilerin rektörlük binasında yer alanların çıkışını engellediği yönündeki açıklamasını hatırlatan Boğaziçili öğrencilerin avukatlarından olan CHP Yüksek Disiplin Kurul üyesi avukat Doğuşcan Aydın Aygün, şunları söyledi:
“anayasanın 34. maddesinde herkesin, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı güvence altına alınmıştır. Barışçıl gösteri yapanlara müdahale hukuk devletine aykırıdır.
Anayasal haklarını kullanan öğrencilerin bu kanun yönünden de suçlamaya maruz bırakılması kabul edilemez. Bu süreçte öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Partimizin hukuk komisyonunda görev alan avukatlar ve diğer gönüllü avukatlarla birlikte öğrencilere hukuki destek için görevimizin başındayız."
Öğrencilerden birine emniyette sorulan soru ise dikkat çekti. Polis, “Üyesi olduğunuz bir sivil toplum kuruluşu ya da örgüt var mı?” diye sordu. Öğrenci ise “Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KÇUV) dışında bir yere üyeliğim yoktur” diyerek yanıt verdi.