Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Akın'dan korkutan İstanbul uyarısı
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Akın, İstanbul'daki yeni tip koronavirüs salgınının durumuyla ilgili olarak "Mutasyon virüsler de girdi, riski daha hızlandırdı. Bu boş vermişlik içinde İstanbul koptu gidiyor, ikinci zirveyi yapacak..." dedi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın ile görüşmesini köşesine taşıdı. Akın, "Bu boş vermişlik içinde İstanbul koptu gidiyor, ikinci zirveyi yapacak..." ifadelerini kullandı. İlk zirvede de Prof. Dr. Akın'ın uyardığını belirten Sarıkaya, uyarılarının çıktığını ve yüzlerce insanın öldüğünü vurguladı.
Sarıkaya'nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"İlk zirveden önce de uyarmıştı, dediği oldu ve bırakın enfeksiyon kapıp zor kurtulanları, yüzlerce insanın ölümü ile sonuçlandı.
Aynı uyarıyı bugün bir daha yapıyor: "Mutasyon virüsler de girdi, riski daha hızlandırdı. Bu boş vermişlik içinde İstanbul koptu gidiyor, ikinci zirveyi yapacak..."
Sözün sahibi, yıllardır koronavirüs ile uğraşan, Vuhan varyantı Türkiye’de görüldüğü günden beri de mücadelenin önünde yer alan halk sağlığı uzmanı, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın... Bilim Kurulu’nun kısıtlamaları belirleyen kurulunun da başında yer aldığı için virüsün ve mutasyona uğramış hallerinin yayılımını yakından takip etme olanağına da sahip bilim insanı... Son bir haftadır ne zaman sohbet etsek ilk dikkat çektiği konu İstanbul’un durumu oldu...
Haksız da değil...
Tatlı umursamazlık
Olaylar ve Görüşler programımız dolayısıyla dün geldiğim İstanbul’da karşılaştığım tablo ürkütücüydü... Buna ister 'tatlı umursamazlık' dilerseniz de 'kolektif cehalet' veya ötekinden gördüğü nedeniyle ortaya çıkan mücadele inancının kırılması deyin... Güneşin ısısını yükseltmesiyle, maske ve mesafeyi terk etmiş, sanki başka çıkar yolu kalmayan umarsızlığında kendini sahile atmış onlarca insan, aymaz halde dolaşıyor... İçlerinden dördünü bir süre gözlemledim... Önce arkadaşları ile buluştu, hepsi maskeliydi... Sonra yürümeye başladılar, önce biri sonra diğerleri maskeleri çene altına fora etti... Sonrasında da sarmaş dolaş, eski günlere dönüş muhabbetleri başladı... Çevredekilerin tavrı da aslında onlardan farklı değildi... Dikkat ettim yüzlerindeki de kıyafetlerine uygun renklerde, patıska veya basma bezden dikilmiş maskelerdi... Bilim insanlarının iki maske önerdiği yeni mutasyonlar karşısında sürekli yüzlerinde kalsa ne denli koruma sağlar o da tartışılır...
Mesai saati sorunu
Yola çıkmadan önceki sohbetimizde Prof. Dr. Levent Akın’ın ne demek istediğini gözümle görünce daha iyi anladım... Kulağımda, 'İstanbul koptu gidiyor' cümlesi bir daha yankılandı... Prof. Dr. Levent Akın’ın sözleri bununla da kalmadı. Özellikle İngiltere’de ortaya çıkan hızı artmış mutasyonlu virüs ile hızı o derece fazla olmamakla birlikte öldürücü etkisi yüksek Güney Afrika ve Brezilya mutantlarına dikkat çekti.
“İşverenlere ısrarla mesai saatlerini değiştirin diyoruz ama dinlemiyorlar” hayıflanmasında bulunup devam etti: “İstanbul’da bir süre sonra enfeksiyon kapmış insan sayısında yükselme görmememiz imkansız. Çünkü İstanbul koptu gidiyor… Önlemlere uyan sayısı gittikçe azalmaya kalabalık ise bir o denli artmaya başladı. İngiltere ve Güney Afrika varyantı da üzerine bindi.”
Salon toplantısı rahatsızlığı
Burada da durmadı, “Kurumların salon toplantıları da rahatsız edici” deyip Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan gerilimin yarattığı toplaşmaya atıf yaptı.
Konuya içinde yaşanılan durumun ötesinde yaratacağı sağlık sorunu açısından bakıp şunları söyledi: “Boğaziçi eylemleri sağlık yönünden tereddüt ettiriyor. Çocuklar iç içe... Bazıları maskesiz. Yeni mutant virüs 16 yaşından altını da etkiliyor...”
Bununla kalmadı, yeni ortaya çıkan mutant virüslerin de mutantının görüldüğüne işaret etti... Virüsün yaygınlaşmasının, yeni varyantlar ile çok daha hızlı olacağını da bir daha anımsattı. Şunu bir daha belirtmem gerekir ki bilim insanı duyarlılığı ve hocaların hocası olması nedeniyle geçmişte söyledikleri bire bir çıktı.
Bilimin yanılması olmaz...
Ama bir yanda insanlara evlerine kapanmaları, mesafelerine dikkat etmeleri söylenirken, diğer yandan bu ülkenin rol model olması gereken yöneticilerinin kongre düzenlemeleri de mücadelenin toplumsal algısını kırar..."